Kelimelerin asıl anlamlarından başka anlamlarda kullanıldığı çoktur… Bilgi ve bilinç düzeyi yeterli olmayanların, bunu böyle yapmaları da anlaşılabilir. Ancak, üst düzeyde yönetici olanlar da böyle yapınca olmuyor… Yeterince bilgi ile donanmadan üst görev alanların bu eksiklerini hızla tamamlamaları ve kullandıkları kelimelerin ne anlama geldiğini öğrenmeleri gerekiyor… Neden mi söz ediyorum…

Kelimelerin asıl anlamlarından başka anlamlarda kullanıldığı çoktur… Bilgi ve bilinç düzeyi yeterli olmayanların, bunu böyle yapmaları da anlaşılabilir. Ancak, üst düzeyde yönetici olanlar da böyle yapınca olmuyor… Yeterince bilgi ile donanmadan üst görev alanların bu eksiklerini hızla tamamlamaları ve kullandıkları kelimelerin ne anlama geldiğini öğrenmeleri gerekiyor… Neden mi söz ediyorum…

“Terör örgütü ile hükümet görüşmez, devlet görüştü” açıklamalarından…

Önce Hükümetin ne olduğunu hatırlayalım. “Hükümet dedikleri” Bakanlar kurulunun öteki adıdır. Bizdeki Anayasa düzenine göre Hükümetin üstünde yürütmenin (icranın) başı olan Cumhurbaşkanı vardır. Hükümetin astları ise kamu yönetimi kurumları ve birimleridir. Merkezde Başbakanlık ve bağlı birimler (söz gelimi G.K.B, D.P.T, MİT, DİB…)  Bakanlıklar, taşrada valilikler…

Cumhurbaşkanı, Hükümet ve Kamu İdaresinden oluşan bölüme “yürütme” denilir ve DEVLET kurumunun bir bölümü YÜRÜTME’dir.

Devlet dediğimiz kurumun ikinci bölümünün adına YASAMA denir. TBMM yasama organıdır ve DEVLET’in bir başka bölümüdür.

DEVLET ise YÜRÜTME, YASAMA ve YARGI kurumlarının birlikte oluşturdukları bir ÇATI KURUMDUR…

Devlet, örgütlenmiş bir halkın örgüsünün adıdır. Bu halk bir MİLLET ise milli devlet’ten söz edilir. Bir milletin öncülüğünde bir imparatorluk ise o artık bir milli devlet değildir. Söz gelimi TÜRKİYE bir milli devlettir. Osmanlı, imparatorluk idi. Şimdiki RUSYA FEDERASYONU da birçoklarının adlandırıldıkları gibi bir Milli Devlet değil, imparatorluktur.

“Devlet, üç erkin örgülerinin toplamıdır” dedik… Dolayısıyla DEVLET’in terör örgütü veya bir başka oluşum ve kişi ile görüşmesi mümkün değildir. “Devlet görüştü” sözü yanlıştır. Devlet adına “filan kurum” görüştü sözü de doğru olmaz… Devletin bütün kurumları adına kimse görüşemez; görüşme yetkisi olan birisi varsa artık orada demokratik devlet’ten değil otokratik devlet’ten söz edilebilir. Yürütme, Yasama ve Yargı adına görüşme yetkisine sahip olan bir kişi nasıl bir diktatör olur, tasavvur etmek bile çetin…

Diyelim ki bir kişi veya birkaç kişi hükümetten yetki alarak görüştüler… Bu görüşmede Yasama ve Yargıyı da bağlayacak sözler verildiyse durum vahimdir… Verilmediyse bunun adı “hükümet adına görüştü” olur. “Hükümet görüştü” derseniz de çok yanlış olmaz…

“Hükümet görüşmez devlet görüştü” diyen yüksek yöneticilerimizin içinde bu anlattıklarımı çok iyi bilen, eğitimi, bilgisi ve bilinç düzeyi yüksek kişiler olduğunu biliyorum. Şimdi onlara düşen bilmeyenlere öğretmek olmalı, diye düşünüyorum.

Devlet’ten söz açılmışken, çok konuşulan bir konuyu da açıklığa kavuşturmalı…

Devlet kutsal mıdır? değil midir?
Öncelikle belirtelim ki devlet lazım değil elzemdir. Devleti olmayanlar, devletlilerin insafına terk edilirler. En kötü devlet bile devletsizlikten iyidir.

Devlet karşıtlığının adı anarşizm’dir. Devlete mutlak kutsallık yakıştırmanın adı ise faşizm… Devlet eğer, adalet, rahmet, halkına hizmet ve şefkat gibi kutsal değerlerle yönetiliyorsa elbette kutsaldır. Ama devlet zulüm, baskı, halkının değerlerinden kopuk kadrolarla yönetiliyorsa nesi kutsal olacak…

Yapılması gereken ise “Devlet” kavram ve devlete düşmanlık değil, devleti halka yabancılaşmış zalimlerden kurtarıp milletin, halkın, insanlığın değerlerine bağlı kadroların yönetimine vermek için mücadeledir.

Bunlar erbabınca bilenen gerçekler.
Bir hatırlatmak ta ne zarar var!

Eylül / 2010