Hekimler sağlık sektörünün ve ilaç sanayinin neden oyuncağı haline geldi? Hekime olan güven neden giderek azalıyor? Bunu açıkça görmeniz ve özeleştiri yapmanız gerektiğine inanıyorum. Tarihler boyu hep toplumsal saygınlığı olan bir meslek grubu neden kendini savunur hale düşüyor ve inandırıcılığı kayboluyor?

Hekimler sağlık sektörünün ve ilaç sanayinin neden oyuncağı haline geldi? Hekime olan güven neden giderek azalıyor? Bunu açıkça görmeniz ve özeleştiri yapmanız gerektiğine inanıyorum. Tarihler boyu hep toplumsal saygınlığı olan bir meslek grubu neden kendini savunur hale düşüyor ve inandırıcılığı kayboluyor?

Dünyada yapılan işlerin ve mesleklerin içine para ve çıkar ilişkisi girmeye başladıysa sonunda bu meslek grubu ağır faturalar ödemeye mahkum olur. İşte bizler de bu faturaları ödeyenler durumuna geliyoruz. İlaç ve sağlık sektöründe başlangıçta çok masum olan ve tanıtım amaçlı yapılan promosyonlar artık günümüz dünyasında büyük organizasyonlar ve çıkarlar haline dönüştü. Eğer bir bilimsel çalışmada kişilerin çıkarları daha öne çıkıyorsa o bilimsel çalışmanın sağlıklı ve doğru olduğundan söz edilebilir mi?

Yine bir bilimsel çalışma, ‘X’ ilacının veya ‘X’ sağlık gerecinin satışı ve pazarlaması üzerine planlanmışsa o çalışmanın saygınlığı ya da bilimselliği olur mu? Bu çalışmaların köşe taşlarında bilerek veya bilmeyerek hekimler oturtulursa o meslek grubunda artık saygınlıktan ve güvenilirlikten söz edilebilinir mi?
 
Mesleki vicdan olmalı

Ekonomik koşullar tüm meslekleri gibi bizim mesleğimizi de satın almakta ya da kiralamaktadır. Tüketim yarışı içine girmiş toplumlarda ve dünyamızda giderek saygıdeğer insan ve meslek kalmayacak. Biz hekimler de bu olumsuz gidişten kendi payımıza düşeni alacağız. Almak istesek de, istemesek de.

Halbuki ne masum başlamıştı öğrencilik günlerimiz. Hepimiz hekim olduktan sonra hiçbir çıkar gözetmeden hastaların derdine şifa olacaktık. Gittikçe rüyalarımızı kararttılar. O güzel duygularımızı çaldılar. Bizi de bu çirkin işleyen çarkın dişlileri yapmaya çalıştılar. Kimimiz teslim olduk, kimimiz sonuna kadar mücadeleye devam kararı aldık. Kavgayı seçenler mağdur oldu, yaban oldu. Seçmeyenler de isteyerek veya istemeyerek bu acımasız işleyen çarkın dişlileri oldu. Ve kendi vicdanlarına hesap veremez, yaptıkları işe inanmaz hale geldiler. Uygulamalarınıza kendi vicdanınız şahitlik edemiyorsa diğer insanlardan nasıl onay bekleyebilirsiniz? Diğer insanlardan nasıl saygı bekleyebilirsiniz?
 
Geleceğe temiz miraslar bırakın

Memleketim Bayburt’ta yapılan bir ödül töreninde bir temizlik işçisine verilen onur ödülü beni çok etkiledi. Çünkü bu insan kendi işlerini bitirdikten sonra hiçbir çıkar beklemeden diğer insanlara da yardım etmeye koşuyordu. Ne güzel uğraştı ve ne kadar saygıdeğerdi yaptığı. Gözlerinde yaptığı işin mutluluğu ve gururu ışıldıyordu. Farkına varsın veya varmasın geleceğin dünyasına büyük bir miras bırakıyordu insanlık adına.

Bu soylu davranışı değerlendiren, bu duyarlılığı gösteren Bayburt Valisi Kerem Al ve Bayburt’un Bekder Derneği yönetimine teşekkürlerimi iletiyorum.

Biz hekimler de gelecek kuşaklara böyle saygın miraslar bırakmak durumundayız. Anadolu’nun ve Trakya’nın köşelerinde gece gündüz demeden, yorgunluk bilmeden, sabahlara kadar hastanelerde hastaların sağlığı için koşuşturan ve bunu bir çıkar için yapmayan hekimler var.  Bir hastasının iyileşmesi ya da yaşama dönmesiyle yaşadığı mutluluk gözlerinden okunan hekimlerin de olduğunu biliyorum. Sizlerin de geleceğe bırakacağınız temiz miraslar bunlar.
 
Hekim sevgisi ilaçlardan daha değerli

Bu yazıyı kaleme aldığım zaman İstanbul yeni güne uyanıyordu. Yeni beklentilere, yeni güneşlere. Sabahın alacakaranlığında güneş doğmamıştı. Fakat hilal şeklindeki ay selam gönderiyordu. Dünyayı güzel yapan güzel insanlardı. Çirkin hale getirenlerse yine insanlar. Bir mesleği de onurlu hale getiren o mesleğin içindeki insanlar. Bir hekimin gözündeki sevgiyi ya da bir hekimin hastasının omzuna dokunuşunun o hasta için neler ifade ettiğini yine o hastaya sormak gerekir. Hekimler olarak dağıttığınız sevginin ilaçlardan daha faydalı olduğunu düşünün ve hastalarınızı sevgi ilacından yoksun bırakmayın. Bugün olmasa da yarın hizmet ettiğiniz insanlar sizi anlayacaktır. Hastalarınızla umutları paylaşın ve bunları hiçbir çıkar düşünmeden yapın. O zaman bu meslek grubu toplum içindeki saygın yerini alacaktır. Unutmayın hastaların içinde yanacak ışığın elektriği sizde.

Mayıs / 2010