Türkiye Günlüğü Dergisi 144. Güz sayısında; Ankara’da Milli Meclis’in toplanması, Misak-ı Millî ilanı, Kâzım Karabekir kumandasındaki Şark Ordusunun Ermeni Ordusunu Oltu’da yenmesi, Kuvâ-yı Milliye’den nizâmî orduya geçiş, Sarıkamış-Kars’ın kurtuluşu (1), Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk milletlerarası anlaşması ve Sevr anlaşmasına vurulan darbe olan Gümrü Anlaşmasının imzalanması, İstanbul’un İşgali gibi önemli olayların 100. yıl dönümü dolayısıyla, Doğu Cephesini ele almış ve bu sayının mektubunda Mustafa Çalık Hoca, Birinci Dünya Savaşı sonunda verdiğimiz İstiklâl savaşında Doğu Cephesinin rolünün, yıllar boyu göz ardı edildiğini dile getirmiş.
Erzurum, Trabzon, Sivas vilâyetlerinin, Cumhuriyetin temeli sayılan Erzurum Kongresinin ve Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Şark Ordusunun Millî Mücadeledeki büyük ve müstesna yerinin gereği gibi öne çıkarılmadığı gerçeğinden bahsederken; Şark Cephesi komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın millî mücadeleden hemen sonra ‘’ana muhalefet lideri’’ konumuna geçmesi ve istilâ hareketinin, Garp Cephesinden başlaması gibi gerçeklerin buna sebep olduğunu belirtmiş. Yazı kurulu olarak başlangıçta düşündükleri "Doğu Cephesi Dosyası" hazırlamak niyetlerini bu sayıda istedikleri gibi gerçekleştiremediklerini, Kars merkezli bir dosya çıkarabildiklerini de ilave etmiş sayın Çalık.
Türkiye Günlüğü’nün 136. sayısında, Nevzat Kösoğlu’nun kaleme aldığı Harb-i Umumi’nin cephelerini anlatan; ’’Osmanlı Savaş Cepheleri’’ başlıklı yazıda da bir cümle ile geçiştirilen Fevzi Çakmak’ın idare ettiği, Deli Halit Paşa’nın başrolde olduğu, yörede hemen her ailenin bir yakınının iştirak ettiği 1916 Bayburt Savunması, Şark Cephesinde olduğu gibi Tarih ve Edebiyat Dünyamızda hak ettiği ilgiyi görmemiştir.
Daha önce yine Genel Kurmay Başkanlığı ve sonraki yıllarda İş Bankası Yayınları tarafından ‘’Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri’’ ismi ile yayınlanan, Mareşal Fevzi Çakmak’ın anılarının yer aldığı, piyasada bulamayıp bir ara kütüphaneden fotokopisini temin edebildiğimiz kitap, Doğu Cephesinde yaşananları en ince ayrıntılarıyla anlatan en önemli kaynak. Geçenlerde milletvekilimizin göndermesiyle edindiğim; Ankara Genel Kurmay Basım Evi’nce 2005'te, bu defa ‘’BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA DOĞU CEPHESİ’’ adıyla yayınlanan eserin bazı sayfalarına bakmak,1916 mart-temmuz aylarında gerçekleşen, Fevzi Çakmak ve Ordu Komutanı Vehip Paşa’nın "Plevne Savunmasının muvaffak olmuş hali’’ diye nitelendirdikleri Bayburt Savunmasının önemi hakkında fikir edinmek için yeterli:
Sayfa 169 "-Binbaşı Halit komutasındaki Çoruh müfrezesi Aşkale Bayburt arasındaki Pırnakaban’dan Çoruh havzasındaki Pazaryoluna bağlı Traht’a kadar 60 kilometrelik cepheyi Rusların 2. Türkistan cephesine karşı örtüyor ve koruyordu’’(2)
- ’’Çoruh havzasında İspir’den ilerleyen 2.Türkistan kolordusu, 3. Plaston Tugayı, 4. Türkistan tümeni (Rus kuvvetleri)'nin 13. Süvari alayı, bir bölüğünü öncü olarak 14 Mart 1916'da Norgâh’a (Pazaryolu) sürmüştü. Çoruh Müfrezesi 14 mart gecesi yaptığı baskınla düşman bölüğünü perişan etti, bir kısmı esir alındı, çoğu öldü ve bir çok hayvan ganimet alındı’’..
