Bayburt Sancağının kazalığa düşürüldüğü 5 Aralık 1887 gününden Vatan Müdaafası'nın başladığı günlere kadar, İstanbul'a heyetler gitti. Hemen her yıl, hem de yayan olarak giden bu yiğitlerin çabaları, Dersaadet'in duvarlarını aşamadı; kimi o yolda öldü, kimi beli bükük olarak, bağrıyanık Bayburt'una döndü. Onların hikayesi orada Dersaadet duvarları dibinde bitti.

Osman OkutmuşBayburt Sancağının kazalığa düşürüldüğü 5 Aralık 1887 gününden Vatan Müdaafası'nın başladığı günlere kadar, İstanbul'a heyetler gitti. Hemen her yıl, hem de yayan olarak giden bu yiğitlerin çabaları, Dersaadet'in duvarlarını aşamadı; kimi o yolda öldü, kimi beli bükük olarak, bağrıyanık Bayburt'una döndü. Onların hikayesi orada Dersaadet duvarları dibinde bitti.

 

Geride kalanlar bu aşılmaz duvara, bir de Vatanlarını istilaya gelen düşmana baktılar. Başlarını eğdiler ve silahlarını düşmana doğru çevirerek, Milli Mücadele'ye girdiler.

Karlı geçitleri düşmana mezar ederek, onlara geçit vermediler. ''İkinci Plevne'' oldular.
Ankara'da Hükümet kurulunca, oraya vardılar. En az İstanbul'a gittikleri kadar da Ankara'yı su yolu ettiler.

Bu yolda ölenler oldu, onların da hikayesi orada bitti.

Onların yarım kalmış hikayesine, Ak pürçekli nineler ağladılar. Yılardır yol bekleyen ak sakallı ihtiyarlar:

“Yazık!..” deyip başlarını salladılar.

Onların hikayesi söylenirken, yolları bekleyen bir ihtiyar, dedi ki;

Dersaadet duvarları dibinde kalmış yiğitler için;

Düşmanı kovduktan sonra, Ankara yollarında davaları uğruna türlü meşakatlere katlanmış bağrı yanık yiğitler için;

''Hakkımızı iade edin'' diyerek gözleri yumulmuş ana, kardeş ve yavuklu başları için;

Bir destan yazacağım.

Buraya kadar olan kısmını sağanak halinde akan gözyaşları ıslatacak...

***

Ve bugün, Yüce Meclis'e verilen Bayburt vilayetinin iadesi ile de, bir Güneş doğacak, o ıslağı, kurutacak inşallah...

Mısralarımı o yolda Cenab-ı Hakk'ın rahmetine kavuşanlarla, yaşayan yiğitler bakıp okuyacaklar:

Evet diyecekler, öyle olmuştu!

Bayburt Postası Arşivinden / 20 Mart 1989