Hukuk niye var?

Abone Ol

“Siz yıkın onlar hukuku size uydursunlar diye mi var?”

Grup başkan vekili kadın vekilin, ‘Yargıyla siyaseti dizayn etmeye çalışanlar kaybetmişlerdir’ diye atfettiği dönemde; siyasi yasaklı, iktidar için emekliyor idiler, şimdi iktidar. 

Hukuk var, para var, her şey var, ama iktidar partili ya da ortağı değilseniz size yok!

Gümüşhane Belediyesi, mezarlık yeri için tahsisi talep edilen alanın verilmesinde hiçbir yasal engel yokken vermeyince, mesele mahkemeye taşındı. Davalı belediye mahkemenin istediği hukuki sebebe somut belge ve iddia sunamayıp davayı kaybetti. Mezarlık yeri ve talep edilen alana yönelik tahsis talebi hukuki gerekçeye dayanan bir karar verilmesi gerekirken, belediye meclisinin verilmemesi yönünde kararı, mahkemece kaldırılıp, dava gerekçesi olarak defin alanını ‘aşacak şekilde’ talepte bulunma gerekçesi de mahkeme kararıyla “defin yapılmamış alanların da aile kabristanı olarak tahsis edilebileceği” yönünde sonlandı.

Davayı kaybeden Gümüşhane Belediyesi karara uymamak için yeni yol buldu. 

Mahkeme kararını değerlendirmeye durdu.

Hangi hakla mahkeme kararını değerlendiriyorsunuz? Hukuk niye var?

“Siz yıkın onlar hukuku size uydursunlar diye mi?”

Onbeş metrekarelik aile kabristanlığı tahsisi için mahkemenin sonuçlanması beş yıl sürdü. Belediye, mahkeme kararını yerine getirmek yerine, bakanlığa sorma bahanesiyle, kazanılmış hakkı vermemeye; mahkeme kararını siyasi kararla saf dışı etmeye koyuldu. 

Yargıyla, siyaseti şekillendirmeye çalışanlar kaybetmiş de siz yargıya siyasal davranışta bulunarak kazanacağınızı mı düşünüyorsunuz?

İsmi lazım değil dönemin içişleri bakanına öykündüler, ‘Sen yık, mahkeme kararı arkadan gelsin.’

Kitabın tam ortasından yazalım ki iyice anlaşılsın. Bir önceki dönem belediye başkanı sıcak bir temmuz günü; günlerden Cuma, çarşının ortasında bir sivil polisin (özel harekâtçı) boğazını sıktı. Yazdık. Öfkesi aklının önüne geçen dönemin belediye başkanının işi, o olaydan birkaç yıl sonra kaybettiğimiz aile büyüğümüz için defin yerini de içine alacak şekilde öteden beri ailemize ait mezar yerinin tahsisini vermemeye, mahkeme kararına uymamaya; kazanılmış hakkı teslim etmemeye vardıracağına ihtimal verememiştik.

Belediye mahkemeye; hukuki gerekçe sunamadı davayı kaybetti, karara uymadı kazanılan hakkı gasbetti. 

Geçen yıl seçim oldu. Gümüşhane Belediyesi AKP’li eski başkanın kazanılmış hakkının gasp edildiği iddiasıyla itirazları sonuçsuz kaldı. Başkan değişti. Belediye iktidar ortağı MHP’ye geçti. 

Belediyede başkan değişti, zihniyet değişmedi. Mahkeme kararını, siyasi atakla saf dışı etme hususunda kafalar aynı. Mezarlık tahsisi ile ilgili aynı yer için açılan iki ayrı davanın, ikisi de kazanıldığı halde, belediye somut bir adım atılabilmiş; tahsis işlemini gerçekleştirebilmiş değil.

Bir karara, bir mezar yerine, bir de belediyenin beyanındaki mezar yerine bakıyoruz. Mezarlıkta iki yol; anayol, tali yol var, belediye üçüncü yol bulmuş, mezarlıkta üçüncü yol yok ki. Mezar yerinin tanımı mahkeme kararında var da belediyenin tanımladığı “katekulli” affedersiniz kategoride değil.

