Bayburt Üniversitesi’nin Çaykaralı Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu’nun davetlisi olarak bir günümüzü serhat şehrimiz Bayburt’a geçirdik. Bayburt Üniversitesi, 15 Eylül 2008 tarihinde Türkiye’de 23 üniversite ile birlikte kurulmuş. Yani doğum tarihi, 2008. Bugün 2 yaşında bile değil.
Bayburt Üniversitesi’nin Çaykaralı Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu’nun davetlisi olarak bir günümüzü serhat şehrimiz Bayburt’a geçirdik. Bayburt Üniversitesi, 15 Eylül 2008 tarihinde Türkiye’de 23 üniversite ile birlikte kurulmuş. Yani doğum tarihi, 2008. Bugün 2 yaşında bile değil.
Üniversitenin Kurucu Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğılu’ndan bu süreci dinlerken inanın hem çok duygulandım hem de şaşkınlığımı ve hayranlığımı gizleyemedim. Bir düşünün bir ilde bir üniversitenin kurulmasına karar veriyorlar ve sizi oraya rektör olarak atıyorlar. Git üniversiteyi de kur, diyorlar.
Paran var mı, yerin var mı, yurdun var mı, kalacağın yerin var mı, her şeyden önemlisi cebinde paran var mı diye soran, olmadı.
Tek doğru karar Murat hocanın rektör olarak atanmasıydı, bu ulvi görevin kendisine verilmesiydi.
Rektör bey almış çantasını eline, binmiş Bayburt Tur otobüsüne, ver elini Bayburt.
Heybetli kalesi ve Şehit Osman türbesinin gölgesinde, Çoruh Nehri’nin ikiye böldüğü şehrin otogarında indi. Kalacak doğru dürüst otel bile yok. Tek çare öğretmenevi. Öğretmenevine yerleşen Murat hoca ertesi sabah Erzurum Atatürk Üniversitesi’ne bağlı ve lise öğrencileriyle aynı kapıdan işleyen Bayburt Yüksekokulu’nun yolunu tuttu.
Bayburt’ta yüksekokul var ama. Derslere lise öğretmenleri giriyor. Matematik, Fen dersine lise öğretmeni, İngilizce dersine de müzik öğretmeni giriyordu.
Ne öğrencisi yüksekokul öğrencisi olduğunu anlayabiliyor, ne de öğretmen kendisinin ne olduğunu.
Rektör Murat hoca gözüne bir bina kestirmişti. Lise olarak yapılmış ve boştu. Evet burası kampus için hem ideal hem de hali hazırda bir bina bulmuştu. Hemen yanında yıkık, dökük, ısınma sistemi olmayan hatta camları kırık, kapı ve penceresi olmayan binayı da rektörlük binası olarak belledi kafasında.
Ve kolları sıvadı. Bir taraftan eğitim ve öğretim yetkisini eline alıp öğrencilerin okumasını sağlayacaksınız, bir taraftan üniversitenin kampusunu oluşturacaksınız, diğer yandan akademik ve idari kadrolarını oluşturacaksın. Kolay değil. Oturacak dahi sandalyeniz, imza atabileceğiniz bir masanız yokken bunları yapmak elbette kolay değil. Her baba yiğidin işi de değil harcı da.
Bugün Bayburt Üniversitesi’nin kampus alanı 33 bin 500 metrekareye ulaştı.
Üniversite bünyesinde üç fakülte iki meslek yüksekokulu, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüleri İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ile Eğitim Fakültesi, Meslek Yüksekokulu ile Bayburt Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu bulunduruyor.
Bin öğrenciyle devralınan üniversitede bugün lisans programlarında bin 325, ön lisans programlarında 894 olmak üzere toplam 2219 öğrenci öğrenim görüyor. Önümüzdeki yıl öğrenci sayısını 3 bin 500 olarak planlıyor
Üniversitede; 3Pprofesör, 3 Doçent, 21 Yrd. Doç, 20 öğretim görevlisi, 8 okutman, 35 araştırma görevlisi ve 2 uzman olmak üzere toplam 92 akademik personel görev yapıyor. Üniversite adına 20 araştırma görevlisi yurt dışında eğitim alıyor. Ayrıca 101 idari personel bulunuyor.
Henüz iki yılını doldurmayan, emekleme dönemini atlatıp yürümeye başlayan üniversitenin başlıca sorunu olan öğrencilerin barınma sorunlarına çözüm bulmak için Rektör Mollamahmutoğlu bir taraftan özel teşebbüsü ikna ederken, diğer taraftan da Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne nefes aldırmadı. 750 öğrenci kapasiteli yurt, 2012’de hizmete açılacak.
Hangi üniversitede öğrenciye dört çeşit yemek 1,5 liraya veriliyor. Hangi yeni üniversitede konferans sistemiyle diğer üniversitelerden ders alınıyor. Hangi yeni üniversitede bilgisayarlı sınıflar, kütüphanesi uluslar arası internet ağında bulunuyor. Hangi yeni üniversite, iki yıl içerisinde bu kadar büyüme göstermiş. Bunların hepsi Bayburt Üniversitesi’nde mevcut işte. Bunu başaran da Rektör Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu ve ekibi. Tebrik etmek lazım.
Bayburt Üniversitesi bir üçüncü nesil üniversitesi vizyonuyla yola çıktı ve altyapısını ona göre tesis ederek, Türkiye’de bir model oluşturdu. Çağdaş bir üniversitede olması gereken ne ise orada var. Ve henüz iki yılını doldurmamış olan üniversitede üçüncü kuşak eğitim sisteminin tüm unsurları oluşturuldu.
Rektör Murat Mollamahmutoğlu iddialı. Bayburt’u bir kampus kenti yapmaya kararlı. Bayburt üçüncü nesil şehri yapmaya kararlı. Çoruh’un karşı yakasını da üniversiteye ekleyerek Türkiye’nin ilk dünyanın dördüncü üniversitesi yapmaya kararlı.
Dün üniversiteye karşı olanlar bugün ne kadar yanıldıklarının altında eziliyor.
Eline, yüreğine sağlık hocam.
Rektör Murat hoca kuzu kavurmaların çevrildiği masalarda otursaydı, protokol rektörlüğü yapsaydı bugün Bayburt Üniversitesi bir lise görünümünden farklı olmayacaktı. Bayburt, Bayburt olalı böyle bir hoca görmedi. Şantiyecilikten gelen bir rektörden de ancak bu güzellikleri yapmak beklenirdi.
Sevgili öğrenciler, tercih listenizde mutlaka Bayburt Üniversitesi’ni de bulundurun.
Bizleri Bayburt Üniversitesi’nde muhteşem bir misafirperverlik göstererek ağırlayan başta Rektör Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu olmak üzere, Genel Sekreter Celal Akıl, Genel Sekreter Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Okuyan, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç Dr. Hasan Hüseyin Önder, Sağlık Kültür Daire Başkanı Coşkun Koçhan, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Sami Ayan ve Rektörün eşi Yrd Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu’na şükranlarımızı sunuyorum.