Yaklaşık 17-18 yıldır yaza yaza, çize çize, diye diye dilimde tüy bitti ama siyasi karar vericiler bir ‘gıdım’ değişmedi. Yıllar içerisinde Bayburt’un ne yapısal, ne toplumsal, ne de kentsel sorunlarının çözümü yönünde bir adım atılmadı. Varsa yoksa bütünsel çözümden uzak, dağınık ve oraya buraya 7-8 kattan aşağı olmayan konut inşaatı, konut inşaatı.. Kale’ye arkanızı döndüğünüzde Bayburt’u herhangi bir kente benzettiğiniz için ‘üzüz ağ ola’!
Hadi bu sorunların nedenleri ve niçinleri çok derinde sayfalar yetmez ama Çoruh’un ‘islah’ adı altında katledilip iki beton duvar arasına alınışını asla hazmedemiyorum. Tabi bu işten anlamayanlar şu an o beton duvarın üstünde, topuzları altın yaldız, parmaklıkları siyah boyalı demirlerin ardında yürürken “ne güzel ya hu, Allah yapandan razı olsun, bunu çekemeyenler eleştiriyor” diye düşünsünler ancak gerçek öyle değil.
Çoruh toprakla, insanla ve bütün canlılarla bağı koparılınca küstü, küçüldü. Ortada bir sulama kanalından daha zavallı beton duvarların arasında akıp duruyor. Bahar başında eriyen karlar ve yağan yağmurla biraz coşması kandırıyor ama bu durumda da o dar kanaldan seti aşıp güya alt yürüme yolu diye yapılan kademeyi çamurla dolduruyor. Bu ufuksuzluk ve çapsızlık sonucu, yan duvarlara ‘fayans’ gibi yapıştırılmış o canım Bayburt taşlarını dökerek, zemindeki mermer ve taş kırığı döşemeyi sökerek yine o küçük kanalına çekiliyor.
Ankara’da düşünülmüş, bilgisizce tasarlanmış, coğrafyadan bi haber, iyi malzeme ve kötü işçilikle yürütülmüş yanlışlarla dolu ‘Çoruh İslah’ projesi, dönem siyaset aklının ve iş yapma becerisinin iflas ettiğinin Bayburt’taki en net kanıtıdır. Eski Orman ve Su İşleri Bakanlığı, sıradan yüklenici, kalfa ve mühendis marifetinin, bu islah işini tek tip su kanalı inşa sığlığıyla çözme anlayışı, ülkemizin her yerinde aynı tahribatı sergilemekte.
Projenin, yanlışlığını siyasetin bürokratları değil de işin uzmanları yıllardır söylüyor ve eleştirilerin haklılığı ortada. Bayburt STK Platformu konuyla ilgili uzmanların katılımıyla Bayburt’ta konferanslar düzenledi. Sonuç bildirgeleri ne yazık en küçük bir değerlendirmeye alınmadı. Oysa en azından son uzmanlar toplantısı ve yerinde inceleme verileriyle çok sağlıklı hatta nehrin geri kazanıbileceği öneriler bir bildiriyle ve sonra da kitaplaştırılarak sunulmuştu.
Yıllar önce başlayıp son 15 yılda hızlanan ve 2019 yılında ise son darbe indirilen ıslah adı altındaki projenin, hataları ve sürdürülemezliği görenlere kendini gösteriyor. Ama eminim çoğunluk o üst kısmına demir parmaklıklar konulmuş duvarın üzerinde ve yeni dikilmiş ağaçların kaldırımında gezerken yapanlara dua ediyor olabilirler. Ömürleri uzun olursa fotoğraflarda görüldüğü gibi gelecek onların yanıldıklarını her anlamda ispat edecek. Yeni doğanlar ise Çoruh’u giderek beton duvarlar arasına küçük bir dere olarak tanıyacaklar. Haa eğer bir yıl eski günlerdeki gibi fazla kar yağıp nisan yağmurları da bereketli olursa nehir o duvarları aşıp bir çok kentimizde aynı yanlışa yaptığı gibi Bayburt’a da çok tahribat yaparak bir ders verebilir. Bu gözler 60’lı yıllarda bunu iki kez gördü.
İktidar zihniyeti ve takipçileri hiç bir şeyi, ama hiç bir şeyi akılcı, doğru tanımlanmış, iyi çözülmüş ve sürdürülebilir düşünüp ya pa maz lar! Örnek Çoruh’un içler acısı bu hali. Şimdiye kadar birçok konudaki yapamadıkları da yapamayacaklarının teminatıdır.