Mahkeme kararına uymayan başkana; “Karara uyun, uymamak suç olur, yargıya siyasal davranış olur,” dedik. Sen de sen işit.

Hak getire! İki davayı kaybetmişin belediyesinde, “Mezarlıkların 20.21.22 maddelerindeki Nizamnamesi…”

Siyasetin yargıya hamlesi, 2010’da “yetmez ama evet” referandumuyla FETÖ’nün yargı darbesi…

FETÖ elebaşı okyanus ötesinden; “Mezardan ölüleri kaldırın oy kullansınlar” dememiş miydi?

Bilenler bilir; ölüler, mezarlar, engelliler, yaşlılar, kısıtlılar üzerinden siyaset, kumpas, hak gaspı, mağduriyet yaratmak FETÖ’cülerin bir numaralı takdiğidir. 

Daha dün, Mastra Köyü mezarlıklarının yeri siyanür havuzu yapılsın diye FETÖ’cü maden şirketi tarafından mezarlıklarımız söktürülürken, karşı çıkıp, ‘mezarlıklar sökülemez’ yazılarımıza yer verip, kendileri de yazanlar, Esenyurt’ta erkek öğrenci yurdu temeli atmaya ‘fit’ olur olmaz, mezar sökümüne, siyanür havuzuna karşı çıkan sesleri ‘kıp’ diye kesilenlerdi. Bugün üniversitede maden müzesi açılışında kurdele kesiyorlar.  Durumunun kötülüğü giderek artan mezardan medet uman şahbazlar o zeminden güçlenerek çıktılar. Şimdilerde İmamoğlu kadrosunda yerden bitmeler... Bunları biliyoruz.

Mezarlıklarla, mezar yerleriyle siz niye uğraşıyorsunuz? Yoksa bu dönem belediye başkanı, henüz kimsenin boğazını sıkmadığı için mi ayak sürüyor, mahkeme kararına uymuyor, ya da bu konu hakkında sarmalının hatırından geçemediği bizim bilmediğimiz ilişkileri mi var?

Emsal olurmuş. “Olsun.” Şehirde yer yokmuş. “Niye yok? Zehir tacirlerine gelince kesilim toprakları göz kırpmadan; 500 dönüm, 1000 dönüm tahsis ediyorsunuz da bu topraklar için Sarıkamış’ta, Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşenlerin torunlarına gelince mi mezar yeri bulamıyorsunuz?“ ‘Lafı nereden aldınız nereye getirdiniz?’ “Oradan aldım buraya getirdim.” 1980’den beri mezarlığın tümü; çevrili aile kabristanlığı, yol boşluğunda definler ise münferittir. İşgüzar şehir plancı, kraldan çok kralcı, gerçeğe yabancı... 

Cumhurbaşkanı Erdoğan sık tekrarlıyor: “Millete efelik de yapamayız, efendilik de yapamayız.”

Sık değil, iş; sıkı söylenmesinde…

Efeleniyorlar! Kutlama sırası, satır arası, üst perdeden höt ediyor, mafya siyaseti yargıya müdahale ediyor.

Bir idareci, “Kamu düzeninin bozulmasına müsaade etmem” diyivermiş, sohbet sırasında hiç yeri, gereği yokken, söylenmiş söze anlam verememekle, ‘yerel trol dolduruşu’ diyerek geçip, sırası gelmişken cevabını, kamu düzeninin sağlıklı işleyebilmesi adına, şimdi vermekte fayda görüyoruz.  ‘Kamu düzeni nasıl bozuluyor? Kim bozuyormuş? Görelim.                                                                     

Ne önceki ne de şimdiki dönem belediyesi, yok kafalardaki bahanenin farklı emaresi…

Her iki dönem belediyesi, mahkeme kararı yerine; kırk dereden kırk su getirip, kararı yerine getirmeyip su koyvermiş, meseleye su katmış, suyuna tirit katmış, sulandırmış karara uymamakla kabak tadı vermiş; tıynetini ortaya vermiştir. 

Güzel söyleyedurmuş Neşet Ertaş, yorumuna atfen, “Kafalarda bir düşünüş meğer yokumuş.”