Sayfa 171'de; 20 Mart 1916'da Bayburt’a gelerek burada (3) karargâhını kurduğunu anlatan Mareşal Fevzi Çakmak,17 Temmuz'da Bayburt düşünceye kadar yaşanan Çoruh-Masat arasındaki Kaledere’de (Sayfa 172: "-Çoruh cephesinin en önemli noktası Çoruh ve Masat Vadileri arasındaki Kaledere tepesiydi. 2.Türkistan Kolordusu burasını işgal etmek için on günlük bir muharebede başarılı olamamıştır’’… Sayfa 175: "-13 Nisan 1916 İki haftadan beri devam eden Kaledere muharebesi sonuçlandı. Düşmanın beş alayına karşı 4 Türk alayı mevzilerini savunmuş, Ruslara binlerce ölü verdirerek bütün hücumları püskürtmüştü.’’) cereyan eden muharebeleri, 17 Nisan'dan 17 Temmuz'a kadar defalarca el değiştiren Kop'ta; çoğu Kenan Tepe’de yaşanan çarpışmaları, birkaç kere el değiştiren Bahtlı çarpışmalarını, Trabzon yönünden Sultan Murat, Çakmas, Danzut civarı çarpışmalarını gün gün anlatmış. Alman komutanlardan Guze’nin "Ruslar Bayburt üzerinden Suşehri’ni işgal ederlerse Erzincan’daki 3. Ordunun durumu kötü olur’ düşüncesinden dolayı Erzincan’a gelmekte olan 5. Kolordu’nun Bayburt’a sevk edildiğini, yine bu sayfada anlatmış.
199. Sayfada; "-Görülüyor ki 160 Rus taburu en çok 35-40 bin askerden oluşan 3. Ordu üzerine saldırıyordu. Vehip Paşa, Enver Paşa’ya Bayburt’u bir Plevne yapacağını yazmıştı, burası bir Plevne gibi savunuldu’’ dedikten sonra, sayfa 226'da devam ediyor:
Bayburt Plevne Vazifesi Gördü mü?
‘’3. Ordu komutanının genel karargâha bildirdiği Bayburt’u bir Plevne yapma isteğini yukarıda anlatmıştı. Plevne 1877-1878 Türk-Rus muharebesinde Rus Ordularını kendine çeken ve üç meydan muharebesinde üstün gelerek sonunda esir düşen Türk Ordusunun bir kahramanlık örneğidir. Bununla Bayburt’u karşılaştıracak olursak görülüyor ki Bayburt Savunması Rus Ordusunun büyük bir kısmının dört ay kadar burada bağlanmasına sebep olmuştur. Rusların burada durdurulmaları Türk Ordularına taaruzî hareket etme imkânı sağlamıştır. Sonunda tehlike ortaya çıkınca Rus Ordusunu hırpalayarak düzenli bir şekilde çekilmiş ve önemli düşman kuvvetlerini önünde durdurmuştur. Bu durumda Bayburt Savunması başarılı olmuş bir Plevne sayılmalıdır. Plevne Ordusu plân gereğince Orhaniye’ye çekilseydi, başarılı olmuş bir Bayburt olurdu. Ahmet İzzet Paşa’nın verdiği direktifte düşmanı olabildiği kadar çok tutmak ve tam zamanında çekilmek emrediliyordu. Bu emir bütünüyle yerine getirilerek, mart ayından temmuz ayına kadar dört ay aralıksız süren muharebelerle 2. Ordu’nun toplanması için gereken zaman kazanılmıştır.’’
Sayfa 203; "-Ordunun Trabzon’a taarruzda ısrar etmesi ve Kop’tan kuvvetli bir tümen çekmesi birbirini tamamlayan iki hatadır ki Bayburt’un kaybı 3. Ordunun yenilgisini doğurmuştur.’’
Sayfa 221; "-Bayburt çıkıntısı ortadan kaldırıldıktan sonra cephenin uzunluğu yarıya inmişti. O halde Ruslar buradan yarı kuvvetlerini tasarruf edebilirlerdi."
