RTE Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olmamalıdır. Türklüğü bir etnik grup olarak ilan eden birisinin Atatürk’ün makamında oturması kabul edilemez.
Ayrıca hakkında Cumhuriyet tarihimizin tamamındaki yolsuzluk iddialarının toplamı kadar iddialar bulunan bir insanın, Türk Devletini temsil etmesi düşünülmesi bile acı veren bir olay olacaktır.
Seçimlerden çıkan sonuca güvenerek Cumhurbaşkanı olmak isteyen RTE’nin bu hareketi kendisi içinde iyi sonuçlar doğurmaz. Ama olan Millete, Devlete olur. Dolayısıyla RTE engellenmelidir. Bunun yolu da onun hakkında görüşleri birleşenlerin Köşke uygun ve layık birini bulmakta da birleşmeleridir.
İşte Sayın Bahçeli bu yolu açmış ve “ortak bir aday çıkartmak suretiyle, bütünleyici bir aday üzerinde çalışılmalı” demiştir. CHP’den de Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu çağrıya olumlu karşılık vermiştir. Gerçekten güzel bir gelişme ile karşı karşıyayız. Sayın Bahçeli’nin niteliklerini tanımladığı uygun bir aday ile Türk Devletinin temsil makamının, Atatürk’e ayyaş diyen birisi tarafından işgal edilmesi önlenebilir.
RTE’nin 12 yıllık Başbakanlığı Türkiye için çöküşün başlangıcıdır. Uzun yıllar halkımızın fedakarlığı ile ve iktidarların açık desteği ile geliştirilen tarım ve sanayimiz çöküş sürecine girmiştir. 100 milyar dolar civarında dolaşan dış ticaret açığı, Demokles’in Kılıcı gibi Devletimizin tepesinde sallanıp duruyor.
RTE’nin bilgisizce söylemleri yüzünden “Türklük” çatı kavramında birleşen halkımız yeniden etnik gruplara ayrıştırılmıştır. Türk olmak, adeta kaçılması gereken bir aidiyet haline getirilmiştir.
RTE’nin Cumhurbaşkanlığı hesabı ile başlattığı açılım süreci Türkiye’yi fiilen bölmüştür. Vatanın bölünmezliği uğruna şehit olanların şehitliği ve Millet bütünlüğü uğruna Devletin yanında yer alanların vefakarlığı anlamsız hale getirilmiştir. Teröristlerin başkanı için eskiden “sayın” demek suç sayılırken, şimdi dememek kabahat haline gelmiştir.
RTE’nin Dünya liderliği masalı uğruna güdülen saçma sapan dış siyaset ile komşularla dostluk sıfıra indirilmiştir.
RTE kendisini iktidara taşıyan Global Kapitalizmin buyrukları doğrultusunda KKTC’yi Rumlara, Kerkük’ü Barzani’ye peşkeş çeken bir siyaset izlemiştir. Zaman zaman bağımsız siyaset izler görüntüsü vermesi ise görüntüden ve gösterişten ileri gitmemiştir.
RTE’nin dini insafsızca siyasi amaçlarına alet etmesi ise halkımızda çok tehlikeli bir bölünmeye yol açmıştır. RTE’nin yandaşları arasında “rüşvete ve yolsuzluğa bile mazeret üreten bir Müslümanlık” anlayışının doğmasına yol açarken; RTE karşıtları bu Müslümanlığı esas alarak İslam’dan da hızla kopmaktadırlar. En kalıcı tehlike de budur.
Bütün bunlardan sonra böylesine zararlı bir kişinin bir de Cumhurbaşkanı olmasının tehlikesini sağduyu sahiplerinin görmemesi mümkün değildir.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi bu sağduyulu ve vatansever yaklaşımından ötürü yürekten kutluyorum. Dilerim ki başlattığı yol ve yöntem başarılı olur.