İlk İnen: Sevgi (Alak) Suresi

1- Çağır! Yaratan, Rabbin adına!
2- O insanı sevgiden yarattı.
3- Çağır! Rabbin armağanlar verenlerin en Yüce’sidir.
4 -O’dur öğreten kalem ile...
5- İnsana bilmediklerini öğretti.
6- Doğrusu, sapıtır insan.
7- Kendisini, istediği her şeyi elde etmiş sayarak.
8- Kesinlikle dönüş Rabbinedir.
9- Engelleyeni görüyor musun!
10- Allah’a yakaran bir kulu.
11- Ya onun yolu doğru ise?
12- Ya o erdemli olmayı öğütlüyorsa?
13- Ne dersin o yalanlayıp dönüp gidene?
14- Bilmez mi ki Allah her şeyi görüyor.
15- Doğrusu vazgeçmezse yaptıklarından yakalarız onu alnından.
16- O yalancı ve günahkar alnından.
17- O zaman çağırsın bütün yandaşlarını.
18- Biz de çağırırız cezalandırıcıları
19- Sakın ona aldırma, boyun eğme. Secde et ve yaklaş.

Açıklama:

Alak Suresi, Allah’ın Elçisi Muhammed Mustafa’ya inen ilk ayetlerden oluşmuştur. Kuran düzenlemelerinde 96. sırada yer almakla birlikte, ilk inen Sure sayılır. Elçiye, Elçilik görevinin verilmesini ve ilk karşılaştığı düşmanlıklara karşı direnmesini öğütlemeyi konu alır.


Kalem Suresi (İniş sırası 2. Düzenleme 68)

1- Nun! And olsun Kalem’e ve yazdıklarına!
2- Bu sana Rabbinden bir armağandır. Mecnun değilsin sen.
3- Sana tükenmez bir ödül var.
4- Üstün bir erdem verildi sana.
5- Yakında göreceksin. Onlar da görecekler.
6- Kimin çıldırmış olduğunu.
7- En iyi Rabbin bilir, kimin doğru yolda olduğunu, kimin saptığını.
8- Aldırma o yalanlayıcılara.
9- İsterler ki sen yumuşayıp yönelesin onlara, onlar da yumuşak davransın sana.
10- Aldırma o çok yemin eden, bayağı, aşağılıklara;
11- İnsanlarla alay eden, koğuculuk yapıp ara bozanlara;
12- Hayır yapmayı engelleyen, zorba günahkarlara;
13- Kaba saba ve ayrıca soysuzlara.
14- Zenginliğine ve çocuklarının çok oluşuna, böbürlenir;
15- Öncekilerin efsaneleri, der, ayetlerimiz kendisine okunduğunda.
16- Yakında onun burnunu yere sürteceğiz.
17- Kuşkusuz onlar sınavdadır, Bahçe Sahibi varsıllar gibi, hani onlar sabah olunca Bahçeyi kesip biçeceklerine sözleşmişlerdi.
18- Mutlaka biçeriz, demişlerdi.
19- Onlar uykudayken bir afet Bahçeyi sarıvermişti.
20- O kapkara kesilmişti.
21- Sabah oldu, birbirlerine seslendiler.
22- Ürünümüzü toplamak için erken gidelim, dediler.
23- Aralarında fısıldaşıyorlardı, yürüyerek.
24- Erken gidelim de bir yoksul gelip bizden bir şey istemesin.
25- Erkenden gittiler yoksulları engellemeye güçleri yeter halde.
26- Bahçeyi gördüklerinde, yanlış yere geldik, dediler.
27- Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık, ürünümüzden.
28- İçlerinden ılımlı olanı, ben size söylememiş miydim, Allah’ı unutmayın, diye.
29- Dediler ki, Subhansın ey Rabbimiz. Biz kesinlikle zalimlerden olduk.
30- Böylece birbirlerini kınadılar.
31- Yazıklar olsun bize, biz gerçekten azgınlarmışız.
32- Umarız Rabbimiz bize daha iyisini verir. Biz, Rabbimizi biliyoruz.
33- İşte böyledir azab, Ahiret azabı daha büyük. Keşke onu bilselerdi.
34- Kuşkusuz kendisini koruyanlar için Rablerinin yanında naim cennetleri var.
35- Biz Allah’a teslim olanlara suçlu gibi davranır mıyız?
36- Neyiniz var sizin? Nasıl yargılıyorsunuz?
37- Yoksa bir kitabınız var da ondan mı okuyorsunuz?
38- Onda, işinize geleni mi buluyorsunuz?
39- Yoksa sizin çıkarınıza kıyamete kadar uzanacak sözler var da, siz ne isterseniz onlar mı olacak?
40- Sor onlara, içlerinden hangisi bu işi üstüne alır.
41- Yoksa onların ortakları mı var? Doğruysa getirsinler ortaklarını.
42- Gün gelecek iç yüzleri ortaya dökülecek, secdeye çağrılacaklar ama buna da güçleri yetmeyecek.
43- Gözleri yere eğilmiş olacak, güçsüzlükten, kendilerini bir zillet kaplayacak. Onlar sağlam iken secdeye çağrılıyorlardı.
44- Bu sözleri yalanlayanları bana bırak, biz onları yavaş yavaş, onlar anlayamadan bir acılara yaklaştıracağız.
45- Süre veriyorum onlara, vereceğim ceza katı olacak.
46- Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da, onları ağır bir borç altında bırakıp eziyor musun?
47- Yoksa bilinmeyenlerin bilgisi onların yanında da oradan mı yazıyorlar.
48- Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Balığın dostu Yunus gibi olma. Hani o hıçkırarak yakarmıştı.
49- Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, elbette o atılacaktı sahile, kınanacak halde.
50- Rab onu seçti de doğrulardan yaptı.
51- Kuşkusuz o gerçeği yalanlayan kafirler, neredeyse gözleriyle yiyecekler seni, işittiklerinde sana indirileni, bu tam bir mecnundur, diyorlar.
52- Gerçekte sana indirilen zikir bütün alemler için bir öğüttür.