İdeolojik saplantı içinde, kalıpyargılar kök salmış beyninin her yanına, Yezidi çemberi gibi bir çember çizmiş kendi çevresine oradan çıkmak istemiyor, çık diyenleri yaftalıyor ihanetle, ahlaksızlık suçlamalarıyla…
Bilgisi; güdük ezberleri, saplantıları kadar; algısı kutsal bellediği nassların izin verdiği kadar…
Psikolojisi de normal seyrine değil, bir tozutmuşluk var… İhtiraslarına, pis nefsine gem de vuramıyor, haset ediyor bir yerlere hakkıyla yükselenlere, onlara saldırarak ünleneceğin, dünleneceğini sanıyor…
Böyleleriyle çok karşılaşıyorum… Karşılaşıyorum ve ne yazık ki bunların önemli bir kısmı da Bayburtlu…
Bunlardan birisi geçen gün bana Bayburtluluk vizesi vermediğini söylüyordu, Bayburt’ta doğmak, oralı olmak için yeterli değilmiş, oranın değerleri ile yoğrulmak lazımmış…
Bu tozutmuş, benim aslımı neslimi bilmiyor, kimim, neyim, kimin neyiyim bilmiyor? 13 tane kitap yazmışım, 2000 sayfayı buluyor bu kitaplar, bunlardan herhangi birini okumamış fakat kitaplarım hakkında not veriyor, değerlendirmelerde bulunuyor. Hele de şairliğimiz, benim şiirlerim antolojilerde yokmuş… Arkadaş, dört tane şiir kitabımız var, bu kitaplar hakkında önemli isimler şunları yazmışlar, bu sana bir şey ifade etmiyor mu diyoruz, meğer ahbap çavuş ilişkileri ile yazdırmışım ben onları. Bu ahbap çavuşlarımı bir yazayım da görün; Dilaver Cebeci, Talat Sait Halman, Abdurrahim Karakoç, Mehmet Çınarlı, Feyzi Halıcı, Prof. Dr. Umay Günay Türkeş, Kerkük’ten Abdullatif Benderoğlu, Azerbaycan’dan Fikret Sadık ve Prof. Dr. Azize Caferzade vb…
Bu vesile ile şu kitaplarımızın türlerini, adlarını da bir dökelim şuraya, bilinsin, birisi hakkımızda bir laf edecekse okusun bunları da sonra etsin:
Edebiyatlaşan Vergiler-Araştırma-İnceleme/Bilgeoğuz Yayınları
Bilgisi; güdük ezberleri, saplantıları kadar; algısı kutsal bellediği nassların izin verdiği kadar…
Psikolojisi de normal seyrine değil, bir tozutmuşluk var… İhtiraslarına, pis nefsine gem de vuramıyor, haset ediyor bir yerlere hakkıyla yükselenlere, onlara saldırarak ünleneceğin, dünleneceğini sanıyor…
Böyleleriyle çok karşılaşıyorum… Karşılaşıyorum ve ne yazık ki bunların önemli bir kısmı da Bayburtlu…
Bunlardan birisi geçen gün bana Bayburtluluk vizesi vermediğini söylüyordu, Bayburt’ta doğmak, oralı olmak için yeterli değilmiş, oranın değerleri ile yoğrulmak lazımmış…
Bu tozutmuş, benim aslımı neslimi bilmiyor, kimim, neyim, kimin neyiyim bilmiyor? 13 tane kitap yazmışım, 2000 sayfayı buluyor bu kitaplar, bunlardan herhangi birini okumamış fakat kitaplarım hakkında not veriyor, değerlendirmelerde bulunuyor. Hele de şairliğimiz, benim şiirlerim antolojilerde yokmuş… Arkadaş, dört tane şiir kitabımız var, bu kitaplar hakkında önemli isimler şunları yazmışlar, bu sana bir şey ifade etmiyor mu diyoruz, meğer ahbap çavuş ilişkileri ile yazdırmışım ben onları. Bu ahbap çavuşlarımı bir yazayım da görün; Dilaver Cebeci, Talat Sait Halman, Abdurrahim Karakoç, Mehmet Çınarlı, Feyzi Halıcı, Prof. Dr. Umay Günay Türkeş, Kerkük’ten Abdullatif Benderoğlu, Azerbaycan’dan Fikret Sadık ve Prof. Dr. Azize Caferzade vb…
