Türk İstiklal Savaşı'nda askeri birliklerimizin Akşehir'de ve Sivrihisar’ın kuzeyinde konumlanması ikmal olanakları açısından düşünülmüştür. Çünkü Akşehir Adana yöresinden, Sivrihisar ise Ankara hattından ihtiyaç duyulan malzemelerin trenlerle taşınması açısından son derece kritik öneme sahiptir.
Her iki bölge de tren yolu üzerindedir. Tabii ki Yunan birlikleri de benzer şekilde ikmal olanakları çerçevesinde İzmir-Afyon demir yolu hattı boyunca konumlanmıştır. Sakarya Savaşı öncesinde Yunanlar, Mustafa Kemal öncülüğünde gittikçe güçlenmeye başlayan milli kuvvetlerimizi ortadan kaldırmak ve Ankara’da yer alan sözüm ona isyancıları bertaraf etmek istemiştir. Bu çerçevede Yunan başkomutan Kayseri’de kahve içme hayalleri kurmakta ve bunu da açıkça beyan etmektedir.
Kuşkusuz bu plan Ankara’yı ve Ankara hükümeti ile milli kuvvetleri tamamen bertaraf etme düşüncesinin bir ürünüdür. Bu düşünce çerçevesinde Yunan birlikleri harekete geçer. Mustafa Kemal üstün bir taktisyendir. Düşmanı Anadolu içlerine çekmek ister. Eskişehir’deki kuvvetlerimize geri çekilmeleri yönünde emir verilir. Tabii ki savaş araç gereçleri ile var olan bir trenin de vagonlarıyla birlikte Polatlı yönüne doğru hareket ettirilmesi emredilir. Çünkü tren çok stratejik bir ulaşım aracıdır. Hemen her şey ona bağlıdır. Orduların, silah araç ve gereçleri ile levazımatın savaş alanına trenlerle sorunsuzca ve hızlıca taşınması savaş tekniği açısından açık bir üstünlüğü ifade eder. Fakat trenin çalışması için kömür yoktur. Durum Genel Kurmaya bir telgrafla bildirilir. Genel Kurmaydan Fevzi Çakmak imzasıyla trenin vagonlarının yan duvarları ve tabanında yer alan ahşap kalasların yakılarak çekilmesi emri gelir. Evet, tren... Trenin kendisi yakılarak çekilecektir. Fakat tam o sırada Eskişehir tren garında üç beş ağacın varlığı kendini gösterir. Bu ağaçlar kesilip yakılarak tren hareket ettirilir.
Hiç kuşkusuz Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması tek bir parametreye bağlanamaz. O gün üç beş ağaç sayesinde geri çekilen tren, Büyük Taarruz öncesinde ve sırasında ordumuza asker, mühimmat, pirinç, buğday, çorap, çarık vb. taşıyarak çok önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Ormanlar bazen bir can, bazen de vatan kurtarır.
Cumhuriyet'in 100. yılında orman varlığımızın korunması ve ağaçsız yerlere fidanlar dikilmesi için tam zamanıdır. Çünkü, orman vatandır."