Helal-Heram

Abone Ol

Toplum olarak yaşantımızda, inancımızda, ahlâki değerlerimizde en çok öne çıkardığımız, önem verdiğimiz düsturlardan biri helal-haram kavramıdır. Haramın binası olmaz der, çoluk çocuğumuza helal yedirmeye, faize dahi bulaşmamaya  çalışırız.  Bu kadar önem verdiğimiz düsturun dışına çıkan, daha kötüsü çeteleşerek insanlardan haksız kazanç sağlamaya, onları çeşitli metotlarla dolandırmaya çalışan ne kadar çok hilecimiz olduğunu TV haberlerinden görüp hayret ediyoruz.

İki bin yirmili yıllarda Allah'ın rahmetine kavuşan şehrimizin eski esnaflarından foto Ahmet Yavuz amcanın anlattığı Mecit, toplumun genel kanaatine aykırı davranan ibretlik  örneklerden. Sahil şehirlerimizden birinde Ahmet Amca ile dükkân komşusu olan Mecit’in faaliyet alanı giyim üzerinedir. Bu şehirde kendilerine "kıvırcık" denen okuryazarlıkları kıt, parayı dahi doğru dürüst tanımayan bir kabile yaşar. Bu insanların  bazıları o yıllarda  giyim-kuşam alışverişlerini Mecit’ten yaparlar. Bu garibanlara hiç acımayıp on lira yerine yüz lira almak gibi numaralar yapmakta bir beis görmeyen Mecit, Ahmet Amca’nın uyarılarına aldırmaz, her seferinde;

"Heram helal ver Allah'ım
Mecit kulun yer Allah'ım’’ diye kendisinin uydurduğu tekerleme ile gülerek cevap verir.

Bir süre sonra Ahmet Amca dükkanını  memleketine, Bayburt’a taşır, mesleğini icraya burada devam eder ve doğal olarak Mecit ile irtibatı  kesilir.

Uzun yıllar sonra dükkânının ihtiyacı olan malzemeyi temin etmek için İstanbul’a giderek Tahtakale’de dolaşan Ahmet Amca’nın gözüne ilk görüşte kim olduğunu çıkaramadığı tanıdık bir sima çarpar. Biraz yaklaşınca onun eski dükkan komşusu Mecit olduğunu görür ve;

"-Ula Mecit bu ne hal’’ diye adama seslenir. Saçı sakalı birbirine karışmış, kirli elbise içinde, bir köşede ekmek parası için jilet, tarak gibi basit şeyler satan Mecit, kalkıp boynuna sarıldığı Ahmet Amca’ya başından geçenleri bir çırpıda anlatır.

Adam vurup yurt dışına kaçmış, 1974'te Ecevit başbakan iken çıkan genel aftan faydalanarak az bir zaman yattıktan sonra serbest kalmış, bu arada işini, düzenini, sağlığını kaybetmiştir.

Birlikte geçmişi yad ederlerken Ahmet Amca adamın kulağına, onun eskiden çok tekrarladığı sözleri fısıldamaktan kendini alamaz:

"Helal heram ver Allah'ım
Mecit kulun yer Allah'ım."