CumhurBayburtlulaştıramadıklarımızdanmışsınız!
Duydum ki iktidar bu sefer % 80’lik adanmışlığı ödüllendirip, Bayburt’a nihayet sürdürülebilir yatırım yapacakmış.
İyi güzel de, isterseniz altından köşk yaptırın. Akıl ve para bulduğu ilk fırsatta yine ordan firar eder. Edemezse de aklı hep dışarda olur!
Çünkü farkında olsanız da olmasanız da, seçilmişi de atanmışı da tek ölçüyle değerlendiriyorsunuz. Çünkü orda yaşayana tek tip giydirilmiş bir hayat dayatıyorsunuz. Çünkü sadece inşaata odaklanmışsınız. Çünkü muhalif fikri öğrenerek değil sadece önyargılarınızla değerlendiriyorsunuz.
İsterseniz direklerinizi altından, yelkenlerinizi atlastan yaptırın, farketmez. Çünkü orda görünmez bir şehir baskısı imal etmişsiniz.
İsterseniz Cumhurbaşbakanınız, başbakanınız, bakanlarınız vaadler getirsin. Şehirde yok ettiklerinizi geri getiremezsiniz.
İsterseniz kişi başına şu kadar para düşürün, bir işe yaramaz. Çünkü kafayı sadece kalkınmaya takmışsınız. Bu yüzden ordaki yaşama isteğini yıpratıyor, şehre sadakati ıskalıyorsunuz.
Size bir şey söyleyeyim mi? İsveç’de de Birleşik Arap Emirliği’nde de kişi başına düşen gelir yıllık 66 bin dolarmış? İnsanları ikisine de götürün gezdirin bakalım hangisinde yaşamak istiyorlar?
Öyle sadece ele geçecek paraya odaklanmak, kenti lunapark gibi dekore etmek, Çoruh’u su kanalına çevirmek, tek katlı evin arsasına dipdibe apartmanlar dikmek, insanları bir kente bağlamaz. Görün bakın sonunda o apartmanların sahipleri de ordan kaçar.
Siz bütün bunları bırakın, memleketimizi yaşanılır yer yapma derdinde olun.
Siz kentin altyapısına, orda yenilenin içilenin denetimine, temizliğine dikkat kesilin.
Size benzemeyenlerin yaşam alanını daraltmayın.
Siz insanların kendileri olmalarına fırsat verin, taleplerine saygı duyun.
Siz öğrencileri, memurları görünmez bir şehir baskısı altında tutmayın.
Sizden farklı düşünen, davranan, yaşayanların özgürlüğüne hak tanıyın.
Bırakın herkes kendi gibi yaşasın. Kimse kimsenin yaşamının sınırlarını çizmesin.
Ve asıl bunlardan da önemlisi siz eğitimin toplam kalitesini sorgulayın, yükseltmenin peşine düşün!
Yani orayı sadece kalkınmış değil gelişmiş bir yer yapma derdinde olun.
Olmayacaksanız da bırakın başkaları öneride bulunsun. Baskı kursun. Eleştirsin ve model göstersin.
Yoksa bu gidişle orda yaşarsınız ama Bayburtlu olamazsınız ki. Her sabah aklınız başka kentlerde olur. Fırsatı ve parayı bulduğunuzda da ver elini..
Bir kenti korumak, sevmek, derdine düşmek illa sadece orda yaşamakla olmaz. Sizler Bayburt’ta yaşayıp ta kentinizin doğasına, kültürüne, geçmişine ve geleceğine sahip çıkmıyorsanız ha orda oturmuşsunuz ha Fizan’da..
İnanın her gelişimde sizi, akrabalarımı, Çoruh’u, ordaki doğal, yapısal ve kültürel tahribatı gördükçe çaresizlikten içim acıyor.
Bunları önemsemeyen tek yanlı değerlendirmeleriniz, düşünsel tutsaklığınızdan besleniyor. Küçük iyilik ve iyileştirmeler karşılığında geleceğinizi ipotek ediyorsunuz.
Torunlarınıza yazık! Ve zihniyet değişimine kapalı olduğunuzda yapısal değişimler hayal oluyor. Allah aşkına artık gözünüz açılsın!
Bayburt’ta ‘tıkırı’ yerinde olduğu halde orayı terketmiş bazı hemşerilerime dışarda rastlıyorum. Çoğu asla bi daha orayı görmek istemediğini söylüyor. İşin garibi sizin savunduğunuz fikirleri ve yaşam biçimini savunarak bunu söylüyorlar.
O zaman sadece “siz de Bayburtlulaştıramadıklarımızdanmışsınız” diyorum! Başka bir şey demiyorum.