Oktay Yıldırım’ın Kaynak Yayınları arasından çıkan “Mehmetçik/Tarihsel ve İdeolojik Kökeni” adlı önemli araştırma-inceleme türü kitabının kapağı, yâdıma hemen Fuat Azgur’un Osman Öztunç tarafından bestelenmiş o güzel şiirinin son dörtlüğünü düşürdü:
Bu akşamlar yıldızlar sararmış gibi,
Bu akşamlar yıldızlar sararmış gibi,
Tepeler titreşir hava kış gibi;
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi,
Omuzlamış bir MehmediMehmedim...
Oktay Yıldırım, Silivri Akademisi’nin en kıdemlilerindendi... Boş durmamıştı, orada da araştırmış, yazmış, yayımlamıştı…
Yokladım, zorladım hatta, Mehmetçiğe dair hamasi şiirler ve düz yazılar dışında, ciddi bir araştırma-inceleme eser adı gelmedi bellek arşivimden. Evet bu bir ilk, özel bir çalışma. Mehmetçiğe komutanlık yaparak onu yakından tanıyan yazar, şimdi de Mehmetçik adının ve kavramının kökenini, tarihsel ve ideolojik açıdan ayrıntısıyla ortaya koyuyor.
Önemli tespitler yapıyor bu kitabın sunuş yazısında Doğu Perinçek: “Kapitalizmin liberal bireyci felsefesi, Mehmetçiğe tahammül edemez”, “Arsa için ölünmez ama vatan için ölünür” ve “Türkiye’nin bugün yakıcı ihtiyacı, Mehmetçik devrimidir”.
Oktay Yıldırım, işe, Türklüğün ve Türk ordusunun tarihsel kökenlerine inerek başlıyor. Türklerde din ve askerlik ilişkisi, ta o günlerden 20. yüzyıla dek enine boyuna anlatılıyor, irdeleniyor, yorumlanıyor. Sonra sıra Mehmetçik adı ve kavramının ne zaman ortaya çıktığına geliyor. Evet, Mehmet, İslam Peygamberinin adının Türkçesi, fakat Mehmetçik adı ve kavramının ortaya çıkışı öyle çok eskilere gitmiyor. Namık Kemal’le “vatan” kavramını tanıyoruz. Yeni bir asker tipi ortaya çıkarıyor “Vatan Yahut Silistre”sinde Namık Kemal. Bu eserdeki Abdullah Çavuş, Mehmetçiğin prototipidir adeta. Sonra Genç Türkler... Türkçülük akımı... Milli ordu ve Mehmetçiği ortaya çıkaran süreç... Mehmetçik adı, Türkçü-Hürriyetçi subaylar arasında biliniyordu. I. Dünya Savaşı, Mehmetçik mucizesinin tecessüm ettiği bir meydandı. Ve o Mehmetçik Cumhuriyetimizin de kurucusudur ha!..
Başka?..
Oktay Yıldırım, Silivri Akademisi’nin en kıdemlilerindendi... Boş durmamıştı, orada da araştırmış, yazmış, yayımlamıştı…
Yokladım, zorladım hatta, Mehmetçiğe dair hamasi şiirler ve düz yazılar dışında, ciddi bir araştırma-inceleme eser adı gelmedi bellek arşivimden. Evet bu bir ilk, özel bir çalışma. Mehmetçiğe komutanlık yaparak onu yakından tanıyan yazar, şimdi de Mehmetçik adının ve kavramının kökenini, tarihsel ve ideolojik açıdan ayrıntısıyla ortaya koyuyor.
Önemli tespitler yapıyor bu kitabın sunuş yazısında Doğu Perinçek: “Kapitalizmin liberal bireyci felsefesi, Mehmetçiğe tahammül edemez”, “Arsa için ölünmez ama vatan için ölünür” ve “Türkiye’nin bugün yakıcı ihtiyacı, Mehmetçik devrimidir”.
