Ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutları biliyorsunuz. Gelişen olayları herhalde takip ediyorsunuz.
Özgür Suriye Ordusu, El Nusra, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) gibi örgütleri kimlerin kurup, hangi amaçlar için sevk ve idare ettiklerini biliyorsunuz.
Bunlar, öncelikle Esat karşıtı olarak örgütlendirildiler. Ama bu örgütler aynı zamanda Amerikan ittifakının kullandığı taşeron örgütlerdir. İşin içindeki büyük oyunu herhalde anlıyorsunuzdur. Musul ve Kerkük’ü darmadağın ederek Peşmergelere teslim eden IŞİD örgütünün hangi vazife ile vazifeli olduğunu herhalde bilmeyen kalmamıştır. Şimdi de tutmuş “Hilafet” ilan etmişler!
Bunun nasıl Batı oyunu olduğunu anlıyorsunuz, değil mi? Bu oyun buram buram İngiliz kalleşliği kokuyor!
İsrail başbakanı Netenyahu’nun ve eski Milli Eğitim Bakanımız Hüseyin Çelik’in, kurulmakta olan Kürdistan devleti ile ilgili olarak verdikleri beyanatları okudunuz.
Netenyahu; “Kürdistan devleti artık kurulmalıdır!” diyor.
Hüseyin Çelik ise “Kürdistan bizim kardeşimiz!” diyor.
Ve tabii ki, İçişleri Bakanlığı’na Kürdistan Partisi kurmak için başvuruda bulunuluyor. Hatta Yargıtay bile bunda bir sakınca olmadığı yönünde karar veriyor. Şimdi anladınız mı yargının neden hallaç pamuğu gibi savrulduğunu?
Şimdi anladınız mı Suriye sınırındaki mayınlı bölgenin neden temizlenip, açıldığını? Şimdi anladınız mı Musul’da, Kerkük’te neden nüfus idarelerinin, tapu dairelerinin yakıldığını?
Artık sonucu rahatlıkla tahmin edebilirsiniz.
Sonuç;
1) Yakın vadede Kürdistan devletini kurmak, Musul ve Kerkük’ü kurulacak Kürdistan devleti sınırları içine katmak.
Bu, Türkiye’nin Musul ve Kerkük’le ilgili bir iddiasının artık kalmaması demektir! Rehinelerin kimlerin elinde olduğunu tahmin ediyorsunuz. Acaba IŞİD, Konsoloslukta aldığı rehineleri Peşmergelere mi devretti?
Peşmergeler yani Kürdistan devletini kuranlar, rehineleri ne için ellerinde tutuyorlar?
Biliyorsunuz ki, bu konuda yayın yasağı kondu. Kimse bir şey bilmiyor. Etrafımızda nelerin olup bittiğini kimse anlayamıyor.
2) Orta vadede Suriye ve Irak’ın tam anlamıyla bölünmesi,
3) Uzun vadede Türkiye Devleti’nin son hedef olarak ortadan kaldırılması!
Türkiye kilidi kırılınca Haçlı sürülerinin sel gibi Avrasya’ya akması! Bölgemizdeki milletlerin sahip olduğu bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarına el konulması!
4) Amerikan hegemonyasının iyice bölgemize yerleşmesi!
Uzun vadedeki ana hedef budur.
21. Yüzyıl Haçlı saldırılarının son hedefi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
Bunu yıllarca yazıyoruz. Anlatmaya çalışıyoruz.
Halen gelinen noktayı görüyorsunuz.
Samimi vatan evlatları; hala üçüncü köprüden, üçün havaalanından, bu havaalanının yapılmasını Almanların engellemek istediğinden bahsediyorlar. Hastanelere Mescitler yapılmasını büyük bir hizmet olarak görüp, hükümete bu sebeplerle destek veriyorlar. Madalyonun öbür tarafını asla görmüyorlar. Görmelerine müsaade edilmiyor. Hükümetimizin icraatlarının “muhteşem” olduğunu düşünüyor, bu saiklerle destek veriyorlar.
Bütünün içinde yapılan hizmetlerin, bütünün hepsi yok edilince kime faydası olur acaba! Yakın tarihte Yugoslavya’nın bölünmesine şahit olduk. Tarihte; tacını, tahtını altından yapan nice devletler vardı. Hepsi tarihin karanlık sayfalarında! Unutmayınız.
Ülkemiz bölünmekte ve tam anlamıyla Batı ittifakının eline geçmektedir.
İnanıyorum ki, milletimiz henüz içinde bulunduğumuz vahim durumun boyutlarını anlamamıştır.
Anladığı anda gereğini mutlaka yapacaktır.
Bu sebeple diyorum ki, iş, bu saatten sonra aziz milletimin olayları kavramaktaki ferasetine kalmıştır.
Karar elbette milletimindir. Çünkü yarın bu ülkeyi canıyla, malıyla, dişiyle, tırnağıyla, tıpkı tarihinde olduğu gibi, savunacak olan bu millettir.
Ancak hemen şunu söyleyeyim, vatanımızı gereği gibi savunmak için çok geç kalınmıştır. Seller bütün bentlerimizi yıkmıştır. Bundan aylar önce “Hala Bir Zamanımız Var” diye yazmıştım. Şimdi bu düşüncemi düzeltiyorum. Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Bunu böyle biliniz.
Aşağıdaki alıntılar benim gibi bağrı yanan bir vatanseverin düşünceleridir. Sizinle paylaşmak istiyorum.
“Erdoğan Güney Doğu’yu bilerek, isteyerek PKK’ya terk etmiştir. Başbakan olduğu günden itibaren bu proje üzerinde sebatla çalışmıştır. ERDOĞAN BU ÜLKEYİ BÖLÜP PARÇALAMAKLA GÖREVLİDİR.
