SIRA İMARET’TE

Abone Ol

Bayburt Postası’nda, aşağıda alıntılar yaptığım makalelerimi yazmıştım.

“Şenol Bayburt, Şenol-4” makalesi 17 Ocak 2012 tarihinde yayınlandı. Tam 10 yıl önce. Demişim, sormuşum ki:

“Bayburt’umuz kendisini ‘dört köşe’ saran, dört yükseltiye yaslanmış mutlu, bunlarla gurur dolu bir kent: Kale, Duduzar, Şehit Osman ve İmaret… Bu dört öğe hem birbirlerinin görkemine görkem katar hem de Bayburt’u Bayburt yapar(dı). Saat Kulesi’nin dibinde durdun mu dördüyle de gönül bağı kurar şâd olurduk. Şimdi?”

O zaman derdimizdi bu dört yükseltinin kucaklaşamaması. Bunların tam ortasındaki övüncümüz Saat Kulesi’ni yalnızlıktan kurtaran onlardı. Her sabah bunlar birbirleriyle “günaydın”laşıyor, her akşam da sabah buluşma dileğiyle “Allah rahatlık versin”leşiyorlardı. Sonunda ne oldu? Önce Kale ile Saat Kulesinin göz iletişimi, yüksek yapılaşmayla perdelendi. Ardından İmaret, acımasızca imara açıldı. Zihni üstadımızın Kale ile Şehit Osman ile Saat Kulesi ile iletişimi yok edildi. Şehit Osman bu kötülüklerden uzak kalamadı: ağaçlandırılması gerekirken villalaşma tutkusuna kurban edildi.

“Müjde Şehit Osman Müjde İmaret” makalesini de 04 Nisan 2012’de yazmışım. Bu makalede bir yerel bir de merkezi yetkilinin sözlerini paylaşmışım.

“Belediye Başkanımız Hacı Ali Polat projeyi açıkladı, Zihni’ye söz verdi; “Seni boğulmaktan kurtaracağım, çevreni açıp, park yapacağım!” dedi… Sevdalıların -Bayburtlular- gelecek, kucaklaşacaksınız. Hasret od’unu birlikte söndürmeye çalışacaksınız. Bayburtlu senin kucağında, senin hasret odu’nla yanıp kavrulacak… “Hamdım, piştim elhâmdülillâh!” diyecek…

Bir söz de bakanımızdan, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ndan… Eroğlu, Şehit Osman’a söz verdi: “Ağaçlandırın, yeşil halıya dönsün!” dedi. Şunu anladık: Ağaçlandırma varsa, konutlaşma yok! Biz sevindik, Bayburtlular sevindi… Elbette sen de sevindin. Biliyoruz, eteklerinde acımasız binalaşma başlayınca için cız etti, bîkeslik korkun arttı… “Zihni’yle vuslatım iyice yok olacak!” diye derin gamlara, kederlere daldın…”

Bu sözlere çok sevindik. Ve dedik ki: 

“Bakın, iki yetkiliden, iki söz aldık… Bayburtlu verilen sözleri unutmaz.”

“Bayburt Neyi Bekliyor?” makalesi de 02 Mayıs 2014 tarihinde çıktı. Makalede şu dileklerde bulunmuşum o günkü yerel ve merkezi yetkililerden:

“…Kale’yi yaşına uygun, saygı duyulan bir eser olarak canlandırırsın. Çinimaçin’i görkemli günlerindeki çekiciliğine kavuşturursun. Oradaki mezbeleliğin utancından Bayburt’u kurtarırsın…”

“…Cumhuriyet Caddesi’ni, adına yakışır duruma getirirsin. İki yanına sıralanmış rant yapılarını ne eder eder hizaya sokarsın… Kale’yi perdeleyen tüm yapıları hizaya sokmanın yollarını ararsın...”

“…İmaret’teki, Şehit Osman’daki konutlaşmaya dur dersin…”

Değerli okurlar bu dilekler, tüm Bayburt severlerin yürek sesleriydi. Kale’mize tutarlı ve gerçekçi el atmalar yıllar önce başlatıldı, son yıllarda da artan bir ivmeyle sürdürülüyor. Bildiğimiz ve gözlemlediğimiz kadarıyla surların onarımı, sosyal düzenlemeler tamamlandı, geliştiriliyor. Son olarak Kaleiçi kazı çalışmaları yapılmaya başlandı. En sonunda Çinimaçin adına uyan “çinileme çalışmaları” da tamamlandı.

Son yılda da tümümüzün gözünü ve gönlünü doyuran bir şey gerçekleşti: Kale’yi perdeleyen tüm yapılar hizaya sokuldu. Saat Kulesi ile Kale kucaklaştı. Özlemleri sonlandı.

Şimdi sıra İmaret’te.

Mütevazı, şair gönlünün zenginliğine uygun, her sabah ve akşam Saat Kulesi, Kale ve Şehit Osman ile esenleşip göz ve gönül şad’ı oluşturdu Zihni’miz… Bayburtlular her gönül kırıklığında Zihni’sine bakarak içini rahatlattı yıllarca… Bayburt’a giriş yapan herkes önce Zihni ile esenleşti, onunla bütünleşti, “…ayağ göçürme…”yen kişiler de olduğunu Zihnileşerek anlatmaya başladılar. Sonra ne oldu? O mütevazı anıt konutlaşmanın acımasızlığına terk edildi. İşte o zaman “otağı ıssız kaldı”, işte o zaman “sakiler meclisten ayrılır oldu”, işte o zaman “maralı –yeniden- arar olmuş Zihni”…

Koca Zihni’nin bu zindana gömülmesine hangi Bayburt severin gönlü el verir?

Şimdi, Şair Zihni anıtını bu karanlık zindandan kurtarmaya sıra geldi.

Her ortamda, her zaman söyledim, söylerim: Bir belediye başkanını unutulmazlar arasına katan cesaretidir… Günü değil, uzak geleceği gözeterek yaptıklarıdır. Kale ile Saat Kulesi’nin göz ve gönül özlemini bitiren irade elbette geleceği düşünerek İmaret Tepe’nin sorunlarına da çözüm üretecektir. Daha sonra da Şehit Osman’a, Kent Müzesi’ne, kent merkezindeki vahşi imar kalıntılarının ıslah edilmesine… sıra gelecektir.

Öğretmen duyarlılığıyla gönül zenginliği kazandığını bildiğimiz Hükmü Pekmezci’den bunu bekliyoruz. Yaptıkları da bu beklentilerimizin boşa çıkmayacağının umut ışığı oluyor.