Türkçesi var mı, yok mu, diye bakan yok… Kimileri de “entel” görünme uğruna, inatla Türkçesi varken yabancısını kullanmaktalar.
Dil bilinci olmayınca böyle oluyor…
Türk Dili’nin en eski ve en önemli kaynak eserini yazan Kaşgarlı Mahmut, “Dil ile düğümlenen, diş ile çözülemez” diyordu. Dil ile düğümleyemedik ne yazık ki…
Büyük Türkçü Atsız’ın “Bir millet bağımsızlığı dâhil her şeyini kaybedebilir. Fakat dilini sakladıkça, o millet yaşıyor demektir” demesine aldırmadık bile.
“Türkçem hep siperim oldu” dedi Kosovalı Şair Zeynel Beksaç, o nice siperdir merak etmedik.
Ve Kırgız Kardeşlerimizin “Dil’in kaderi, halkın kaderi” atasözü, hükmünü icra etti Türkiye bakımından, dilimizle birlikte özümüzü, izimizi ve bağımsızlığımızı yitiriyoruz.
Başa döneyim; Türkçesi varken, yabancısını kullanmamak gerek, bu bir yurt savunmasıdır.
Biz bugün bazı yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarına yer vereceğiz. Bu karşılıkların çoğu Türk Dil Kurumu tarafından önerilmiştir.
İşte o sözcükler:
Ajitasyon : Fransızca agitation (tahrik etme, kışkırtma). Kelimenin karşılığı dilimizde zaten vardır: kışkırtma. Örnek: Bu olayın, kışkırtma olduğunu ileri sürdüler Kelimenin tıp alanındaki kullanımı da dikkate alınarak kışkırtma karşılığının yanı sıra çırpıntı sözünün de kullanılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır. ajitatör : kışkırtıcı. ajite etmek : kışkırtmak. ajite olmak : çırpıntıya uğramak.
Dil bilinci olmayınca böyle oluyor…
Türk Dili’nin en eski ve en önemli kaynak eserini yazan Kaşgarlı Mahmut, “Dil ile düğümlenen, diş ile çözülemez” diyordu. Dil ile düğümleyemedik ne yazık ki…
Büyük Türkçü Atsız’ın “Bir millet bağımsızlığı dâhil her şeyini kaybedebilir. Fakat dilini sakladıkça, o millet yaşıyor demektir” demesine aldırmadık bile.
“Türkçem hep siperim oldu” dedi Kosovalı Şair Zeynel Beksaç, o nice siperdir merak etmedik.
Ve Kırgız Kardeşlerimizin “Dil’in kaderi, halkın kaderi” atasözü, hükmünü icra etti Türkiye bakımından, dilimizle birlikte özümüzü, izimizi ve bağımsızlığımızı yitiriyoruz.
Başa döneyim; Türkçesi varken, yabancısını kullanmamak gerek, bu bir yurt savunmasıdır.
Biz bugün bazı yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarına yer vereceğiz. Bu karşılıkların çoğu Türk Dil Kurumu tarafından önerilmiştir.
İşte o sözcükler:
Ajitasyon : Fransızca agitation (tahrik etme, kışkırtma). Kelimenin karşılığı dilimizde zaten vardır: kışkırtma. Örnek: Bu olayın, kışkırtma olduğunu ileri sürdüler Kelimenin tıp alanındaki kullanımı da dikkate alınarak kışkırtma karşılığının yanı sıra çırpıntı sözünün de kullanılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır. ajitatör : kışkırtıcı. ajite etmek : kışkırtmak. ajite olmak : çırpıntıya uğramak.
Alakart : Fransızca alakart (à la carte) sözü, "listeye göre" anlamı taşımaktadır. Önerdiğimiz karşılık: seçmeli yemek.
Ambiyans : Fransızca ambiance "çevre, muhit, hava, ortam". Son yıllarda özellikle gazetelerin magazin sayfalarında sıkça rastladığımız bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz, dilimizde zaten kullanılmakta olan hava sözünü benimsemiştir. Örnek: Televizyon kanalının yöneticileri yarışma gecesinde fevkalâde bir hava yaratmışlardı.
Anakronizm : Fransızca anakronizm (anachronisme) sözü, "tarihe aykırılık, çağa uymama" anlamlarında dilimizde kullanılmaktadır. Kurumumuz bu kelime için tarih yanılgısı karşılığını önermektedir.
Angajman : Fransızca engagement (rehin; taahhüt; anlaşma; bağlantı). Bu kelime için dilimizde güzel bir karşılık vardır: bağlantı. Örnek: Şimdiden hiçbir seçim tarihi için bağlantıya girmeyelim. *angaje : bağlanmış. *angaje etmek : bağlamak.
Animasyon : Fransızca animation (canlanma; çizgi film). İkinci anlam için teklifimiz: canlandırma. Örnek: Törendeki canlandırma gösterileri büyük ilgi topladı.animatör : Fransızca animateur (canlandırıcı; sunucu; çizgi film yapımcısı). Teklifimiz: canlandırıcı. Örnek: Japon canlandırıcıları film pazarını tuttular.
Antipatik : Fransızca antipathique (sevimsiz, soğuk). Önerdiğimiz karşılıklar: sevimsiz, itici, soğuk. Örnek: Bu davranışlarınla çok sevimsiz (itici, soğuk) görünüyorsun.
Asparagas : "Makaraya sarmak, çapraz iki sırığa germek, eziyet etmek." anlamlarına gelen İspanyolca aspar kelimesine dayanan bu söz için Kurumumuz, dilimizde kullanılan örnek cümleleri de göz önüne alarak “şişirme haber” karşılığını önermiştir.
