Türk Dünyasının büyük tiyatrocusu Azerbaycanlı Prof. Dr. Eflatun Neimetzade’nin doğumunun 70. sanat hayatının 50. yıl dönümü törenlerindeydik. Bir yanımda önceki Devlet Opera ve Bale Genel Müdürü Rengim Gökmen oturuyordu. Bir ara telefonu işaret verdi ki, baktı ve kulağıma “Talat Halman’ı kaybettik” dedi. Hasta olduğunu duymuştuk. İzlediğimiz programın sunucusu “Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Talat Halman rahatsız olduğu için gelemeyeceğini bildirdi” deyince yerimden “Allah Rahmet etsin” diye seslendim.
Evet Talat Halman’a rahmet diliyorum. Gerçekten çok büyük bir kültür adamı ve çok değerli bir “adam” idi.
Rahmetlinin hayatını merak edenler “bilgi ağından” yani internetten gereken bilgiyi alırlar. Ben tanıdığım Talat Halman ile ilgili önem verdiğim bir anımı anlatmak isterim:
Bu arada ne söylediğimi de anlatmalıyım: “Madam siz ne yazık ki, birçok Avrupalı gibi bizim kültürümüzü ve dinimizi yeteri kadar tanımıyorsunuz. İslam dininde kadınların sünnet edilmesi diye bir kural yoktur. Bu bir Afrika adetidir. Hangi dinden olursa olsun bunu yaparlar.” Sonra Madam’a ve salonda bulunan herkese “Türk Müslümanlığını” anlattım. Ahmet Yesevi’den, Hacı Bektaş Veli’den, Yunus Emre’den, Mevlana’dan örnekler vererek. Elbette Kur’an’daki temel yaklaşımları da ortaya koyarak.
Ertesi yıl aynı toplantı İspanya’nın Lion şehrinde oldu. Türk kültürü Madam’ın ve katılımcıların ilgi alanında birinci sırayı aldı.
1991 yılını bütün dünyada Yunus Emre’yi tanıtmak üzere “Sevgi Yılı” ilan ettiğimizde birçok iş yaptık. Bunlardan birisi de, Yunus Emre Şiirlerini Türkçe ve İngilizce bir “Saygın kitap” olarak yayınladık. Çevirisini Talat Halman yaptı ve bu dili iyi bilenler çeviri ancak böyle güzel olabilirdi, diye beğenilerini bildirdiler.
ABD’de ve dünyanın birçok ülkesinde Türk ve İslam Kültürünün tanınması konusunda yaptığı değerli çalışmalar ve çıkardığı eserler ile Talat Halman hep hayırla anılacaktır.