Bu vesile ile şu kitaplarımızın türlerini, adlarını da bir dökelim şuraya, bilinsin, birisi hakkımızda bir laf edecekse okusun bunları da sonra etsin:
Edebiyatlaşan Vergiler-Araştırma-İnceleme/Bilgeoğuz Yayınları
Atatürk Ekonomisi ve Beş Destan Adam-Araştırma-İnceleme/Asya-Şafak Yayınları
Kartal Gözüyle Milliyetçilik-Araştırma-İnceleme/Asya-Şafak Yayınları
Kartal Gözüyle Laiklik-Araştırma-İnceleme/Berfin Yayınları
Hazar Üstüne Yazılanlar-Araştırma/Sone Yayınları
Cennetin Kütüphanesi-Deneme-Sone Yayınları
Oyunlar ve Senaryolar 1-Oyun ve Senaryo-Sone Yayınları
Gelin Bizi Ayırt Edin Ulan-Gülmece Öykü/Kora Yayınları
Nikolay’ın Av Köşkü-Öykü/Sone Yayınları
Ateşkes Çağrısı-Şiir/Şiir Defteri Yayınları
Saman O Yana Buğday Bu Yana-Şiir/Şiir Defteri Yayınları
Türk’e Baştan Başlamak-Şiir/Sone Yayınları
Dillere Destanlar-Şiir-Atayurt Yayınevi
Ve bu tozutmuş, bir köşe yazımda tanıttığım ve okumadığı bir kitap hakkında ve yazarı hakkında ileri geri konuşmayı ve bana ideolojik yer seçmeyi kendinde hak görüyor…
Hayatımız boyunca kendimizi hiçbir yere pazarlamadık, kimsenin koltuğunun altına girip bir yerlere ulaşmadık. Yazdıklarımız yaptıklarımızla ve kişiliğimizle geldik, geldiğimiz yerlere. Önemli yerlere de geldik ha! Hadi onları da bir yazayım özgeçmişimden, bilinsin.
“1948 yılında Bayburt'ta doğdu. Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Ziraat Bankası'nda memurluk, Tekel ve Türk Standartları Enstitüsü'nde başmüdürlük ve bölge müdürlüğü görevlerinde bulundu. Erzurum Meslek Yüksek Okulu'nda iki yıl Banka Muhasebesi ve Ticari Hesap dersleri verdi. Bu görevlerin ardından, bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra, uzun yıllar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak hayatını sürdürdü. 2000-2001 yıllarında Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 2001 yılında, girdiği mesleki sınavı kazanarak Yeminli Mali Müşavir oldu. Evli ve iki çocuk babası ve iki torun sahibi olan Cazim Gürbüz, Kocaeli-İzmit'te oturuyor ve Yeminli Mali Müşavir olarak ekmeğini kazanıyor.
Cazim Gürbüz, gazeteciliğin haberden köşe yazısına, röportaja dek, birçok dalında ürünler verdi. Türk Haberler Ajansı, Güneş ve Ortadoğu gazetelerinde muhabirlik yaptı. Köşe yazarlığına Ortadoğu Gazetesi’nde başladı, 1998-2003 yılları arasında aralıksız olarak Büyük Kurultay Gazetesi'nde haftalık kültür-sanat yazıları yazdı. Aralık 2003'den bu yana, Yeniçağ Gazetesi'nde haftalık yazılarını sürdüren Yazar, Yeniçağ’ın yanı sıra, 63 yıldır Bayburt’ta yayımlanmakta olan Bayburt Postası Gazetesi’nde de yazarlık yapmaktadır.
