Benim kuşağım yiğitlik diyende Köroğlu’nu ve onun şiirlerini hatırlardı. Çünkü daha çocuk çağlarımızda onun destanını dinletmişlerdi bize. Yabancı çizgi film kahramanları yoktu o zamanlar. Lise çağlarımızda Amerikan kültürünün propaganda araçları olan Teksas, Tommiks ve Kinova’ları tutuşturmuşlardı elimize, onlardan da Suat Yalaz’ın Karaoğlan’ı sayesinde kurtulmuştuk.
Türkiye dışındaki Türk illerinde (Azerbaycan’da sözgelimi) Köroğlu hâlâ anlatılan, paylaşılan, öykünülen, deyişleri söylenilen bir kahramandır; umarım değişmez...
Yalnız kahraman mı? Köroğlu yiğitliğin şiirini de yazmış adamdır. Bunlar ezberlenmeden Türkçü de olunmaz, milliyetçi de...
Türkoğlu, Köroğlu’yla coşunca tutulmaz olur. Müziği özeldir, döne döne dövüşmenin bestesidir, sözleri yürek tutuşturandır, aşka getirendir...
Onun için Bayburtlu gidip köyün hocasına sormuştur “Hocaefendi acaba Köroğlu nebi miydi, veli mi?” diye. Tabii ham hoca anlamamış bu sorudaki inceliği “Ne nebisi, ne velisi, eşkıya oğlu eşkıyaydı” demiş.
Eşkıya... Senin gibi bin hoca, bir Köroğlu eder mi ki?. Köroğluca bir nârâ çekip,
“Ay yansın ağalar güneş tutulsun
Parladı parladı çalınkılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlanınaşkına basınkılıncı”
diyecek yürek ne arar sende?
Ahmet Kutsi Tecer’ın “Koçyiğit Köroğlu” adlı bir piyesi vardır. Yıllar var ki oynanmadı tiyatrolarda. Oynansa. Oynanırken, Musa Eroğlu da dâhil edilse o piyesin içine, Köroğlu’nun “Bizim İllerin Beyleri” adlı deyişini öyle bir söylese ki, insanın mey içip, kılıç kuşanıp meydana gireceği ve sonra da atına güzel bindirip aşka süreceği gelse:
Bizim illerin beyleri
Yakar kandili kandili
İçip arslana dönerler
Kadeh döndürü döndürü
Hem içerler hem kanarlar
Düşmana meydan ararlar
Arap atlara binerler
Boyun sündürü sündürü
Çürüdü gönlüm çürüdü
İçerde yürek eridi
Beylerin kolu yoruldu
Kılıç döndürü döndürü
Beyler n’eyleyip n’idelim
Güzellerle göç edelim
Meydanda at oynatalım
Boynun döndürü döndürü
Köroğlu der ki karıdım
İhtiyar oldum çürüdüm
At yoruldu ben yoruldum
Güzel bindiri bindiri