İnsanoğlunun zihin dünyasına dair sırlar hala belirli oranda varlığını korumaya devam etse de, günümüzde artık birçok noktası aydınlanmış ve nasıl çalıştığına dair ciddi bulgular ortaya konulmuştur. Nöropsikiyatristler yaptıkları çalışmalarla beyni nasıl daha iyi kullanacağımıza dair önemli ipuçları sunmuşlardır. Gelinen noktada, eğitim ve öğrenim hayatının daha başarılı olabilmesinin yolunu açan bilgilere sahibiz.
İnsanoğlunun zihin dünyasına dair sırlar hala belirli oranda varlığını korumaya devam etse de, günümüzde artık birçok noktası aydınlanmış ve nasıl çalıştığına dair ciddi bulgular ortaya konulmuştur. Nöropsikiyatristler yaptıkları çalışmalarla beyni nasıl daha iyi kullanacağımıza dair önemli ipuçları sunmuşlardır. Gelinen noktada, eğitim ve öğrenim hayatının daha başarılı olabilmesinin yolunu açan bilgilere sahibiz.
Bir anlamda daha güçlü, ömrü daha uzun bir beyni de mevcut verilerle sağlamak elbette mümkündür. İnsanlara, bütüncül öğrenme metotlarından bahsederken çıkış noktalarımızın temelini zihinsel süreçlerin organik anlamdaki çalışma biçimleri ve nelere ihtiyaç duyduğu oluşturur.
Şimdi daha kolay anlaşılabilmek bakımından gerekenleri, maddeler halinde açıklamaya çalışayım.
Düzenli Uyku: Uzmanlar, bilgilerin iletilmesini sağlayan kimyasalların “nörotransmitter”lerin yoğun bir günün ardından ancak 7 saatlik bir uykudan sonra yine eski iletim gücüne sahip olduğunu ifade ediyorlar. Aşırı uykunun da az uyumak gibi zararlı olduğunu belirtmemiz gerekir.
Oksijen: Vücuda yeterli oranda oksijen alınamadığında, beyindeki hücreler daha fazla ölürler. Ayrıca bir önceki madde de bahsettiğim kimyasallar azalır ve bilgi iletimi zayıflar.
Sigara, Alkol, Uyuşturucu Madde: Bahsedilen alışkanlıklar da yine hücreleri öldürdüğü için beynin zayıflamasına sebep olan kötü unsurlardır.
Stres: Öğrenmeyi yavaşlatan sebeplerin içerisinde stresi saymamızın nedeni ise kan şekerini hızlı düşürmesidir. Beynin kullandığı tek şeyin de bu olduğu düşünüldüğünde, daha çabuk yorulmayı ve algı da güçlük yaşamayı beraberinde getirmektedir.
Yetersiz ve Dengesiz Beslenme: Yeterli ve dengeli miktarda alınamayan gıdalar, kandaki enzimlerin değerlerini olumsuz etkileyecektir. Bu etkilenme ise yine öğrenme üzerinde olumsuz bir tesire sahiptir.
Saydıklarımıza ilaveten belirtmemiz gereken diğer faktörler ise elbette fiziksel ve sosyal çevreden gelen uyarıların niteliğidir. Dağınık, gürültülü, aşırı soğuk ya da sıcak bir ortamın da öğrenme üzerinde ciddi olarak olumsuz tesirleri vardır.
Yapılan son araştırmalarla, kayıt kapasitesi yaklaşık 300 yıl olduğu ifade edilen beynimiz, yeterli oranda korunduğunda dünyanın en büyük güç merkezidir.
Beyin hücrelerinin barındırdığı kodların, daha çok küçük bir kısmının çözüldüğünü biliyoruz; A. EİNSTEİN’da buna dâhildir. O halde daha zorlanması gereken ciddi bir kapasite olduğu sonucu da bir gerçekken, sızlanmadan ve kendimizi hakir görmeden sırlarımızın kâşifi olalım…
Aralık / 2010