Baz : Fransızca base (temel; temel ilke; üs). Teklif edilen karşılıklar: temel, taban. Örnek: Altın fiyatlarını temel (taban) olarak alırsak daha sağlam sonuçlara ulaşırız.
Brifing : Özsunuş, bilgilendirme
Brifing : Özsunuş, bilgilendirme
Brokır : İngilizce broker (simsar, komisyoncu). Dilimizde bu kelimenin karşılığı zaten vardır: simsar. Örnek: Ev bulmak için simsarlara başvurmaktan başka yol kalmadı.
Charter : Çeşitli anlamlar içeren İngilizce bu söz Türkçeye bir ulaşım terimi olarak geçmiştir. Kurumumuz bu söz için dolmuş uçak karşılığını önermektedir.
Çip : Fransızca chip. Bilgisayar alanında kullanılan bu söz için Kurulumuzun önerisi yonga'dır. Örnek:
Duayen : Fransızca doyen (en yaşlı, en kıdemli; dekan; baş papaz). Dilimizde birinci anlamıyla kullanılmaktadır. Bu anlam için şu karşılıkları öneriyoruz: kıdemli, aksakal. Hemen hemen bütün Türk lehçelerinde "yaşlı, kıdemli, kendisine danışılan kişi" anlamında "aksakal" kelimesi kullanılmaktadır.
Ekoloji : Yunanca oikia (ev, konut) + logos (konu). Fransızca écologie. "Canlıların aralarındaki bağlantıları ve ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen biyoloji dalı" anlamında kullanılan ekoloji sözü için zaten dilimizde var olan bir kelimeyi teklif ediyoruz: çevre bilimi. Örnek: Çevre bilimi alanında uzmanlara ihtiyacımız var. ekolojik : çevreyle ilgili, çevre bilimiyle ilgili. ekolojik denge : çevre dengesi. Örnek: Termik santrallerin kirliliğe yol açarak, çevre dengesini bozduğunu biliyoruz. ekolojik felâket : çevre felâketi, çevre yıkımı. Örnek: Orman yangını, bizim için bir çevre felâketidir.
Entegrasyon : Fransızca integration. Son zamanlarda insanların bir toplumla bütünleşmesini, uyumunu anlatmak için sık kullanılan bu söz için teklif edilen karşılıklar: bütünleşme, uyum. Örnek: Türk işçilerinin Alman toplumuyla bütünleşmesi (uyumu) kolay olmuyor.
Fenomen : Fransızca fenomen (phénomène) sözü, "olay; şaşılacak şey; görüngü" gibi anlamlar içermektedir. Yunanca "phainomena" kökenine dayanan bu söz felsefede "somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne" anlamında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamı için Kurumumuz tarafından görüngü karşılığı önerilmişti. Buna göre, sözün fenomenizm biçimi için de görüngücülük karşılığı uygun olacaktır. Aynı söz, felsefi anlamı dışında günlük dilde de yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bu kullanılışı için de önerimiz: (şaşılacak) olay.
Flaş : İngilizce flaş (flash) sözü, "fotoğraf lambası; fotoğraf lambasının ışığı; önceliği olan çarpıcı haber; müzik parçası" anlamlarında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamlarından fotoğraf lambası için: çakar fotoğraf lambasının ışığı için: çakıntı çarpıcı müzik parçası ve haber için: çarpıcı, gözde karşılıkları önerilmiştir.
Formasyon : "Meydana getirme, oluşturma; kurma, kurulma" anlamlarını taşıyan bu söz dilimizde daha çok "şekil alma" anlamında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamı için biçimlenme karşılığı önerilmiştir.
Handikap : İngilizce kökenli (handicap) bu söz, "engel" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu kelime için dilimizde bulunan engel sözü uygun bir karşılıktır
Entegrasyon : Fransızca integration. Son zamanlarda insanların bir toplumla bütünleşmesini, uyumunu anlatmak için sık kullanılan bu söz için teklif edilen karşılıklar: bütünleşme, uyum. Örnek: Türk işçilerinin Alman toplumuyla bütünleşmesi (uyumu) kolay olmuyor.
Fenomen : Fransızca fenomen (phénomène) sözü, "olay; şaşılacak şey; görüngü" gibi anlamlar içermektedir. Yunanca "phainomena" kökenine dayanan bu söz felsefede "somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne" anlamında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamı için Kurumumuz tarafından görüngü karşılığı önerilmişti. Buna göre, sözün fenomenizm biçimi için de görüngücülük karşılığı uygun olacaktır. Aynı söz, felsefi anlamı dışında günlük dilde de yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bu kullanılışı için de önerimiz: (şaşılacak) olay.
Flaş : İngilizce flaş (flash) sözü, "fotoğraf lambası; fotoğraf lambasının ışığı; önceliği olan çarpıcı haber; müzik parçası" anlamlarında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamlarından fotoğraf lambası için: çakar fotoğraf lambasının ışığı için: çakıntı çarpıcı müzik parçası ve haber için: çarpıcı, gözde karşılıkları önerilmiştir.
Formasyon : "Meydana getirme, oluşturma; kurma, kurulma" anlamlarını taşıyan bu söz dilimizde daha çok "şekil alma" anlamında kullanılmaktadır. Sözün bu anlamı için biçimlenme karşılığı önerilmiştir.
Handikap : İngilizce kökenli (handicap) bu söz, "engel" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu kelime için dilimizde bulunan engel sözü uygun bir karşılıktır
Hipotez : Varsayım
Hit : İngilizce hit (darbe, vuruş; isabet; başarı). En başarılı film ve müzik parçası anlamında kullanılan bu kelime için dilimizde gözde sözü güzel bir karşılık olabilir. Örnekler: Sanatçının son parçası gözde oldu. Yönetmenin son filmi gözdeliğe aday gösteriliyor