“Ey gaziler yine yol göründü yine garip serime
Dağlar taşlar dayanamaz benim âh ü zârrıma
Dün gece yâr hânesinde yatacağım taş idi
Altım toprak üstüm yaprak yine gözüm hoş idi
Ben billâhi kâil oldum genç yaşımda ölüme
Kal selâmet nazlı yârim bir yana sen bir ben
***
Üçüncü Selim Hân'ın bu İsfahan Şarkısı, dile düşmüş. Devlet-i Aliyye'nin her köşesine yayılmıştır. Alemdar Vakası, Vaka-i Hayriye, Napolyonun Akkâ Seferi, Balkan İsyanları, İttihat Terakki'nin ve Rumeli Hasret Vatanının elden çıkması…
***
Cihan Bestekârı Tanburî Cemil Bey, o kadar ezilir üzülür ki, bu şarkıyı yüz yıl sonra, önce kovana, sonra oğlu Mesut Cemil marifetiyle Hollanda'da tek yüzlü taş plağa aktarılmış
***
Bu şarkının ilk defa güftesiz nağmelerinin değerlendirilmesi Mûsikî Dünyamızda bir ilktir. Bu çalışmayı, dünya virtüözü İhsan Özgen’den dinlemiştim.
İkinci olarak da bir taş plâk kolleksiyoncusu Kilisli Makine Mühendisi Muammer Karebey vardı.
O bana bununla ilgili bir hatıra anlatmıştı
“Lübnan'da bir halası varmış. Onu ziyarete gittiği zaman halası ud çalmış. “Ey Gazileri “ söylemiş ve ağlamış.
***
Aslıhan Özel ve Özer Özel, konserlerinde güfteleri, saklayarak konser veriyorlar. Münir Bey'in okuduğu Hüzzam Gazeli, Kırım’da Gelirim Adımda Sinandır ve Üsküp Türküsüsü “Bulut Gelir Seher İle”
***
İhsan Özgen Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde bir konser vermişti. Bu konserde, Cemil Bey'in belli başlı plâklarını icrâ etti. Cemil Bey, Kadı Fuat Efendi'nin tanburu eşliğinde plâk yapmış. Büyük Osman Bey'in Uşşak Peşrevi, adeta Cemil Bey tarafından yeniden bestelenmiştir.
Bu konserde İhsan Özgen, Cemil Bey olmuş, Necdet Yaşar da Kadı Fuat Efendi olmuştur.
Cemil Bey, Viyolonselle bir Hüseynî Taksim doldurmuştur. Bu taksimi de İhsan Özgen icrâ etmiştir. Benim viyolonselimi götürdüm. Hatta kızı Yelda Özgen’in elideki viyolonsel, o viyolonseldir. Kılıfını, Darmstadt'tan almıştım.