Partiler

Abdulmecit Bekmezci: "Daha kötü yönetemezler diyorduk, yanılmışız!"

Saadet Partisi Bayburt İl Başkanı Abdulmecit Bekmezci, iktidara ekonomik politikalar üzerinden yüklendi.

Abone Ol

Bayburt Postası - Son günlerde başta akaryakıt fiyatları olmak üzere gelen zamları eleştiren ve iktidarın vatandaşa verdiği sözleri de tutmadığını söyleyen Bekmezci, "Biz, seçimlerden önce devlet ve ekonomi “bundan daha kötü yönetilemez” diyorduk, yanılmışız! "Maalesef iktidar ortaya koyduğu devlet, diplomasi ve ekonomi yönetimiyle; 28 Mayıs öncesini dahi mumla aratıyor" dedi. 

Bekmezci açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

"Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı, kötü yönetme maharetinde her gün yeni bir zirve yakalıyor. Meclis açılıp hükümet göreve başladığı günden bugüne, vatandaş açısından; gelir azaltan-gider artıran, umut azaltan-kaygı artıran, nimet bitiren-külfet getiren kararların, kanunların ardı arkası kesilmiyor. Söz verip tutmamak, vadedip yapmamak, gerçeği saklamak, yolsuzluğu aklamak bakımından sicili kabarık bir hükümet ve ittifakın, son olarak akaryakıttaki ÖTV’yi %224 oranında artırması, pompa fiyatlarının 5 ila 6 TL civarında artmasına vesile olacak, yani benzin ve mazot %21-23 oranında pahalanacaktır. Arkadaşlarıma, “Bir bakın bakalım seçim beyannamelerindeki vaat listesinde ‘Akaryakıtta ÖTV iki kat artırılacak.’ şeklinde bir ifade var mı?” diye sorma ihtiyacı hissetmedim. Çünkü KDV ve harçlara yapılan artışlar, nasıl vaatler arasında yer almadı ise buna da vaatler arasında yer vermediler. Ne demişlerdi seçimden önce “Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğalgaz bulduk.” Meğer Gabar’daki petrol parola imiş ve kastedilen milletin bütçesiymiş. Karadeniz’deki doğalgaz şifre imiş ve o da dar ve sabit gelirlinin kesesiymiş. “Maaşlara zam, asgari ücrete yüksek güncelleme, en düşük memur maaşına ve aynı oranda memur emeklisi maaşına artış yapacağız.” vaatleri vardı. Ne yaptılar? Herkese farklı oranlarda güncelleme ve emekliye yansıtılmayan seyyanen artış…

En düşük ücret alan bekar bir devlet memurunun maaşı halen 22 bin TL’ye ulaşmış değil. Faiz, seçimden önce sıfıra yakınlaşacaktı seçim sonrası %75 arttı. Seçim mitinglerinde enflasyon tek hane olacaktı; şimdi üç haneye koşar adım gidiyor. Bu yapılan yanlışların, tutulmayan sözlerin, söylenmediği halde hayata geçirilen zam ve artışların hesabı iktidardan mutlaka sorulacaktır. AK Parti ve Genel Başkanı öncelikle kendisine oy veren, destek veren seçmene hesap vermelidir. AK Parti’ye oy veren seçmen Erdoğan’a hesap sormalı. “Neden vatandaşları kandırdınız, neden bizden gerçeği gizlediniz.” demeli, Evet, bugün yaşananlar zannederim en çok AK Parti seçmenini üzmüştür. Zira o vatandaşlarımız hem kandırılan seçmen hem de külfet yüklenen vatandaş konumuyla iki kez mağdur edilmiştir. Kendi seçmenine genel başkan olarak gerçekleri söylemeyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak da millete hesap vermek zorundadır. Neden ekonominin çöktüğünü, kasada para kalmadığını, yandaşlarının bitmek bilmeyen istek ve kayırma taleplerini yerine getirmekle meşgul olduğunu millete izah etmelidir. Seçimlerde güttüğünüz siyasetle; partiniz seçim, yandaşlarınız para, yakınlarınız makam ve mevki kazansın diye iftiraya ve gerçekleri saklamaya tevessül ettiniz! Yönetim anlayışınızla da vergiye, harca ve kamu hizmetlerine zamlar yaparak külfeti milletin sırtına yüklediniz! Bu karanlık siyaset ve yönetim anlayışından vazgeçmek mecburiyetindesiniz. İktidar, milletin cebine el uzatarak devletin bütçesini düzeltme politikasını terk etmelidir. Erdoğan iktidarı öncelikle millete seçim meydanlarında ilan ettiği vaatleri hayata geçirmelidir. Yoksullaştıran, yokluğu artıran, yandaşı ve yakını kayıran siyaset ve ekonomi yönetimi sona ermelidir. Hükümet, yılların yanlışlarını; milletin yılların emeğiyle biriktirdiği küçük birikimlerini değersizleştirmek suretiyle millete fatura etmekten vazgeçmelidir. Yaşananlar 28 Mayıs öncesi ve sonrası şeklinde adeta bir milat oluşturdu. Ne yazık ki bugün AK Parti 28 Mayıs öncesi beyanlarının hakkını vermek yerine milletin hakkını yemek peşindedir!

İktidara sesleniyorum! Yaptıklarınızı düzeltmek, yanlışlarınızı terk etmek için görünür bir çaba içine girmek zorundasınız. Aklınız ve fikriniz başka işlere; sadece yandaşlara kazandırmaya, ihale bitirmeye, yakınları kayırmaya çalışmamalı.  Ne hikmetle milleti yoksulluktan kurtarmanın değil; daha da yoksullaştırmanın peşindesiniz! Anlamak mümkün değil! Gelin, bizi dinleyin. Öncelikle: Ekonominin sadece para, vergi ve faiz uygulamalarıyla düzeltilemeyeceğini anlayın. Tekrar tekrar ifade ettiğimiz gibi israftan, yolsuzluktan ve yanlış yatırım politikalarından vazgeçin. Katmerli ve döviz cinsi garanti gelir ödemelerini sabitleyin ve bir kısmını peşin vergi olarak tahsil edin. Dolaylı vergilerle vatandaşın emeğine ve ekmeğine doğrudan el koymaktan vazgeçin!"