Bir hafta veya on gün kadar önceydi. Sevgili Kürşat Okutmuş aşağıdaki büyük fotoğrafı gördüğünde "abi" demişti, "bu resmin bir hikayesi vardır elbet, yazsana.."

Bir sürü kısa hikaye yazabilirdim ama bu hiç aklıma gelmeyebilirdi.

Acısıyla birlikte geldi!
Tebessümleri, kızgınlıkları ile geldi...

Çoğumuzun hayatında en az bir iki "kare"si olan, şakaları, çirişlikleri ile geldi...
Gelmez olaydı!



Rahmetli İlhami Çakmak, Daştan Palas'a telaş ile girip "Abdullahoğlu" diye seslendiğinde kahvede üç kişiydik zaten: Garsonumuz Kor Fikret, sonraları öğretmen olan Kor Fikret (Algan), bir de ben... 

- Ben mi ?
- Gah gel lan!

Kalktım mecburen, takıldım peşine.

Saray Bahçesi'nde maç var birazdan, kalabalık oralar.

Anladığıma göre o zamanlar Hükümet Konağı'nın arka bahçesinde bulunan ŞEKERSPOR KULÜBÜ'nün kerpiçten yapılmış kulübesine gitmekteydik. Oyuncular ısınma koşuları filan yapmaktaydılar etrafta.

"Soyun" dedi İlhami Abi, "şu formayı giy, ayakkabılar da şurda,maça çıkacaksın.."

İtiraz hakkımız olmadığını kafamıza çakan emredici cümleden sonra, kıyafeti tamam ettim, sıra ayakkabılara geldiğinde önümdeki çöplükten ayağıma uyabileceğini hesapladığım iki "kaluk" aldım. İkisi de sağ tekti ama olsun, hiç yoktan iyiydi.

Birden "sıra"ya oturmuş sakız çiğneyip bir "geyde" mırıldanırken, bir yandan da şortunun lastiğine toplu iğneler iliştiren Abdurrahman Abi'yi farkettim. Gülümsedi bana ve gitti, tanışmıyordum.

Maç sırasında bir kaç rakip oyuncunun durup dururken küfrederek zıp-zıp zıpladığını hatırlıyorum. Şorta gizlenmiş iğneler işlevlerini yerine getirmekteymiş meğer, sonradan öğrendim. Rakip forvetlerin kıçları delik deşikmiş maç bittiğinde.

"ÇİRİŞ" ne olacak, Çiriş Abdurrahman...

Bugün bizi terketti gitti, Rahmet-i Rahman'a gitti. Huzura gitti.
Kaçınılmaz sona gitti. Nurlar içinde yatsın, Mevla cennetine kabul buyursun İnşallah.

***

Bir 21 ŞUBAT öncesinde FOLKLOR DERNEĞİ'nin tiyatro oyununu AHMET SERDAROĞLU ve ŞİNASİ ÇAKIR'la birlik olup üstüme yıkıp kayıplara karışan da oydu...

Elindeki BAYBURTSPOR dosyasını emaneten bana bırakıp, bir daha geri istemeyen ama hep çaktırmadan takip eden de...

Şimdi yok artık.

Çok büyük bir değerimizi kaybettik.

Değerimizi kaybettik.

DEĞER KAYBETTİK.

BAYBURTLULAR BAŞINIZ SAĞOLSUN, BAŞIMIZ SAĞOLSUN...