Coruğun yanında bahçası durur,
Suların nennisi derin duyulur,
Boğozum tıhanur, göksüme vurur,
Gelbi sızılıyam, yaralı gönlüm,
Bayburtlu'yam, Şehid Nusret’i gördüm.
Gorbagor Nemrut Mustafa yetişti,
Kalleşlik çorbası ateşsiz bişti,
İttihatçı soysuz, yedikçe şişti;
Göynü yaralıyam, dayanamiram,
Kaymakam Nusret’e inanamiram.
Urfa’da Mutasarrıf nâmı verildi,
Taşnak ermenisi hain dirildi,
İsasız, Musaasız , insan görüldü;
Yaranmah üçün, padişah ahmak,
Kurbanlık Nusret Bey öne sürüldü.
Utan, Osmanlı tarihi utan,
Kimlerdir yetimleri avutan,
Binlerce ocağı yakıp kurutan;
Bu nâmertler bu günü göremez idi,
İti, köpeği fetvâ, veremez idi.
Kestim ulan! Kestim boynun kalındı,
Fergana, Kafkas, Kars hayfı alındı,
Kendi nilletin bile üçe bölündü,
Müstehak idin ki, kafan ezildi,
Dua et ki, soyun hepten kazıldı.
Tehcire rağmen, merhamet galip,
Şahadet getirenleri, adamdan sayıp,
Malınla mülküyle insandan sayıp;
Bu millet korudu, sahip oldular;
Palazlanıp elçi kaatili oldular.
“Merhametten maraz hâsıl olurmuş,
Beslenen karga gözleri oymuş,
Eskiler ne iyi âdetler koymuş,
Başşehriniz bile, bizim Revandır,
Sizi yaşatmak suçtur ve de Haramdır!!
3 Mayıs 2022 / İstanbul