Demiryolunda ifrata varmak yada kentleri aşağılamak… (Prof. Dr. Fazıl Çelik'i hedefine alan yazı, böyle başlıyor ve devam ediyor...)
Erzincan-Trabzon Demiryolu hem Trabzon hem bölgemiz açısından hayati öneme haiz... Kalkınabilmenin veya Tarihi İpek Yolu keyfiyetinin lokomotifi olacağına inanılıyor. Erzincan-Trabzon bitmeden, Trabzon-Batum başlamayacağına göre geriye bir tek acele etmek kalıyor. Devlet, bir demiryolu stratejisi çerçevesinde 2023 hedefi içine Trabzon-Erzincan Demiryolu’nu da aldı. Güzergah çalışmalarını ihale etti. Yaklaşık 1.7 milyon liraya ihale edilen çalışmalar tamamlandı. Güzergaha itirazlar alındı. Sırada işin ihalesi var. Herkes ihaleyi bekliyor. Sadece bir kişi hariç.
(Son yıllarda demiryolu konusunda bölge genelinde yaşanan keşmekeşlik bir doğru bir yanlış üzerinden böyle özetleniyor. Herkesin ihaleyi beklediğini söylerken de, Bayburt ve Bayburtlu sayılmıyor ve söz tezvirat Prof. Dr. Fazıl Çelik’e geliyor…)
Prof. Dr. Fazıl Çelik… KTÜ’de yol bilimcisi olarak tanıdığımız Fazıl Hoca, Erzincan-Trabzon Demiryolu güzergahının Gümüşhane üzerinden geçmesine itiraz ediyor. İtiraz etmekle kalmıyor. Bu işi profesörlüğünün onuru ilan ediyor. Başlangıçta makul sayılabilecek itirazları zamanla öylesine komik hale dönüştü ki yapıcı olmaktan çıkıp, yıkıcı bir unsun haline geldi. Erzincan’dan Trabzon’a demiryolunu ya Fazıl Hoca’nın ‘Google’ projelerine göre yapacaksın veya hiç yapmayacaksınız. Şimdi hocam gittikçe garabet haline dönüşen son Bayburt konferansına örneklere vereceğiz.
(Garabete dönüşen Prof. Çelik’in söylemleri mi yoksa ilk defa verdiği/verebildiği Bayburt konferansı mı olduğu anlaşılamayan yazının kendisi verilen örneklerle az sonra garabete dönüşüyor…)
1-“Bakan Bey diyor ki; ‘Güzergahı coğrafya belirler.’ Yani bilim ve ekonomi belirler.”
Fazıl Hoca, Bakan Sayın Binali Yıldırım’ın sözlerinden bunu anlıyor. Coğrafyadan kastı sosyalite, strateji, jeostrateji değil. Hoca’nın kafasındaki 2 milyar lira fazla para. Hoca coğrafyadan ekonomi çıkarıyor.
(Yazı sahibi, Prof. Çelik’in sosyalite ve strateji konusundaki ifadelerini bilmiyor. Bir şey daha bilmiyor! Jeostrateji… Çünkü sözlük anlamına göre; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın “Güzergâhı coğrafya belirler” sözüne binaen coğrafi unsurların uluslararası etkilerini inceleyen ve stratejik güçler ile stratejik hedefleri belirleyen bilim dalını dahi karıştıracak kadar şaşırmış olduğunun farkında değil… Yani hızlı tren DLH'nin son süreçte belirleyeceği şekliyle Tirebolu'dan veya Gümüşhane'den veyahut Bayburt'tan geçmezse, bu projenin bağlı olduğu uluslararası demir ağlarının tılsımı bozuluyor! Ya bunu anlatıyor ya da ne dediği anlaşılmıyor!
Prof. Çelik'in ifadelerinden anlayamadığı ya da anlamak istemediği ise şu: "Devlet, bir demiryolu stratejisi çerçevesinde 2023 hedefi içine Trabzon-Erzincan Demiryolu’nu da aldı." Bu doğru ve Prof. Çelik de şunu söylüyor; "Aynı hedefe daha ekonomik bir şekilde ulaşılabilir")
2-“Bu ihale yapıldığında KTÜ olarak çalışmalara başladık. Alternatifler geliştirdik. DLH’yi aradık. DLH’nin teknik ekibi bizim için ‘Fazıl Hoca kuş uçuşu mesafe veriyor. Gerek yok’ dediler. DLH’nin güzergahına ve tünel uzunluklarına akıl ermiyor.”
Bir kere azıl Hoca kendince yaptıklarını ve adına proje dediklerini KTÜ’ye maledemez. Bu çalışmalar KTÜ’nün değil, bir kişinin itirazlardır. Nitekim biraz sonra ‘bu işler için iki maaşımı harcadım’ diyecektir. Yani KTÜ’nün projesi olsaydı KTÜ, bütçe ayırır ve ses verirdi. Gürültüye izin vermezdi.
Fazıl Hoca, DLH’nin kendisi için ‘kuş uçuşu proje yapıyor’ dediğini söylüyor, doğru da söylüyor. Google üzerinden yapılan proje kuş uçuşudur. Son olarak DLH’nin tünel uzunluklarına aklının ermediğini itiraf ediyor. Zira teknoloji öyle gelişti ki tünel vurmak artık çocuk oyuncağı haline geldi. DLH’deki ekip bu işin pratiğini yürütüyor. Hocam hala teorisyen!..
