Rızk "Hikmet gibi" öyle bir nasiptir ki, olmayanın kursağından geçmez! Başta Türkiye'miz olmak üzere Tüm İslam coğrafyasında Ramazan-ı Şerifin coşkusu ve mutluluğu yaşanmakta. Temmuz kavurucu sıcağın rağmen...

Ramazanla birlikte esnafa gelen bereket, halkımıza yansıyan huzur ve samimiyet gergin geçen günlerin ardından özlediğimiz bir manzara.

Ramazan, bereketiyle geldi bereketi ve huzuruyla...
Birde halkın tahammülü sınırını zorlamasalar...
Ankara, sıcak ve telaşlı! Arada atıştıran yağmur, merhem oluyor oruçlu insanımıza.

Ankarakart hizmete sunulmuş. Saat kulelerimiz, giriş kapılarımız, iftar çadırlarımız ve taşınan merkez duraklarımız. Hayırlı olsun Ankara'ya ve Ankaralılara.

Ankara kart kullanımda. İnsanlar yabancı ben de yabancıyım. Yükleme yapan büfe yok, nokta yok. Sadece makine. Kuyruktaki herkes başına toplanıyor her kafadan bir ses yükleme yapmaya çalışıyoruz yükleyen kim? Öğreneceğiz. Saat kuleleriyle donatılan bir şehir saatleri çalışmayan seyirlik kulelerimiz. Her girişe yapılan Selçuklu, Osmanlı taş mimarisiyle giriş kapıları gayet başarılı. İftar çadırları oruç tutan insanımızdan ziyade öğrenci ve fakir insanlarımızın uğrak mekanı, afiyet olsun! Kızılay Güven Parktaki duraklar opera'ya taşındı. İnsanımız isyanda, insanımız haklı. Belediyecilik üsten alta bakmak değil, halkın arasına karışıp anlama sanatıdır! Sanatı icra eden kaç belediye var? Durakları operaya taşıyan değerli yetkililere bir soru; İnsanımızı operaya kim taşıyacak? Saat kulelerimiz ve girişlere yapılan kapılarla modern kent havası içindeyiz, yalan!

Hamamönü Ramazanın en renkli ve huzurlu geçtiği yerlerden biri. Biz de orada küçük bir tezgah kiralayıp hem kitap satmak hem okurla iç içe olmayı arzulayarak! Bunca zorlaştırılan yaşam koşulu arasında bir mabet bir sığınak!

Ramazan Ankara'da tatlı, hüzünlü, tartışmalı ve eleştirili bir süreçte geçiyor. İnsanlara hayatı zorlaştırılarak.

Bir çok ülkeye gittim. Bir çok ülkeye ve şehirlerine. En güzeli memleketim!

Bayburt...

Gördüğüm en güzel rüya, gurur duyduğum, her daim özlemle yad ettiğim unutulmuş memleketim!

Ramazanda şurada burada olmaya gerek yok, Bayburt serin havası sıcak insanıyla Ramazanda tüm gurbetçilerini ağırlamaya hazır.

Özlemle kaynayan yemeklere, sevgi katan anneler, göz yaşı döken eşler. Çocuğuna belli etmese bile gözlerinin içi gülen babalar.

Mezarlıklar, mezarlarda yatanlar özlüyor torunlarını çocuklarını...

Otobüs girince şehre, uyku ve açlık yerini çocukça bir sevince bırakır. Ve çoğu zaman otogardan şehre yürür insan, göğe bakar, çocukluğunun geçtiği yerlerde çocukluğunda kafasını yardığı, dayak yediği arkadaşlarını arar gözler. Ziline basıp kaçtığı evleri ve Ramazanın ortası on beşinde evlerin kapılarını çaldığını yad eder, ağızda biriken fıstık tadıyla, kirpiklerine biriken yaşlarla.

Sahi neydi on beşi?  Bu, on beşi başka bir şehirde kutlanılıyor mu? Ankara'da rastlamadım, gittiğim yerlerde de sohbet arasında sorduklarım anlamsız gözlerle baktılar gözlerime.

Birde slogan vardı!
Hatırlıyorum "on beşini vermeyen karı koca yatmasın!!!"

On beşi çocukluk demek, yaramazlık ve mutluluk demek!

On beşi; Ramazan ayının hoş geldin ile elveda arasına sıkışan gün! Aile sofranın başında ezanı bekler, ezan okununca önce içten dua ve besmele oruçlar açılır. Yemekler ivedilikle yenir ve eline küçük poşeti alan düşer sokağa. Arkadaşları gelir sonra başlar eğlence. İlk komşulardan başlanır, kapı çalınır herkes kendi bütçesince; fıstık, şeker, bozuk para, meyve vs vererek çocukları mutlu eder verecek bir şeyi olmayanlar dua eder, duam var der evladım sadece dua... Sonra yakın sokaklar, mahalle...

Vakit geçer, çocuklar karşı mahallelere geçer bu kez torpiller patlatılır apartman içlerinde, kız kaçıranlar atılır, zillere basılır ve kaçılır. Kovalayan adamlar kaçan çocuklar...

Bayburt bu manzarayı seviyor.

Ramazanda Bayburt'ta olacaksın. İftarı bir pideci kuyruğunda sohbet ederek bekleyeceksin! Ve yapılan iftar sonrası çay ocaklarına, kıraathanelere, Çoruh kıyısına seğirtip çay söyleyeceksin!

Çay ucuz ve kıvamında!

Dostlar gelecek dolup boşalan bardaklar,  hasretle anılan çocukluklar, üniversite yılları ve askerlik anıları. Emekli bir öğretmenimiz gelecek yanı başımızdaki masaya saygıyla sigaralar atılıp ayağa kalkılacak. Sonra dünya kupası ve memleket meseleleri... Anlatılmıyor, bu şehri anlatma sanatını icra edecek bir kalem var mı? Bayburt yaşanır dostlar...

Bayburt Ramazana hazır ve huzurla yaşıyor!

On beşinde Turgut sokakta olmak ümit ve temennisiyle.
Huzur bizlerle olsun, huzur ve bereket.

On beşinde geçeceğim o sokaktan ve kimseye aldırmadan bağıracağım; on beşini vermeyen karı koca yatmasın!

Her şeye rağmen. Huzura ihtiyacımız var toplum olarak, sadece anlamayı denesek bu iş hallolur!

Hayırlı, huzurlu ve bereketli Ramazanlara...