Türk ve Ordu

Bol güneşli yaz ayları ve bunlardan bilhassa zaferler ayı olan Ağustos, tarihimizin sinesinde, Türk Ordusunun tabii ve gerçek bayram ayı halinde kopup gelmiş bulunmaktadır. Onun için Türk Milleti bu uğurlu ayı Ordu ayı halinde kutlayarak her Ağustos’ta asker millet olmanın yüksek zevkini ve gururunu duyar.

Abone Ol

Bol güneşli yaz ayları ve bunlardan bilhassa zaferler ayı olan Ağustos, tarihimizin sinesinde, Türk Ordusunun tabii ve gerçek bayram ayı halinde kopup gelmiş bulunmaktadır. Onun için Türk Milleti bu uğurlu ayı Ordu ayı halinde kutlayarak her Ağustos’ta asker millet olmanın yüksek zevkini ve gururunu duyar.

 

Tarih boyunca Türk Milleti adeta büyük ordu, Türk Vatanı adeta büyük bir ordugah manzarası arz etmiştir, Türk Ordusu milletimiz için yalnız bir savaş kudreti değil, aynı zamanda bir okul, şaşmaz bir ilerilik ocağı, Türklük ruhunun en sağlam temsilcisi ve yaşatıcısı, hülasa Türklüğün bir hayat tarzıdır.



Asker Millet, denince; ilk akla, hiç şüphesiz ki Türk ve Ordusu gelir. Bunlar sadece çok eski birer arkadaş değil, hem de ikiz kardeştirler. Birlikte bulundukları yüzyıllar içerisinde hep birbirlerini yüceltmişlerdir: İkiside birbirinden ayrı yaşayamazlar. Türkün en üstün millet olması, Ordusu ile kaim olmuş ve Ordu; tarihin en değerli varlığı olabilmek şerefini ancak Türk Milletinin bağrından çıktığı zaman kazanabilmiştir.



Bu ikiz kardeşin düşmanıda ikidir: yaşadıkları yüzyıllar boyunca, düşmanları hem dışarıda, hem içerdedir.



Dış düşmanlar bilinen düşmanlardır. Gayesi tektir: Türk’ü yıkma.



İç düşmanlar ise çok defa bilinmeyen düşmanlardır.



Bu düşmanlar, dünyada birçok şeyleri birbirlerinden ayırmışlar, lakin Türk ve Ordu hep birlikte yaşamışlar, ebediyete kadar yaşayacaklardır…



Büyük zaferimizin 70. yıl dönümünü kutlarken, bu mübarek toprakların ebedi mutluluğu ile yurt kuran ve yurt kurtaranlarımızın ruhları şad olsun.

“Bu eser, Türk Milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin lâyemut abidesidir. Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan, ilelebet mes’ut ve bahtiyarım.”  Mustafa Kemal



Bayburt Postası Özel Arşivinden / 3 Eylül 1992

 

 

- - - -