Referandum seçimlerinin geride kalmasının verdiği rahatlıkla “arı kovanına” çomak sokma alışkanlığımız yeniden depreşti! Bayburt’ta arı kovanı bulmakta, öyle eskisi gibi kolay değil! Eski defterleri açıp, eski hesapları bin bir zahmetle bu güne taşımak takdir edersiniz ki zor iş!
Referandum seçimlerinin geride kalmasının verdiği rahatlıkla “arı kovanına” çomak sokma alışkanlığımız yeniden depreşti! Bayburt’ta arı kovanı bulmakta, öyle eskisi gibi kolay değil! Eski defterleri açıp, eski hesapları bin bir zahmetle bu güne taşımak takdir edersiniz ki zor iş!
Tekrar eskiye, “arı kovanlarının” bol olduğu 1965 yılına dönersek…
Göreve gelen yerel yönetimin ilk “kutlu” icraatlarından biriydi, Millet Bahçesi'ni yeşil alandan çıkarmak! Aynı yönetimin son icraatı ise, “vicdan sızısı mıdır artık bilinmez” Millet Bahçesi'nin yerine geçecek ya da “o büyük hatayı” telafi edecek yeni bir alan arayışı olmuştu!
Fakat, oluşturulacak bu yeni yeşil alan; katledilmiş bir ormanın gölgesinde, balkonda saksıya ekilmiş birkaç çiçekten öteye geçemeyecekti.
Nitekim, öyle de oldu. “Vicdan sızısı”, artık bir saksıda saklıydı:
Bu “ulvi gaye” ve “tövbe” eşliğinde oluşturulan Çamlık, mütevazı görüntüsü ve “kendine has” yapısı ile Millet Bahçesi'ni unutturmaya yetmedi!
Dönemin Belediye Başkanı Mustafa Turgut yönetiminde, 1970 yılında Millet Bahçesi'ne karşılık dikilen bir kaç çam fidanından oluşan Çamlık, 1973 yılında koruma altına alındı.
Çevre düzenlemesi küçük bir kordonu andıracak şekilde düzenlenen bölgenin; şu anda sahip olduğu estetiği ve işlevselliği Mustafa Turgut'tan sonra seçilen Belediye Başkanı Nihat Köklü döneminde yapılan çalışmalarla ortaya çıktı.
Nihat Köklü yönetiminde koruma altına alınan ve günümüze kadar ulaşan bu “yavru Millet Bahçesi”, geçtiğimiz günlerde Bayburt Belediyesi tarafından bir “acil operasyon” gerçekleştirilerek, “acil tak” ve “acil törenle” yeniden hizmete açıldı.
Öyle ki; parkın yeni adı, ne Millet Bahçesi’nin yok edilişinde ne de Millet Bahçesi’nin “diyeti” olarak “Çamlık” kadar küçük bir alana dönüştürülmesinde herhangi bir suçu yada katkısı olmayana nasip oldu!
Gerçi, Bayburt’un “zihin tarihinde”; Goruğ (*) veya Millet Bahçesi davası altında “yeşil alan ve doğa için mücadele eden deliler” listesi mevcuttur lakin onlarında isimleri bir parka konulamayacak kadar çirkindir!
Neyse; Millet Bahçesi kadar büyük bir konuyu “Çamlık kadar cücük” bir sonuçla bağlamanın tam zamanı:
Hani geçtiğimiz günlerde ismi değiştirilerek, Rahmetli “Muhsin Yazıcıoğlu” adı altında kurdele kesilme suretiyle açılan alan var ya, işte o alanın içimizde en yaygın olarak bilinen adıdır, Çamlık!
2008 yılında içine bir kaç adet taştan çeşme yaptırılan ama yanında gürül gürül akan Çoruh’a inat, suyu akmayan çeşmeleriyle yaşayan Çamlık!
Sahi, lafı geçmişken sormakta fayda var; Sayın Başkan, o çeşmelerle ilgili mevzuat veya sorun nedir?
(*) Goruğ; koruma altına alınmış ormandan daha küçük olan koru ya da koruluğa dair söylenen yöresel bir tabirdi… Şimdilerde ise beynelmilel bir şey!
- - - - - -