Tarihinde Anadolu’nun İskelesi unvanını almış olduğunu belgesi ile ortaya koyarak; Bayburt’tan geçecek bir demiryolu projesinin gündeme gelmesi için Bayburt Postası aracılığı ile başlatmış olduğumuz çalışmaların semeresini görmekten son derece mutluyum. Bu vesile ile başlatılan sivil toplum örgütleri toplantılarının ve yapılacak çalışmaların sonuç vereceğine olan inancımı da belirtmek isterim.
Zira Osmanlı Devleti döneminde bu demiryolu projesinin gündeme gelmesi ve hatta güzergâh ve istasyonlarının belirlenmiş haldeki kroki ve planlarının hazır hale getirilmesi tamamen bölgedeki sivil ve resmi erkânın öncülüğünde gerçekleşmiştir.
Bu projenin Osmanlı döneminde gerçekleşememesinin siyesi ve maddi bir takım sebepleri olmuştur. Ancak bu projenin gündemde tutularak uygulamaya başlanacak noktaya gelmesinde zamanın sivil toplum kuruluşlarının büyük katkısının olduğunu konuyla ilgili arşiv belgelerinde açıkça görmekteyiz.
Bu demiryolunun geçmesinin planlandığı vilayet ve kazaların ileri gelenleri, yöneticileri, ticaret ve sanayi odaları, dini ve cemaat önderleri hep birlikte hareket ederek bu projenin hazırlanması ve bir an önce uygulamaya koyulması için yoğun çalışmalar yapmışlardır.
Bu hususta başta Trabzon olmak üzere bu projenin büyük faydasını görecek Erzurum, Van, Bitlis gibi vilayetler ile Gümüşhane, Bayburt, Maçka gibi kazaların sivil toplum kuruluşlarının, hükümeti ve idarecileri bu hususta daha ciddi çalışmaya sevk etmek için telgraflar çektiklerini arzuhal ve mazbatalar gönderdiklerini görmekteyiz.
İkinci Abdülhamit döneminde projesi hazırlanan ve 1908 yılındaki meşrutiyetin ilanında da yapılması ön görülen ve daha sonra maliyenin kaynak sıkıntısı sebebiyle yapımı ertelenen Trabzon-Erzurum demir yolu hattının yeniden gündeme getirilmesi için özellikle Trabzon Vilayetinin sivil toplum kuruluşlarının Dahiliye Nezaretine gönderdikleri telgrafları ve valilik aracılığıyla hükümete yazdıkları mazbataları bu çalışmaların başında gelmektedir.
Bu dönemde başlatılan sivil toplum çalışmalarına bir örnek olmak üzere Trabzon’daki zamanın sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan toplantı neticesini Valilik kanalıyla hükümete bildirmek için yazılmış bir mazbatayı günümüz Türkçesiyle anlaşılacak şekilde buraya almak istiyorum:
Vilayet Yüksek Makamına
Atufetli Efendim Hazretleri;
Vilayetimizin şiddetle muhtaç olduğu Şimendifer hattının inşasının temini emrinde meşrutiyet nutku başlangıcında Trabzon hattı hakkında Padişah hazretlerinin beyanatları bulunduğundan ve daha önce umumi ahalinin hükümet merkezine ve vilayet makamına vuku bulan müracaat ve istirhamları neticesinde mezkur hattın hükümetçe inşası katiyen emir ve vaat buyrulduğu ve hatta bu emrin yerine getirilmesi için bir fen heyetinin gönderildiği ve haritaları bile tanzim edildiği halde inşasına henüz gidilmediğinden müteessir olan belde ahalisinin, belediye ve ticaret odası riyasetleri delaletiyle yaptıkları umumi toplantıda gerekli teşebbüs ve takibata tevessül olunmuştur.
Mezkur hattın civardaki değer hatlardan evvel açılması birçok zaruri sebeplerden dolayı beklenir iken, civardaki mezkur hatların meyanında inşasının temin buyrulmaması gerçekten bölge genelinde üzüntüyü mucip olmuştur.
Vilayetimizin valisi bulunmak hasebiyle, devletin temsilcisi olan şahsınızın da gerçek medeni ve ticari sebeplere müstenit bulunan bu umumi teessüre iştirak buyuracağınızdan kesinlikle ümit varız.
Büyük bir vilayetin külliyen harap olmasını doğuracak bu elim mahrumiyet muvacehesinde, merkezdeki yüksek makamlara teşebbüs ve istirhamlarımızın arzı o yüksek makamların temsilcisi olma salahiyetlisi ve bir buçuk milyon halkın hizmetkâr valisi bulunmaları hasebiyle bu yoldaki bütün teşebbüslerimizi ve istirhamlarımızı her iki sıfat ve yüksek yetki ile takip ve amaca ulaşmak için gayret göstereceklerini, daha önceki yardımlarına güvenerek yardım istemekte kendimizi haklı görmekte mecburuz.
Binaen aleyh kendilerine derin bir hürmet ve itimat ile müracaat eden ve belde ahalimizin tam bir vekâletini haiz olan heyetimiz, iş bu büyük milli ihtiyacı isteme yolunda bütün kudret ve yüksek salahiyetlerini esirgemeyeceğinin tabii bulunduğunun arzıyla; bu hususta emir yetki sahibinindir.
19 Mayıs 1330 (1 Haziran 1914)
Ermeni Katolik Ermeni Murahhasa Rum Metropolidi Trabzon
Murahhasası Vekili - Mühür - Müftüsü
-Mühür- - Mühür- -Mühür-
Aza Aza Aza Aza Aza
- Mühür- - Mühür- - Mühür- - Mühür- - Mühür-
Faliyet Heyeti Reisi Ticaret Odası Reisi Belediye Reisi Namına
- Mühür - - Mühür - - Mühür-
İşte o zamanın sivil toplum kuruluşları yaptıkları bu toplantılarda oluşturdukları faaliyet heyetleri vasıtasıyla Trabzon’u Erzurum’a bağlayacak demir yolu projesinin yeniden hükümet gündemine aldırmışlardı. Ancak Osmanlı’nın bu dönemdeki ağır dış borçları ve Rusya’nın baskıları sebebiyle yapılamamıştır. Daha sonra birinci dünya savaşının başlamasıyla bu demir yoluna duyulan ihtiyaç sebebiyle zor şartlarla olsa da Hamsiköy’e kadar çalışan bir dekavül hattı, yani küçük yük treni hattı yapılmışsa da arkası gelmemiştir.
Karadenizi Doğu ve Güney Doğu Anadolu’ya bağlayacak bir demir yolu tesisi için Osmanlı döneminde yapılan sivil toplum çalışmalarını dikkate alarak bugün de tüm bu bölgede bu hattın tesisinden faydalanacak vilayet ve kazalardaki sivil toplum kuruluşları harekete geçmelidir.
Sen ben tartışmasını bırakarak devletin en ekonomik ve en faydalı hat olarak tespit ettiği güzergâhta bir demir yolu tesisi için güç birliği yaparak açılması gereken kapıları zorlamak ve açmanın yollarını aramak lazımdır.
Bayburt’ta bu tür çalışmaların yapılmaya başlanması hem sevindirici ve hem de ümit verici bir gelişmedir.