Bayburt Postası - Bayburt'ta 70 yıldır şapka üretimi yapan 82 yaşındaki Turhan Ozulu, müşterilerinin ısrarı nedeniyle mesleğini sürdürüyor.

Camikebir Mahallesi Ulu Cami Caddesi'ndeki dükkanında şapka üretimi yapan Turhan Ozulu, mesleğe ilkokul öğrencisi olduğu yıllarda çırak olarak başladığını söyledi. Çıraklığının ardından 1960'da kendi dükkanını açtığını belirten Ozulu, o yıllarda bir çok kişinin şapka taktığını vurguladı.

Yöre insanın gurbete gittikten sonra şapka almadan köyüne dönmediğini ifade eden Ozulu, "Dükkan kapalı da olsa beni bulup mutlaka şapka alırlardı. Şapka yapan 4 dükkan vardık ama yine de talebi karşılayamazdık." dedi.

►►► VİDEO İZLE

Ozulu, ilerlemiş yaşına rağmen bazı müşterilerinin ısrarları nedeniyle şapka yapmaya devam ettiğini belirterek, talebi karşılayamadıkları günlerden bugünlere gelindiğini kaydetti.

"Şimdi ne şapka yapan var, ne de örten" diyen Ozulu, "Haftada ya da 15 günde bir tane şapka ancak yapabiliyorum. Artık yapma gücüm de yok. Ben de pek yapmak istemiyorum ama ısrar ediyorlar. Ben de mecburen bir tane yapıyorum. Şapka işi de bitti eski rağbet yok." ifadesini kullandı.

"Bizden sonra bu işi devam ettiren de olmadı"

Günümüzde Bayburt'ta şapka kullananların sayısının yok denecek kadar az olduğuna dikkati çeken Ozulu, müşterilerini kıramadığı için şapka ürettiğini belirtti.

Eski alışkanlıklardan dolayı şapka kullanan birkaç kişi kaldığını anlatan Ozulu, şunları söyledi:

"Şapka hastaları, 'illa da bana bir tane şapka yap' diyen. Onların da derdi çekilmiyor, 'burası olmadı, şurası olmadı.' O zamanlar kumaş bulamıyorduk ki şapka yapalım, şimdi ise kumaş çok, yapan yok, örten yok, yapanın da sonu geldi. Eskiden yaptığımız şapkalar Elazığ modeli diye tabir edilen sekiz köşeliydi. Bu şapkalar tek parçadan yapılır ve sekiz köşesi olurdu. Şimdi ise şapkalar parçalı olarak yapılıyor. Bir şapka altı parçadan oluşuyor ve tepe noktasında birleşiyor. Bu tepedeki birleşme noktasına da bir düğme ilave ediliyor ve bu şapkalar eskisi gibi sekiz köşe değil yuvarlak şekilde oluyor. Bizden sonra bu işe devam ettiren de olmadı. Beş çocuğum var, hepsi başka işlere yöneldi. Çok işim olmadığı için öğlen namazına yakın gelip dükkanımı açıyorum. Biraz çalışıp dostlarımla sohbet ediyoruz. Artık ayakta da fazla kalamıyorum, sürekli işte yapamıyorum. Biraz gelen dostlarımızla sohbet ediyorum, biraz çalışıyorum, yorulunca da dükkanı kapatıp eve gidiyorum."