Oktay Yıldırım, işe, Türklüğün ve Türk ordusunun tarihsel kökenlerine inerek başlıyor. Türklerde din ve askerlik ilişkisi, ta o günlerden 20. yüzyıla dek enine boyuna anlatılıyor, irdeleniyor, yorumlanıyor. Sonra sıra Mehmetçik adı ve kavramının ne zaman ortaya çıktığına geliyor. Evet, Mehmet, İslam Peygamberinin adının Türkçesi, fakat Mehmetçik adı ve kavramının ortaya çıkışı öyle çok eskilere gitmiyor. Namık Kemal’le “vatan” kavramını tanıyoruz. Yeni bir asker tipi ortaya çıkarıyor “Vatan Yahut Silistre”sinde Namık Kemal. Bu eserdeki Abdullah Çavuş, Mehmetçiğin prototipidir adeta. Sonra Genç Türkler... Türkçülük akımı... Milli ordu ve Mehmetçiği ortaya çıkaran süreç... Mehmetçik adı, Türkçü-Hürriyetçi subaylar arasında biliniyordu. I. Dünya Savaşı, Mehmetçik mucizesinin tecessüm ettiği bir meydandı. Ve o Mehmetçik Cumhuriyetimizin de kurucusudur ha!..
Başka?..
-Mehmetçik milliyetçiliktir.
-Mehmetçik milli devletin koruyucusudur.
-Mehmetçik laiktir. (Dinlerin koruması gereken coğrafi sınırları yoktur ama Mehmetçiğin koruyacak bir hududu vardır. Hiçbir din, bir ulusa ait değildir, ama Mehmetçik Türk Ulusuna aittir.)
Oktay Yıldırım, Mehmetçiğin komutanına laiklik dersinin ne olduğunu da anlatıyor, Mehmetçiğe komutan olmanın ne demek olduğunu da...
Ve şu para karşılığı askerlik yapmama, profesyonel ordu, sözleşmeli er modeli, polislere askerlik muafiyeti çalışmaları... Bunları uygulamak, Mehmetçik kavramını yozlaştırmak, Türk ordusunun ruhunu çalmak demek...
Oktay Yıldırım’ı yürekten kutluyorum, kendini hâlâ bir Mehmetçik gibi görenlere bu değerli yapıtı hararetle tavsiye ediyorum. Eşimin akrabası olan Fuat Azgur’un “Mehmedim” adlı şiirinin kalan dörtlükleri ile nokta koyalım yazımıza:
Gayrı anlatılmaz bu savaş bence
Oktay Yıldırım, Mehmetçiğin komutanına laiklik dersinin ne olduğunu da anlatıyor, Mehmetçiğe komutan olmanın ne demek olduğunu da...
Ve şu para karşılığı askerlik yapmama, profesyonel ordu, sözleşmeli er modeli, polislere askerlik muafiyeti çalışmaları... Bunları uygulamak, Mehmetçik kavramını yozlaştırmak, Türk ordusunun ruhunu çalmak demek...
Oktay Yıldırım’ı yürekten kutluyorum, kendini hâlâ bir Mehmetçik gibi görenlere bu değerli yapıtı hararetle tavsiye ediyorum. Eşimin akrabası olan Fuat Azgur’un “Mehmedim” adlı şiirinin kalan dörtlükleri ile nokta koyalım yazımıza:
Gayrı anlatılmaz bu savaş bence
Dağ taş konuşmuştu kendi dilince
Hücum diye bir ses duydum ilk önce
Sonra Allah Allah dedi Mehmedim
Ne ana, ne sıla, ne yâr hayali
Bir gör Mehmet’teki kükremiş hali
Kırpmadı gözünü yağmur misali
Mermi yedi, havan yedi Mehmedim
Bu öyle bir iman öyle ihlâs ki
Secde eder cümle canlı ve bitki
Bir temmuz akşamı Allah şahit ki
Şaha kalkmış vatan idi Mehmedim