AKP’yi meşru bir partiymiş gibi muhatap alarak AKP gerçeğini örten muhalefet partileri vebal altındadır. Ülkeyi bölmekle görevli bir ihanet şebekesi ile milletin meclisini paylaşarak ihaneti legalleştiren muhalefet partileri suç ortaklığı yapmaktadır. Adi suçlarda bile suçluyu saklayanlar, “yardım ve yataklıktan” yargılanır. AKP-BDP ihanetten, Y-CHP ve MHP (mecliste olan vekiller) yardım ve yataklıktan yargılanmalıdır. Bu durum açık ve nettir!!.
Amerika’ya, efendilerine bilgi vermeye giden Bülent ARINÇ: “Artık Sayın Öcalan Demek, Öcalan Posteri Taşımak, PKK Bayrağı Açmak Suç Değil…” diye açıklama yapıyor.
Diyarbakır’da devam eden yol kapatma eylemi nedeniyle Diyarbakır-Lice, Kocaköy-Lice, Lice-Bingöl, Kulp-Muş arasında ulaşım sağlanamıyor. Diyarbakır’dan Lice’ye gitmek isteyenler eski Hani yolunu kullanarak Hani ilçesine kadar gidiyor ve burada zırhlı araçlar eskortluğunda Lice’ye geçebiliyor. Bu köy yolları, günlerdir alternatif olarak kullanılıyordu. Ancak PKK, iş makinelerini kullanarak bu yolları da kapattı, yollara dev kayalar koyarak geçişi imkânsız hale getirdi. Terör örgütü, köy yolunda bulunan köprüleri ise tahrip etti ve kullanılmaz hale getirdi.”
Ve hiç dile getirilmeyen bir gerçek;
Doğu illerinde ki hiçbir devlet ihalesine batılı hiçbir iş adamı giremiyor. Bu durum sessizce kabul edilmiş durumdadır. Batılı iş adamları Doğu’da olan hiçbir ihaleye artık girmiyor. Batı’daki ihaleler zaten ortak(!)..
Maliye Bakanı Mr. Mehmet Şimşek, Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Vergili köyüne törenle yeniden “Becirman” adını verdi. Mr. Şimşek; 1920’li yıllardan itibaren sistematik şekilde Türkiye’deki köylerin neredeyse üçte birinin isminin Türkçeleştirildiğini iddia etti(!)”
Zahide Uçar, Öcalan’ı Takdir Eden Vali’nin Emrindeki Asker adlı makale. 05.06.2014
Kürdistan devleti kurulma aşamasındadır. Bütün alt yapısı hazırdır.
Zamanlamaya lütfen dikkat ediniz.
- Türk Bayrağının gönderden indirilmesi,
- IŞİD’in (Amerikan Türk operasyonunun) Irak harekâtı,
- Yabancı basında, Kürdistan devletini ilk önce Türk hükümetinin tanıyacağı tarzında yazılar çıkması,
- İsrail Başbakanı Netenyahu’nun “Kürdistan artık kurulmalıdır demesi,
- Bülent Arınç’ın, ”Artık Sayın Öcalan Demek, Öcalan Posteri Taşımak, PKK Bayrağı Açmak Suç Değil, tarzındaki demeçleri,
- Hüseyin Çelik’in “Kürdistan kardeşimiz”, demesi aynı döneme denk gelmektedir.
Biliniz ki, bunların hiçbiri tesadüf değildir.
Başbakanımızın Ramazan ayı münasebetiyle çeşitli kuruluşlarda, vakıflarda yaptığı dinî içerikli konuşmalar, milletimizin asıl konuyu anlamasına mani olmaktadır. Bu engellemeyi çok büyük bir başarı ile yapmaktadır. Bu aldatmacayı bilerek yapmaktadır. Onun da başka çaresi yoktur. Hâkim güçler başbakanı buna zorlamaktadır. Başbakan ve onun hükümeti kuşatılmıştır.
Muhalefet partilerinin de, devletimizin karşı karşıya bulunduğu bölünme tehlikesini algılayamaması, gereğini yapmaması, milletimizin olaylara normal, rutin olaylar gibi bakmasına sebep olmaktadır. Muhalefette koca koca generallerimizin kurduğu partiler vardır. Onların, içinde bulunduğumuz durumu normal bir siyasî olay gibi düşünerek algılaması ve masalarında oturmaları yanlaştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili olarak yürütülen operasyon tam anlamıyla başarıya ulaşmıştır. Ordumuza diz çöktürülmüştür. Başbakanlığın araştırmasına göre de, Cemaat Türk Silahlı Kuvvetleri’nde “general” seviyesine yükselmiştir. Bu demektir ki, Amerikan istihbaratının Türk Ordu’sunda “general” seviyesinde ajanları vardır.
Bu sebeple görev milletimize düşmektedir.
Dayatmaları asla kabul etmeyiniz.
Düşmanlarınızı tanıyınız.
Çok okuyunuz, olayları bilenlerle istişare ediniz.
Biliniz ki, durumumuz 1919 yılının şartlarından daha vahimdir. Tedbirlerinizi ona göre alınız.
Değerli kardeşim Sayın Naci Memiş Bey; “Allah için, millet için, vatan için düşünme zamanı gelmedi mi?” diye isyan ediyor. Haklıdır. Ancak, düşünmesi gerekenlerin tümünün aklı şu anda malda mülkte, oyunda oynaştadır.
Gözlerinizin önünde büyük bir tiyatro oyunu oynandığını görüyorsunuz.
Müslüman Türk milletinin, gerçekten, artık toparlanıp davranma zamanıdır.
Allah bu devlete zeval vermesin.