Eskiden Arapça'dan aldığımız "müspet" ve "menfi"yi kullanırdık. Sonra Batı dillerindeki karşılığı olan "pozitif" ve "negatif" düştü dilimize. 1980 öncesinin Türk Dil Kurumu işe el koyarak "olumlu" ve "olumsuz"u türetti. Şimdi bakıyorum belli zihniyetler olumlu ve olumsuzu bir kenara atıp Arapça ve İngilizce'sine sarılıyorlar. Peki ya Türkçe sevdalısı olduğunu söyleyenler? Onlar bilinçsiz ve bilgisizler.
***
Global Haber adlı haber kanalına bakıyorum. Konu tabii ki korona virüs. Muhabir "tedbir ve önlemler" deyip duruyor, ben de galiz bir Bayburt küfürü savurup başka kanala geçiyorum. Tedbir Arapça, önlem Türkçe, "tedbir ve önlemler" ne demek oluyor peki?
Ya o AKP İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoy?... O da aynı telden çalmakta dinbaz Türkçesiyle. 24 Mart’ta TBMM’de yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Hükümetimiz bütün önlem ve tedbirleri alıyor..."
Geçenlerde Sağlık Bakanı’nın her hafta düzenli olarak yaptığı Korona Basın Toplantısı’nda önemli bir gazetenin yazarı olduğunu söyleyen birisi de (adını ilk kez duydum) “önlem tedbirleri” dedi. Demem o ki, bu ara bu Türkçe cinayeti sık sık işleniyor... Korkarım yakında "ilgi alaka" gibi bu da dillere düşecektir "önlem tedbirleri" ya da "önlem ve tedbirler" denilerek.
***
Mustafa Suphi olayı üzerine bir kitap çalışması içindeyim şu sıralar. Uğur Üçüncü adlı yazarın 461 sayfalık kocaman bir kitabını alıp okuyorum, adı: “Trabzon’da Bir İttihatçı Sima: Kâhya Yahya”. Bu kitapta Kâhya Yahya’nin yaşamına ilişkin bir bölümün başlığı şöyle: “Kişilik ve Şahsiyeti”… Oysa kişilik ve şahsiyet anlamdaş sözcüklerdir, bir arada kullanılamazlar.
***
"Şu anda" yerine yeni bir deyim icat edildi: "An itibariyle"... "Şu andan itibaren" deyimi vardı da, bunu duymamıştık. Kim icat etti acaba?
***
Özverili ve fedakâr, çaba ve gayret... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Korona salgını dolayısıyla yaptığı bir basın toplantısındaki sözlerinden... Eh, bazı demokrat tavırlarını görsek de, sonuçta bir tarikattan geliyor, anlamdaş sözcükleri birlikte kullanma hastalığı onda da var. Bu hastalığı nasıl tedavi eder, onu bilemiyoruz...
***
"Tafsiye edermiş..." Tafsiye... Ne demek? Tavsiye'nin cahilcesi...
***
***
Global Haber adlı haber kanalına bakıyorum. Konu tabii ki korona virüs. Muhabir "tedbir ve önlemler" deyip duruyor, ben de galiz bir Bayburt küfürü savurup başka kanala geçiyorum. Tedbir Arapça, önlem Türkçe, "tedbir ve önlemler" ne demek oluyor peki?
Ya o AKP İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoy?... O da aynı telden çalmakta dinbaz Türkçesiyle. 24 Mart’ta TBMM’de yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Hükümetimiz bütün önlem ve tedbirleri alıyor..."
Geçenlerde Sağlık Bakanı’nın her hafta düzenli olarak yaptığı Korona Basın Toplantısı’nda önemli bir gazetenin yazarı olduğunu söyleyen birisi de (adını ilk kez duydum) “önlem tedbirleri” dedi. Demem o ki, bu ara bu Türkçe cinayeti sık sık işleniyor... Korkarım yakında "ilgi alaka" gibi bu da dillere düşecektir "önlem tedbirleri" ya da "önlem ve tedbirler" denilerek.
***
Mustafa Suphi olayı üzerine bir kitap çalışması içindeyim şu sıralar. Uğur Üçüncü adlı yazarın 461 sayfalık kocaman bir kitabını alıp okuyorum, adı: “Trabzon’da Bir İttihatçı Sima: Kâhya Yahya”. Bu kitapta Kâhya Yahya’nin yaşamına ilişkin bir bölümün başlığı şöyle: “Kişilik ve Şahsiyeti”… Oysa kişilik ve şahsiyet anlamdaş sözcüklerdir, bir arada kullanılamazlar.
***
"Şu anda" yerine yeni bir deyim icat edildi: "An itibariyle"... "Şu andan itibaren" deyimi vardı da, bunu duymamıştık. Kim icat etti acaba?
***
Özverili ve fedakâr, çaba ve gayret... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Korona salgını dolayısıyla yaptığı bir basın toplantısındaki sözlerinden... Eh, bazı demokrat tavırlarını görsek de, sonuçta bir tarikattan geliyor, anlamdaş sözcükleri birlikte kullanma hastalığı onda da var. Bu hastalığı nasıl tedavi eder, onu bilemiyoruz...
***
"Tafsiye edermiş..." Tafsiye... Ne demek? Tavsiye'nin cahilcesi...
***
Haber Global'de bir alt yazıda şu deyim kullanılıyor: "Sükutu hayal"...
Yanlış, "Sükut" değil "Sukut" olacak ve şöyle yazılacak:
"Sukut-u hayal", yani hayal kırıklığı ya da düş kırıklığı... Sükutu hayal, hayalin susması, sesini kesmesi demek...
Lügat paralıyorlar sözüm ona, ama onu da beceremiyorlar. "Düş kırıklığı" deseniz olmuyor değil mi, Türkçe nerenize batıyor?
Lügat paralıyorlar sözüm ona, ama onu da beceremiyorlar. "Düş kırıklığı" deseniz olmuyor değil mi, Türkçe nerenize batıyor?