Türkçe bilinçsizliği ve Türk adamlığı…

Abone Ol
AKP’liler Arapça-Osmanlıca sevdalısıdırlar, onların “eğilim” yerine “temayül” demeleri beni şaşırtmaz da birkaç gün önce baktım CHP sözcüsü de “temayül yoklaması” diyor.

Dil bilinci, bilgisi olmayınca böyle oluyor demek ki… Tıpkı şu “ilgi alaka” saçmalığı gibi. Fethullahçı Samanyolu TV’de bir zirzop sunucu vardı, bu ilgi-alaka o dinci mahlukun icadıdır. O dedi, herkesler de atladı buna, hâlâ da diyenler var. Benden başka bu işin peşine düşen de olmadı, yazıp durdum bunun yanlışlığını. Ne idi yanlışlığı? Anlamdaş sözcükler bunlar ya ilgi diyeceksin, ya alaka… Bazıları uydular buna ama tercihlerini alaka’dan yana kullanarak. Şimdi ortalık alaka’dan geçilmiyor. Taner Yıldız diye bir enerji bakanı vardı hani, o pek ballandıra ballandıra her konuşmasının bir yerlerine alaka sokuştururdu. Bu durumu görünce yine yazdım “İlgi sizden ilgi bekliyor” dedim, ilgi ile ilgilenen olmadı. Türkçülüğü bana layık görmeyenler bile alakalı oldular.

Kocaeli müftüsü iken takıştığım bir adam vardı, AKP’den milletvekili aday adayı olmasının ödülü olarak şimdilerde Ankara Müftüsü olarak görev yapmaktadır. Cami kürsüsünden benim yazılarıma cevap verirdi. Benim nazarımda ancak bir köy imamı olabilecek bu kişi, dua ettirirken “Allah korusun ve muhafaza etsin” derdi. “Yahu ya korusun de, ya muhafaza etsin, bunlar anlamdaş sözcükler be adam”, derdik ama kim anlar? Benim anam “Allah saklasın, beklesin” diye dua eder. Bak burada anlamdaşlık yok, saklamak, beklemek değildir. Allah nasıl bekler? O da ayrı bir çarpıklık ya neyse.

Bu anlamdaş sözcükleri bir arada kullanmak hastalığı genellikle din adamlarında var “çaba-gayret” de bunların icadıdır. Vaizlere kulak verin daha nicelerini duyarsınız.

Genç kuşak genellikle Türkçe özürlü. Sosyal medyada görüyorum, meramlarını anlatamıyorlar. Düzgün tümce kuramıyorlar. İmlâ nedir haberleri yok. “Bunları kim okuttu, bunların öğretmenleri nasıl öğretmendirler?” diye sormadan edemiyor insan. Edebî eserler okutmazsanız; şiir, öykü ve denemeden uzak kalırlarsa olacağı budur.

“Türk dili, Türk Milleti’nin kalbidir, zihnidir” 

“Türk demek Türkçe demektir. Ulus olmanın belirgin niteliklerinden biri dildir.” 

“Milli duygu ile milli dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtaracaktır.”


Diyordu Atatürk, bunları unuttuk. Dil bilinci olmayınca, “Osmanlı Türkçesi” diye o bildik ucube dil maskaralığını sokuşturmaya başladılar birileri. Bu nice Türkçe’dir ki, Arapça-Farsça-Türkçe karışımıdır; gelgelelim ne Arap anlar, ne Acem, ne de Türk. Oysa bakınız Otman Baba adlı Türk büyüğü ne diyordu bu akım başladığında “Bre Yörükoğlu! Kendi öz dilini bırakıp gayri dil kullanmak ayıbı niye?.. Oğuz dilini öğren. Nasıl ki Horasan erenleri cümle âlemin baş tacı ise, Oğuz dili de cümle dillerin atasıdır. Bizim desteğimiz Oğuz dili konuşanadır. Yâd illerde yitmemek için tek dayanağımız Oğuz dilidir.” 

Daha yakın dönemlere, Cumhuriyetin ilk yıllarına gelelim, Atatürk dönemi Bolu Milletvekili Hasan Cemil Çambel’e kulak verelim: “Dil’in başladığı yerde adam başlar derler. Biz de diyebiliriz ki, Türk dilinin başladığı yerde Türk adamı, Türk adamlığı başlar.”

“Türk adamlığı”… Hadi bakalım sorsun herkes kendisine “Türk adamı mıyım?” diye, değilse, olmaya çabalasın…