1992 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin, 2010 yılında da Azerbaycan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Talat Paşa Komitesi ile birlikte Azerbaycan'a da giden Yazar’ın; şiir, öykü ve yazıları bu ülkede pek çok dergi ve gazetede yayımlandı.
1980 öncesinde, Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Yönetim Kurulu üyeliği ve Gençlik Kolu 2.Başkanlığı yapan Cazim Gürbüz, 2003 yılında Kocaeli MHP İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 2008 Haziran ayı içinde MHP’den istifa ederek, 4 Eylül 2008 tarihinde Osman Pamukoğlu önderliğinde kurulan Hak ve Eşitlik Partisi’nin (HEPAR) kurucuları arasında yer aldı. Gürbüz, bu partide; eğitimden, siyasi işler ve seçim işlerinden, idari ve mali işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılıkları ve Genel Başkanlık görevlerinde bulundu, 2011 seçimlerinde Kocaeli’den milletvekili adayı oldu.”
Evet, bu da böyle… Yeniden şu Bayburtluluk konusunda dönelim. Bayburt’a 30 yıldır çeşitli yayın organlarında yazdıklarımı biriktirmişim, tam 139 bilgisayar sayfası olmuş, bir kitap dosyası, kitap olarak basılırsa yaklaşık 200 sayfalık bir kitap olur. Yayınevi bulabilirsem yayınlayacağım, bulamazsam, kesem elverirse, kendim bastıracağım. Bu yazdıklarım Bayburt’un benim için anlamını yeterince ortaya koyar. Bugüne de hitap etmiyorum, geleceğe yazmışım bunların çoğunu da…
Evet neyse, yıllar önce Bayburt’a vardığımda, yine bazı tozutmuşluklar, kakavanlıklar görmüştüm de üzüntüyle şu şiiri yazmıştım, onunla bitireyim:
BAYBURT ÖZGELENMESİ
İncecik yolunda çift sıra dost
Ve bu tozutmuş, bir köşe yazımda tanıttığım ve okumadığı bir kitap hakkında ve yazarı hakkında ileri geri konuşmayı ve bana ideolojik yer seçmeyi kendinde hak görüyor…
Hayatımız boyunca kendimizi hiçbir yere pazarlamadık, kimsenin koltuğunun altına girip bir yerlere ulaşmadık. Yazdıklarımız yaptıklarımızla ve kişiliğimizle geldik, geldiğimiz yerlere. Önemli yerlere de geldik ha! Hadi onları da bir yazayım özgeçmişimden, bilinsin.
“1948 yılında Bayburt'ta doğdu. Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Ziraat Bankası'nda memurluk, Tekel ve Türk Standartları Enstitüsü'nde başmüdürlük ve bölge müdürlüğü görevlerinde bulundu. Erzurum Meslek Yüksek Okulu'nda iki yıl Banka Muhasebesi ve Ticari Hesap dersleri verdi. Bu görevlerin ardından, bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra, uzun yıllar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak hayatını sürdürdü. 2000-2001 yıllarında Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 2001 yılında, girdiği mesleki sınavı kazanarak Yeminli Mali Müşavir oldu. Evli ve iki çocuk babası ve iki torun sahibi olan Cazim Gürbüz, Kocaeli-İzmit'te oturuyor ve Yeminli Mali Müşavir olarak ekmeğini kazanıyor.
Cazim Gürbüz, gazeteciliğin haberden köşe yazısına, röportaja dek, birçok dalında ürünler verdi. Türk Haberler Ajansı, Güneş ve Ortadoğu gazetelerinde muhabirlik yaptı. Köşe yazarlığına Ortadoğu Gazetesi’nde başladı, 1998-2003 yılları arasında aralıksız olarak Büyük Kurultay Gazetesi'nde haftalık kültür-sanat yazıları yazdı. Aralık 2003'den bu yana, Yeniçağ Gazetesi'nde haftalık yazılarını sürdüren Yazar, Yeniçağ’ın yanı sıra, 63 yıldır Bayburt’ta yayımlanmakta olan Bayburt Postası Gazetesi’nde de yazarlık yapmaktadır.