Kurtuluş Tarihleri ve Ordunun İaşesi:
Sayfa 237; "-7 Kasım 1917'de Rusya’ya hâkim olan Bolşevikler barış istiyordu. 18 Aralık 1917'de Erzincan’da Ruslarla anlaşma imzalandı. Ermeni zulümlerine karşı çaresiz kalan Türkleri kurtarmak için de 2. ve 3. Orduların ilerlemesi emri verildi. 7 Şubat 1918'de Kelkit ele geçirildi.’’
Sayfa 238; "-13 Şubat 1918- 1. Kafkas Kolordusu Erzincan’a girdi.’’
19 Şubat 1918- 2.Kafkas Kolordusu Bayburt’u aldı.
12 Mart 1918-Erzurum 1. Kafkas Kolordusu tarafından işgalden kurtarıldı.
25 Nisan 1918- Kars taarruz sonucu zapt edildi. 20 bin Ermeni doğuya çekildi.
Sayfa 319; "-1916 Bayburt taarruzundan önce Üçüncü Bölge mevcudu 1212 subay ve 35.362 muharip askerden ibaretti. Geri çekildikten ve cephede sükûnet meydana geldikten sonra Üçüncü Bölge mevcudu 24.551 askere düşmüş ve 11.000 kayıp verilmişti. Asker kaybı 1/3 olduğu halde 608'e ulaşan subay kaybı yarı yarıya bulunuyordu. Bu da subayların görevlerini yapmak konusunda askerlere örnek olduklarını kanıtlamaktadır.’’
İAŞE ZORLUKLARI
Sayfa 311; "- En ilkel yöntemlerle iaşeye başvuruluyor buğday kavrularak askere veriliyordu ki buna "kavurga" deniliyordu…1916'da Bayburt’tan geri çekilme sırasında,özellikle dağlık bölgelerden çekilen Hart cephesindeki birlikler de kavurga yemeye mecbur olmuşlardı.’’
Türkiye Günlüğü'nün hazırlayacağı, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklâl Harbinde Doğu Cephesi’nin işleneceği müstakbel sayıda; Prof. İsmail Eyupoğlu’nun, Atatürk Üniversitesi tarafından çıkarılan "Atatürk Dergisi" 2. Sayıda (4); Erzurumlu Yüzbaşı Kâzım Yurdalan vesilesiyle yazdığını sandığım, "Bayburt Jandarma Komutanlığı ve Kop Dağı Savunması" yazısında kaynak göstererek belirttiği gibi, uzunluğu 180 kilometre olan, süre olarak emsallerinden çok daha uzun cereyan eden Bayburt Savunmasının, hak ettiği şekilde anlatılacağını umuyorum.
***
1) 25 Nisan 1918'de kurtarılmış olan Kars daha sonra İngiliz destekli Ermeni birlikleri tarafından işgal edilmiş, 29 Eylül 1920'de Kâzım Karabekir tarafından tekrar kurtarılmıştır. Kars; 23 Nisan 1920'de açılan TBMM’de, işgal altında olduğundan temsil edilemez. Daha sonra Kars’ta seçimler yapılarak 3 milletvekili 1921'de meclisteki yerlerini alır.
2) 1916 Bayburt Savunmasında binbaşı rütbesiyle, milis kuvvetleri oluşturduğu halk arasında efsane olan, "deli" lakabıyla "en çok anlatılan ve unutulmayan"; 1919 kasım-aralık aylarında gerçekleşen Hart İsyanını bastıran komutan olan Halit Bey’in; Çoruh müfrezesinde 11 tabur, 6 top, 5 makineli ve 5011 askeri olduğunu kaydetmiş Mareşal Fevzi Çakmak..
3) Fevzi Çakmak, Bayburt’ta Ozulu caddesinde, şimdi yerinde olmayan Ozulu Ethem Efendi konağına 20 Mart 1916'da karargâhını kurarak, Bayburt Savunmasını 4 ay buradan idare etmiştir.
4) Eyüpoğlu,İsmail, Bayburt Jandarma Komutanlığı ve Kop Dağı Savunması,A.Ü.İ.ve İ.T. Enstitüsü, Atatürk Dergisi, 2016,s 2, sa 1-13.