Kültür Bakanlığındaki yıllarımda, hiç unutamadığım, fakat yine de adını vermek istemediğim, Türkoloji mezunu bir çalışma arkadaşımız vardı. 12 Eylül'den sonra Yayımlar Dairesi Başkanlığına getirilmişti.
Bir gün odasında çay içip sohbet ederken o sırada Bakanlıkça yeni yayımlanmış bazı eserler söz konusu oldu. Daire Başkanı arkadaş, "Yahu Yahya Bey bak şimdi hatırladım, yeni yayınladığımız kitapların bütün yazarlarının adreslerini tesbit ettik, telif haklarını gönderdik. Bir tek Katip Çelebi'nin adresini bulamadık. Sen belki bize yardımcı olabilirsin..."
Donup kalmıştım. Ancak öyle geçiştirmek de olamazdı. "Sanırım Karacaahmet'te olmalı ama, ada pafta numaralarını öğrenmek gerekir" deyince hem kızardı hem de gülerek geçiştirmeye çalıştı.
Daha sonraki yıllarda da Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığından Meslek Birliğimize şöyle bir resmi yazı gelmişti. "Telif haklarını ödemek için adresleri tesbit edilemeyen aşağıdaki yazarlardan adresi sizce bilinenlerin tarafımıza gönderilmesi..."
Listeye göz attığımda, adresi aranan yazarlardan birinin de Reşat Nuri Güntekin olduğunu gördüm. Ama Reşat Nuri'nin ada ve pafta numaralarının öğrenilmesi Katip Çelebi'ye göre daha kolay olabilirdi.
TRT'deki yıllarımdan kayda değer şöyle bir olay da yaşanmıştı. Ankara Radyosu Arşiv Müdürlüğünde bir ayıklama yapılıyor, gereksiz diye düşünülen doküman ayıklanıyordu. Kasetler, plaklar ve benzeri birçok malzeme çöpe atılıyordu. Bunlardan bazılarına radyo personelinden birileri "Çöpe gitmesindense ben alayım" diyerek el koyuyordu. Odama gelen bir arkadaş, arşivden atılanlardan el koyduğu plakları bana gösteriyordu. İçlerinden bir taş plak dikkatimi çekmişti. Aldım bir de baktım ki Adnan Ötüken'in, Milli Kütüphane'nin açılışında yaptığı konuşmanın plağıydı. Bir ikincisinin olması da mümkün değildi. Tepeden tırnağa ürpermiştim. Kim bilir "Lüzumsüz" diye daha neler çöpe atılıyor, ya da yağma ediliyordu. Ankara Radyosu Müdürü Fahri Taş'ı arayıp durumu anlattim. O da şaşmış ve hemen giriş kapısındaki görevlilere, arşivden alınan bütün malzemeye el konulması talimatını vermişti.
Yahya Akengin'in kırk yıllık hatıralarını içeren yazı dizisi devam edecek...