Güzel Evler ve Kaybolanlar

Abone Ol

Vilâyetlik, üniversite, doğalgaz, resmî ve özel  müzeler, dinlenme mekânları, güvenlik sektörü, Kent Konseyi derken gelişme ve büyüme yoluna giren şehrimizde son on yıldır çeşitli inşaat firmaları, güzel evler üreterek kullanıma sunuyorlar. Bu evler sayesinde büyükşehirlere göç edecek insanların bir kısmı, ağır geçen kış mevsiminde köylerinde soba yakma külfetinden kurtulup, kış mevsimini şehir merkezinde geçiriyorlar; havalar ısındıktan sonra da köylerine ve  arazilerine kolayca ulaşabiliyorlar. Çok azalan yüzde onu ancak kalan küçükbaş hayvanlar geri gelmese bile diğer ziraî varlıkların korunmasına, zirai faaliyetlerin az da olsa artmasına katkı sağlaması beklenir bu durumun. (Mezralarla birlikte, 1980'e kadar 180 köyde ortalama 2500 küçükbaş hayvan olduğunu düşünürsek; en az 450 binden fazla koyun ve keçinin 40 yıl öncesine kadar ilimizin değeri olduğunu, milyarlarla ifade edilen bu varlığın bu gün ancak yüzde onunun kaldığını söyleyebiliriz.)

Artık eski resimlerde görebildiğimiz, yaşı müsait olanların bildiği şehrin taş yapılı dokusu bozulalı epey oldu, bu arada korumada olan taş yapılara, Kale ve diğer tarihî eserlere yönelik doyurucu bir çalışma henüz tam olarak başlamadı. 

En önemli ve temel besin maddemiz olan buğdayın pazarlandığı şehir içindeki Zahire Pazarı, 1970'li yıllarda yapılan "sebze hali" gibi şu anda mevcut değil; et ve süt ürettiğimiz hayvan varlığının değerlendirildiği hayvan pazarının ise uzak ve ulaşımı zor bir yerde olmasından şikâyetçi üreticiler.

Ehrama dokunmayın şeklindeki serzenişler, "ehram dokumayın" diye anlaşılmış olacak ki 1980'e kadar hemen her evde bulunan ehram ve kilim tezgâhları, tüm çabalara rağmen yok olmaktan kurtulamadı.

Günümüzde en büyük ihtiyaç ve sorun; her yıl araba sayısının artmasıyla daha çok hissedilen, 1990 yıllarından beri gündemde olduğu, resmi veya özel her binanın zemininde olması gerektiği halde önemsenmeyen otopark sorunudur.