HÜSAMETTİN KOÇAN’ın Bayburt’un 45 kilometre dışında kurduğu Baksı Müzesi Avrupa’nın en prestijli müze ödüllerinden, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından verilen ‘Avrupa Konseyi Müze Ödülü’ EMYA’nın 2014’teki sahibi olmuştu.
Bununla ilgili haber ve bilgileri yazdığımız yazılarda veya haberlerde sizinle paylaşmıştık...
Baksı Müzesi bu ödülü, Letonya’dan Zanis Lipke Memorial ve İsveç’ten Bildmuseet’i geçerek almaya hak kazandı.
Nihayet, bu gurur verici ödülü almak üzere, Strasbourg’daki ödül törenine geldik.
Katılanlar arasında Bayburt Valisi Mükerrem Ünlüer, Erzincan Valisi Abdurrahman Akdemir, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak da vardı.
Ödülün onuruna Avrupa Konseyi Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rauf Engin Soysal ve eşi sefire Tülay Soysal bir davet verdi. Rezidansta başta Orhan
Peker olmak üzere tanınmış Türk ressamlarının tablolarını görünce sanatın tüm dallarına önem verdiklerine bir kere daha tanık oldu davetliler...
Büyükelçi şiir çevirilerini okuduğumuz bir diplomat. Özellikle ünlü Fransız şairi Henri Michaux’dan çevirileri var. Kitap meraklısı!
Eşi de bir piyanist, rezidansta zaman zaman konserler veriyor. Tanınmış Türk piyanistleri de farklı zamanlarda burada çalmış. Aralarında Gülsin Onay da var.
* * *
HÜSAMETTİN KOÇAN dün Avrupa Konseyi’nde Baksı Müzesi sunumu yaptı. Soruları da yanıtladı. Ayrıca dün gece ödül töreni gerçekleştirildi.
Baksı Müzesi’nin gelişmesi, uluslararası alanda da tanınması sanırım herkesin övünmesine bir vesiledir...
İstanbul’dan, başka kentlerden bu müzeyi kimlerin ziyaret ettiğini doğrusu çok merak ediyorum.
ArtBasel’e yurtdışındaki birçok müzeye kilometrelerce yol kat ederek gidenlerin, bu başarıyı görmezden gelemeyeceklerini düşünüyorum, eğer gitmeyenler varsa hemen o mucizeyi yerinde ve kendi gözleriyle görsünler.
Biz ihmal ederiz, ama yabancıların gözlerinden kaçmıyor.
Bu ödül en çok da onun ispatı!
Hüsamettin Koçan’a bir Amerikan heyetinin geleceğini söylemişler.
O da konuklarını karşılamış meğer ziyaretçilerin başında Amerikan Büyükelçisi Francis Ricciardone varmış. Yanında da uzmanlar...
Koçan büyükelçinin bilgisini, yazıları okuyuşunu anlatırken ben de müzeyi ziyarete gelen ziyaretçilerinin bilgi düzeyini düşündüm.
Çok şey geliyor insanın aklına...
Ayrıca Koçan, dün öğleden sonrasını röportajlar ve televizyon konuşmalarıyla geçirdi.
Anadolu’da açılan bir müzenin bırakın açıldığı bölgeyi, kenti tanıtmasını; oradaki insanların sanat üreticisi kimliği kazanmalarını sağlamasını yurtdışında ödül alması bile üzerinde durulması gereken, örnek alınması gereken bir girişim. Eğer benim gibi kuruluşundan bugüne öyküsünü biliyorsanız sevinciniz büyür.
Büyük kentlerde özellikle İstanbul’da büyük özel müzeler açıldı. Ama bu girişimler Anadolu’ya yayılmadıkça belli bir müze kültürünü oluşturmak zordur. Anadolu’daki küçük müzeleri de devlet desteklemeli.
Orada sanatçı için, bölge için üretici bir potansiyel yaratmalı.
* * *
SEVİNCE ortak olduğumuz için mutluyuz.