İnsan gibi insan olmak çok zor.
Kolaya kaçanlar, kendini insan gibi görür de insan mıdır, tartışmaya açıktır.
İnsan gibi insan olmak için insan gibi yaşamak yetmez.
İnsana yakışır biçimde düşünmek, düşündüklerini ulusal bilinçle geliştirmek, bu duygularını evrensel boyutlarda olgunlaştırmak, bu olgunluğa ulaştıktan sonra da onun gerektirdiği biçimde yaşamak; daha doğrusu yaşamaya çalışmak gerekir.
Üzülerek belirteyim ki yakın çevremizde bu aşamaları tamamlayan sayısı o kadar az ki!
Hâlâ çocukluğunda, gençliğinde kazandırılan davranışların/duyguların sarmalında yaşayan, oradan ileri geçememiş, kendi öz bilinç ve duygu dünyasını kuramamış; izlediklerinde ve okuduklarında gördüklerinin derinliğini sezememiş ne insanlar var!
Dünyadaki bilim, duygu, yaşam, insan ilişkilerindeki gelişmeler, değişimler onların oluşturdukları “kendi akıl dünyalarının kalın kabuğu”nu delip geçemez. O dünyaya, “insan gibi insan” anlayışını yerleştiremez.
Bunu yapamadığı/yakın ve inandığı çevresi, bunu gerçekleştireceği yapılanmasına izin vermediği için yaşadığı her olayı; okuduğu ya da söylenen her şeyi, hep kazandığı/kazandırılan duygu ve düşüncelerin ışığında değerlendirir. Bu duygu ve düşüncelerini olgunlaştırıp evrensel boyuta indirgemediğinden de insan olmuştur ne ki “insana yakışır insan” olamamıştır.
İşin özü toplumumuz bunun sıkıntısını yaşıyor.
Eğitim sistemimiz artık “insan gibi insan” yetiştirme ereğinden uzaklaştı ne yazık ki!
Çocukların/gençlerimizin giyimiyle/kuşamıyla; karma eğitimi sonlandırma çabalarıyla; yıllardır öğrencilerini “dürüst, çağdaş, evrensel” anlayışlarla yetiştirmeyi temel erek edinmiş öğretmeleri yok sayarak, “Çedes” uydurma programıyla sınıflara imam yerleştirme projeleriyle; seçmeli derslerde bilimsel düşünceyi önceleyen dersleri seçtirmeme uyanıklığına yaslanarak; öğretmen alımlarında “sözlü sınav” cambazlıklarına soyunarak mı “insana yakışır insan” yetiştireceğiz?
En önemlisi de -ne yazık ki- toplumumuz, ana/babalar, bu konuları dert edinmesi gereken kurum ve kuruluşlar ya sağıra yatmışlar ya da ses getirecek bir biçimde karşı çıkacak yürekten yoksunlar.