1992 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin, 2010 yılında da Azerbaycan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Talat Paşa Komitesi ile birlikte Azerbaycan'a da giden Yazar’ın; şiir, öykü ve yazıları bu ülkede pek çok dergi ve gazetede yayımlandı.
1980 öncesinde, Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Yönetim Kurulu üyeliği ve Gençlik Kolu 2.Başkanlığı yapan Cazim Gürbüz, 2003 yılında Kocaeli MHP İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 2008 Haziran ayı içinde MHP’den istifa ederek, 4 Eylül 2008 tarihinde Osman Pamukoğlu önderliğinde kurulan Hak ve Eşitlik Partisi’nin (HEPAR) kurucuları arasında yer aldı. Gürbüz, bu partide; eğitimden, siyasi işler ve seçim işlerinden, idari ve mali işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılıkları ve Genel Başkanlık görevlerinde bulundu, 2011 seçimlerinde Kocaeli’den milletvekili adayı oldu.”
Evet, bu da böyle… Yeniden şu Bayburtluluk konusunda dönelim. Bayburt’a 30 yıldır çeşitli yayın organlarında yazdıklarımı biriktirmişim, tam 139 bilgisayar sayfası olmuş, bir kitap dosyası, kitap olarak basılırsa yaklaşık 200 sayfalık bir kitap olur. Yayınevi bulabilirsem yayınlayacağım, bulamazsam, kesem elverirse, kendim bastıracağım. Bu yazdıklarım Bayburt’un benim için anlamını yeterince ortaya koyar. Bugüne de hitap etmiyorum, geleceğe yazmışım bunların çoğunu da…
Evet neyse, yıllar önce Bayburt’a vardığımda, yine bazı tozutmuşluklar, kakavanlıklar görmüştüm de üzüntüyle şu şiiri yazmıştım, onunla bitireyim:
BAYBURT ÖZGELENMESİ
İncecik yolunda çift sıra dost
Kavaklar telli uzun.
İncecik yolunda kavaklarla birlikte ezgilediğim
Bir türkü vardı “şen ol”unu sevdiğim
Yarım asırlık bir müzmin hüzündür o türkü şimdi
Acılarım açılarım oldu olalı
Artçı artçı sarsılırım
“Sende nem kaldı”sıyla.
İncecik yolunda şimdi yalan
Hayalimde hâlimde bir kızıl elma olduğu
Öyle özgelenmişim ki
Sokakta herkes el
Mezarlık hepten tanış.
Can sıkıntım çift yönlü
İçimden dışıma ılgar
Dışımdan içime dörtnal.
Şehreküstülere çoğul ekleri
Gurbetteki sıladır hemşeri öbekleri
Gurbetteki sıla, üvey sıla sayılır
Peki ya sıladaki gurbet?
O hüsran çarpı hüsran…
Garipliğinizi sılada vursalar yüzünüze kalabalıklar
O zaman görürdünüz.
Vardığımda
Bütün duygularım özlemdi orada
Bütün sözlerim deyiş
Bütün izler umduğuma, bütün ufuklar seziş
Onca bütünü bir büsbütün siliyordu Tanrım, bu nasıl iş?
Olmayan ve arayan biri
Ben’den ayrı gezen ben
Eski sözler ve eski yüzler arıyor
Yarenlik bulursa hemen alıyor.
Söz üstüne kurulan bu diyardan sözde mi göç eyledi?
Evvel zaman içinde
El üstünde tutulurdu nüktedanlıklar
Şimdi bu söz bilmezlikler neyin nesidir?
Bayburt’un o eski ve ince yolunda
Kavaklar boyu devrilesi
İhbar ihbar esmekte Balhar
Türkülerin ağzı da bir bozulmuş ki sormayın gitsin.