Azerbaycan yaygın bir söz var, “çoğun biri nesh’tir. (Yani olmaz) İkisi bestir. (Yeterli) Üçü gaydadır. (Kaide) Dördü cana faydadır. Çıktın beşeee... Goy vursun onbeşe. Çay nedir? Say nedir? Azerbaycan kültür alanı içinde biçimlenen Bayburt’ta da çay çok önemlidir. Geçmişte sadece çay içerek yaşayan insanlardan söz edilirdi.
Azerbaycan yaygın bir söz var, “çoğun biri nesh’tir. (Yani olmaz) İkisi bestir. (Yeterli) Üçü gaydadır. (Kaide) Dördü cana faydadır. Çıktın beşeee... Goy vursun onbeşe. Çay nedir? Say nedir? Azerbaycan kültür alanı içinde biçimlenen Bayburt’ta da çay çok önemlidir. Geçmişte sadece çay içerek yaşayan insanlardan söz edilirdi.
Şimdilerde Bayburtlulara şöyle takılan çaylı hikâyeler var.
Bayburtlu dermiş ki:- Arkadaşlara çay getür. Tezeyse hehen de getür... (Tazeyse bana da getir.)
Olmuş mu? Olmamış mı?
‘Şüyuu vukuundan beter’ derler ya.
Derken... Bayburt’un övünç sebeplerinden şair, yazar, düşünür ve Türklük davacısı Yahya Akengin’den yeni bir kitap: BİR SEMAVERLİK MUHABBET.
‘Bilge Oğuz’ yayınlarından. Kapağında, ortasında bir semaver resmi olan bir çay tabağı... Ve kitap, yorgunluklar ve susuzluklardan sonra tadılan bir semaverlik çay lezzetinde... Höpürdete höpürdete içilesi...
Lise yıllarımda okuya okuya ezberlediğim bir kitap vardı: Dünya Nimetleri...
Yazarı Andre Gide... Şu sözleri çok etkiledi beni:
“En büyük mutluluğum açlıklarımdı... Bir bardak suyun lezzetini alabilmek için, saatlerce yol yürüdüm ben...”
Bir semaverlik çayın lezzetini alabilmek için ne yapmalı dersin Andre?
Nereden bilecek Andre. Bizim sulardan demlenen bir semaverlik çayın lezzetini...
Kitabı elbette salık veriyorum. Yahya Akengin’in bütün kitaplarını da... Semaverin içinde, hatıralar da var, düşünceler de, duygularda... Ve elbette şiirler de...
Şiirler ‘kıtlama’ şeker lezzetinde.
İşte biri:
Bir semaverlik muhabbettir ömür dediğin,
Ve göz ufkunda bir kağnıdır göçer gider,
Palandöken yaylasında bir türküdür zaman,
Ötesi karlı bir düş, uçar gider,
Karasu boyunda akşam eden Saltuk atlısının,
Uykulu gözlerinde karışır kirpiklerle kümbetler,
Kervan iner çarşıya yükü tarçın,
Yedi bahar, nazlı ipek, süzgün hasretler.
Biri gelmiş biri gitmiş beylerin dövüşe dövüşe,
Konup göçmüş ovasından sultanları cihanın,
Üç mevsimi meydan okur güneşe,
Dördüncüde başlar, yare sitemleri Emrah’ın.
Temmuz / 2010