Galiba ve muhtemelen 1977 veya 1978'in 2 mayısı 3 mayısa bağlayan gecesiydi.
O senelerin mutad işlerinden biri de, slogan yazmaktı..! Biz de o işte pek mahirdik hani. İşte o, bir ilkbahar akşamı, ilerleyen saatlerde gece tam bir dolunay şöleni aydınlığına bürünmüştü..
Yıldızlar gökyüzünde öbek öbek kayıp duruyorlardı...
Ve biz Bayburt Ülkü Ocaklarının kadrolu müdavimleri, Bayburt'ta az bulunur ılık bahar geçesinde yine 'YAZI'ya çıkmıştık. Kimlerle mi..? Kimler mi vardı kadroda: Cıngır Saleh, Demürci Veyis (Allah Rahmet etsin), Eski Belediye Başkanı Yavuz Şahin, Mevlüt Oruç, Gara Celal, Cemo (Allah rahmet etsin), Ragıp Okutmuş (Reko.. Allah rahmet etsin) ve bendeniz.. Şu an isimlerini hatırlayamadığım bir kaç gönüldaşımız daha vardı.
Hedef çarşı ve şehir değil, yollara (asfalta) yazı yazmaktı, çarşı ve mahallelere yazı yazmak yasaktı zaten.
Herhalde Başbuğumuz Alparslan Türkeş bey yakın bir tarihte Bayburt'a teşrif edecektiler.. Erzurum Köprüsünden başlamıştık, yollar ve arada müsait duvar ve kaya görürsek oralara da MHP ve sloganlarımızı yazıyorduk..
Hiç unutmam, o gün çok sevmiştim rahmetli Rako ağabeyimi, pratik ve zeki birisiydi o..! Kendine has davranış ve tavır sahibiydi, davudi sesi ile bir alt kuşak olan bizlerde hayranlık uyandırıyordu.. Neyse mevzudan kopmayalım: yazı yazma işini Kop köyüne kadar yapıp, dönecektik, O ısrarla zirveye çıkmak istiyordu, kafasında birşey var ama söylemiyordu..
Zirveye çıktığımızda, (O zaman Erzurum istikameti) yolun sağında kalan çeşmenin orada araçlarımızdan indik, o ana kadar fırçayı eline almayan Rako ağabey, boya ve fırçalar sorumlusu selametlik Gara Celal'e:
- Abdullah emimin rüyasi hele fırçayi behen ver..! dedi ve fırçayı alır almaz kırmızı boya ile o çeşmenin devasa taş duvarına:
BU ÇEŞMEDEN İÇENİN YÜREKLERİ TUNÇ OLUR,
O senelerin mutad işlerinden biri de, slogan yazmaktı..! Biz de o işte pek mahirdik hani. İşte o, bir ilkbahar akşamı, ilerleyen saatlerde gece tam bir dolunay şöleni aydınlığına bürünmüştü..
Yıldızlar gökyüzünde öbek öbek kayıp duruyorlardı...
Ve biz Bayburt Ülkü Ocaklarının kadrolu müdavimleri, Bayburt'ta az bulunur ılık bahar geçesinde yine 'YAZI'ya çıkmıştık. Kimlerle mi..? Kimler mi vardı kadroda: Cıngır Saleh, Demürci Veyis (Allah Rahmet etsin), Eski Belediye Başkanı Yavuz Şahin, Mevlüt Oruç, Gara Celal, Cemo (Allah rahmet etsin), Ragıp Okutmuş (Reko.. Allah rahmet etsin) ve bendeniz.. Şu an isimlerini hatırlayamadığım bir kaç gönüldaşımız daha vardı.
Hedef çarşı ve şehir değil, yollara (asfalta) yazı yazmaktı, çarşı ve mahallelere yazı yazmak yasaktı zaten.
Herhalde Başbuğumuz Alparslan Türkeş bey yakın bir tarihte Bayburt'a teşrif edecektiler.. Erzurum Köprüsünden başlamıştık, yollar ve arada müsait duvar ve kaya görürsek oralara da MHP ve sloganlarımızı yazıyorduk..
Hiç unutmam, o gün çok sevmiştim rahmetli Rako ağabeyimi, pratik ve zeki birisiydi o..! Kendine has davranış ve tavır sahibiydi, davudi sesi ile bir alt kuşak olan bizlerde hayranlık uyandırıyordu.. Neyse mevzudan kopmayalım: yazı yazma işini Kop köyüne kadar yapıp, dönecektik, O ısrarla zirveye çıkmak istiyordu, kafasında birşey var ama söylemiyordu..
Zirveye çıktığımızda, (O zaman Erzurum istikameti) yolun sağında kalan çeşmenin orada araçlarımızdan indik, o ana kadar fırçayı eline almayan Rako ağabey, boya ve fırçalar sorumlusu selametlik Gara Celal'e:
- Abdullah emimin rüyasi hele fırçayi behen ver..! dedi ve fırçayı alır almaz kırmızı boya ile o çeşmenin devasa taş duvarına:
BU ÇEŞMEDEN İÇENİN YÜREKLERİ TUNÇ OLUR,
TÜRK'E KEFEN BİÇENİN ÖLÜMÜ KORKUNÇ OLUR..!
... diye gayet okunaklı ve büyük harflerle... Şimdi orta yaşlarına ulaşan büyük oğluna da isim olarak verdiği KÜRŞAD marşının bu iki mısraını gayet düzgün ve itina ile yazmış, sonra geçip karşısına;
- ........ ama güzel oldi, ele uşahlar!!! diyerek, muzaffer bir kumandan edasıyla
... diye gayet okunaklı ve büyük harflerle... Şimdi orta yaşlarına ulaşan büyük oğluna da isim olarak verdiği KÜRŞAD marşının bu iki mısraını gayet düzgün ve itina ile yazmış, sonra geçip karşısına;
- ........ ama güzel oldi, ele uşahlar!!! diyerek, muzaffer bir kumandan edasıyla
- ... di haydin baağh, gidek, diyerek, planladığı bir işi yapmanın hazzıyla hızla ford münübüsün ön koltuğuna oturmuştu.
Hafızai beşer n'isyan ile mâluldür derler ama.. sevgili dostlar, bazı güzellikler, bazı özel günler, hususi anlar unutulmuyor dostlar, paylaşayım dedim..
Allah ona ve diğer vefat eden gönüldaşlarımıza rahmet etsin..
***
O çeşmede o yazı bir epeyce seneler kaldı, sonra yıkılıp tam karşısına, yolun soluna almışlar o çeşmeyi.. Kop dağının zirvesinden geçtiğimde bu anıyı hep hatırlarım.. Bugün de KÜRŞAD'ın BAYRAMI olduğu için hatırladım zahir.
Bu vesileyle, Üç Mayıs Türkçüler Gününüzü tebrik ederim..!
Hafızai beşer n'isyan ile mâluldür derler ama.. sevgili dostlar, bazı güzellikler, bazı özel günler, hususi anlar unutulmuyor dostlar, paylaşayım dedim..
Allah ona ve diğer vefat eden gönüldaşlarımıza rahmet etsin..
***
O çeşmede o yazı bir epeyce seneler kaldı, sonra yıkılıp tam karşısına, yolun soluna almışlar o çeşmeyi.. Kop dağının zirvesinden geçtiğimde bu anıyı hep hatırlarım.. Bugün de KÜRŞAD'ın BAYRAMI olduğu için hatırladım zahir.
Bu vesileyle, Üç Mayıs Türkçüler Gününüzü tebrik ederim..!