('Proje, KTÜ’nün değil Prof. Çelik’in itirazıdır' diyor ve ‘öyleyse bu bir gürültüdür’ demeye getiriyor... Ve Prof. Çelik’in arkasındaki desteği burada da saymadığı gibi arkasından ters bir tespitte bulunuyor. DLH’nin tünel uzunlukları için teknolojinin öyle bir geliştiğini ve tünel vurmanın artık çocuk oyuncağı haline geldiğine dikkat çekiyorki, bir şeyi daha bilmediği ortaya çıkıyor. Prof. Çelik, toplamda değil tek seferdeki tünel uzunluğu ile ilgili kendi çalışmasına yapılan itirazlar için tam olarak aynı şeyi söylüyor!)
3-“Bayburt postasını ziyarete gelirken bu güzergah üzerinde çalışma yaptım. Uygun bir güzergah olarak gözlemledim. Bir kere DLH’nin projesinden çok uygun.”
Fazıl Hoca, ipin ucunu iyice kaçırmış. Otomobille Bayburt’a giderken güzergah belirliyor. Uygunluğuna hatta DLH’ninkinden daha uygun olduğuna karar veriyor. Ne söylenebilir ki?..
(Konuya nerden, nasıl ve ne gerekçeyle vakıf oluşu buradan tam olarak anlaşılıyor. Güzergâh çalışmasının otomobilin içinde yapıldığını sanıyor!)
4-“Bizim projelerimizin DLH desteği yok. 1.7 milyon lira parası yok. Sadece iki maaşımız gitmiştir.”
Her şey bu iki cümlede yatıyor. DLH7nin dikkate almadığı bir bilim adamı harcanan paraya bakıyor ve Google üzerinden kırtasiye masraflarıyla yaptığını iddia ettiği projelere inanmamızı istiyor. İlahi Fazıl Hoca…Bu öfke seni nerelere savurdu.
(Prof. Çelik, tüm çalışmalar, önerilen güzergâhlar dikkate alınmadan 1.7 milyonun harcandığını ve fayda/maliyet açısından daha uygun güzergâhın tespitini ise sadece iki maaşıyla ispat ettiğini anlatmaya çalışıyor. Ama yazı sahibi, halen daha parmağını kör gözüne batırıyor ve üstüne bir de projeye inanmak için Prof. Çelik'ten sondaj çalışması yapmasını bekliyor!)
Öfke bilim adamına yakışmıyor. Bilimle öfke yan yana yaşanmıyor. Fazıl Hoca Bayburt konuşmasında hedefine bu kez Gümüşhane’yi alıyor. Gümüşhane ile ne alıp vereceği olduğunu bilmiyoruz. Ama sanırız Gümüşhane’yi aşağılayınca Bayburt’ta fazla alkış alacağını bekliyor. Bakın Gümüşhane için neler söylüyor:
“Yolun Gümüşhane’den geçmesi sosyal içerikliymiş. Gümüşhane eke dağ arasında sıkışmış bir kasaba gibi. 100 sene geçse de kasaba kalmaya mahkumdur. Gelişmeye müsait olmayan bir yerden demiryolu geçmiş, geçmemiş ne fark eder? Bizim madenlerimiz var diyorlar. Ne madeni var? Ne kadar? Araştırdık; 110 kilo. Bunu insanlar çantasında taşır.”
Öfkenin esir aldığı bir adamı Prof. Dr. olsa da fark etmiyor. İfrat noktasına savrulmuş bir profesör böyle yıkıcı, dışlayıcı, aşağılayıcı olabiliyor. Adam araştırmış ve Gümüşhane’de 110 kilo maden bulmuş. İşte demiryolunu da bu madenler gibi araştırmış. Kendini nasıl da ele veriyor. Şimdi MTA’nın “Yer Bilimleri ve Kültür Serisi - 5” (Türkiye Yeraltı Kaynakları) kitabından Gümüşhane’de mevcut maden rezervini yayınlıyoruz. Google’den demiryolu projesini hazırlayan profesöre ‘bari Gümüşhane madenlerine de Google’den baksaydınız’ diyoruz.
Sonuç…Demiryolu konusunda yıkıcı bir noktaya savrulan Fazıl Hoca’nın söylemlerini artık önemsemiyoruz. Kentlere , insanlara hakaret etmesin. Kentler ve insanlar arasına nifak sokmasın yeter.
(Prof. Çelik’in yaklaşık 3 saat süren konferanstaki konuşmasından cımbızlanan bu sözlerle; yine Prof. Çelik'in ortaya attığı veya ileri sürdüğü tezleri çürütemeyen ve güya hafife indirgeyen yazının sonu ise 'kentler ve insanlar arasına nifak sokulduğu' şeklindeki saptırma ile sona eriyor...)
Hamiş; mantıkta/gerçekte/hedefte olmadığı halde Gümüşhane'yi küçük düşürdüğüne inanılan ve son günlerde basına da yansıyan söz konusu ifadeler ile ilgili Prof. Dr. Fazıl Çelik özür dilediğine göre; 'tek bir kişiyi hedef alarak' yanıltmaya yönelik bu tür girişimlerle birlikte iftiraya varan açıklamaların da sunulduğu kamuoyuna, şunu da hatırlatmakta fayda var!
Bayburt Üniversitesi tarafından düzenlenen konferansın amacı demiryolunda ifrata varmak ya da madenleriyle birlikte kentleri aşağılamak değil... Konferansın adından da anlaşılacağı üzere amaç, Bayburt’un Asırlık Hayali: İpek Demiryolu’dur... Ve bunu anlatan/anlatmaya çalışan artık 'tek bir kişi' değil!