Değerli dostlar, çok kötü bir rüya gördüm.
“Allah hayırlara dönüştürsün” diye dua etmeniz dileğiyle sizlere anlatmak istiyorum:
Rüyamda, ülkemizde Atatürk Cumhuriyetinin karşıtları, halkı, dincilik yaparak, dini sömürerek, dışardan aldıkları desteklere dayanarak iktidara gelmişler. Üstelik halkın bir bölümünü, devlet kesesinden yaptıkları yardımlarla kendilerine bağlarken, bir yandan da kasalarını ve keselerini şişirmişler.
Rüyamda gördüm ki, bu karşı devrimciler Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü karalamak için fırsat kollar olmuşlar. Basın Yayının büyük bir bölümünü ellerine geçirmişler ve Atatürk düşmanlarını buralarda yuvalandırmışlar. Sadece Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı ve bölücülük yapmak için yayın organları çıkarmışlar.
Rüyamda gördüm ki, kazara bir sunucunun terörist başı için “Sayın” demesi suç iken, sayın dememek suç haline gelmiş. Milletin parasıyla yaşayan TRT ikinci bir millet oluşturmak için kanal açmış, yayın yapmış. Önce TRT 6 demişler, alıştırdıktan sonra da TRT Kürt demişler.
Bu kötü rüyaya göre, çözüm süreci diye bir ucube ortaya atılmış, Güney Doğu’nun bir bölümü terör örgütüne teslim edilmiş. Bölgedeki T.C görevlileri sindirilmiş, vergileri örgüt toplar olmuş, güvenlik örgüte teslim edilmiş.
Devletin yanında yer alan korucu aşiretleri, biz niye devlete güvendik diye pişmanlık içine girmişler. Bölgede apaçık bir paralel devlet kurulmuşken, anlamsız özerklik söylemleri ile durum örtülür olmuş.
Yine bu kötü rüyaya göre, ülkemiz, bütün komşularıyla kötü olmuş. İktidar, Mısır da, Suriye de ve başka halkı Müslüman ülkelerde adına İHVAN denilen dinci partinin Genel Merkezliğine soyunmuş.
Yine bu kötü rüyanın en kötü yanı, İslam dini din olmaktan çıkmış, bir ideoloji haline gelmiş. Ahlak ve erdem kuralları unutulmuş, eşi benzeri görülmemiş yolsuzlukları yapanlar, eşlerinin başı örtülü veya alınları secdeye değiyor diye baş tacı edilir olmuş.
Refah Partisinin, İstanbul İl Başkanlığından, İstanbul Belediye Başkanlığına geçen Recep Tayyip Erdoğan, AKP diye bir partinin başında iktidara gelmiş, önce Başbakan olmuş, sonra Cumhurbaşkanı olmuş. Cumhurbaşkanlığı da yetmemiş, yargının denetiminden kurtulmak için yeni bir sistem arayışına girmiş.
Rüyamda dehşet içinde “Eyvah, Atatürk’ün Köşk’ünde bu kişi mi oturacak” diye terler içinde uyandım. Ve derin bir oh çektim. Çankaya kurtulmuştu. Meğerse gördüklerim rüya değilmiş. Erdoğan, kendisine Atatürk’ün Çiftliğinin içinde 2000 odalı bir Saray yapmış ve orada saltanat sürüyormuş.
Bu arada Lale Devrini yaşayan bir hanım Milletvekilinin “Doksan yıllık Cumhuriyet reklam arası bitti, yine Osmanlıya dönüyoruz” dediğini öğreniyorum ve diyorum ki: “13 yıllık bu kötü rüya bitecek ve yeniden Atatürk’ün kurduğu Türk Cumhuriyetine döneceğiz”.