"Şairlerimiz esaslı kültür sahibi olmalı ve tarihi iyi bilmelidirler" diyor büyük Atatürk. Günova Sepin’in “Marsyas Ölür Dirilir” adlı şiir kitabı bana bu sözü çağrıştırdı ilk olarak.
Güncel tarih, yakın tarih; uzak, hatta en uzak tarih Günova’nın ilgi alanında ve şiirinin konusu/izleği. Ne var ki bu, bildiğimiz “tarih düşürme” bağlamı ve kapsamında değil; onu aşan, yer yer de tarihi açık düşüren, tarihe ayar veren bir yöntem ve yaklaşımla… Örnek vereyim bu dediğime, kitabın “Düyunu Umumili” adlı ilk şiirini:
“Saltanat’ta mührü hümayunu/Cebine koyan/Galata’da alırmış soluğu./-Manzarası iyiydi herhal!-/Ve sonra Hünkârla Çar/Karşılıklı kurulup tahtlarına/Acemaşiran dinlerlermiş/Elleri sakallarında./Şimdi hicaz cumhuriyetindeyiz/Anadan doğan düyunu umumili.”
Şairimiz, “Bu Tarih Kimin” adlı bir şiirinde daha da açımlıyor tarih ve zamanı, din adamı ve krallara çeviriyor x ışınlarını:
“Silahlarımız kralların soluğu/Aklımız ruhbanların söylediğidir/Üstünde işaretleri olan bir mabet taşı/Bizimle yer değiştirirdi.”
Ya zaman? Zamanı da yaman betimliyor Günova Sepin:
“Zamanı aklından geçirme/Bir çingene beygiridir o/Dünyaya ayağından bağlı/Gölgesini saklayan/Saz kuyruklu bir tilki gibi dadanır.
(…) Bir gün o çingene beygiri, yine/Aynı yerde görünür/Nalsız ve yularsız/Dünyaya kendi ipi kadar/Uzak.”
Bu dizeleri okuyunca aklıma Azerbaycanlı yazar Elçin’in şu sözü geliyor: “Zaman sözün karşısında güçsüzdür. Zaman kitabın karşısında güçsüz.”
Yakın günlerde yitirdiğimiz bilge-şair Afşar Timuçin “Tezeğin anlattığını gül hiçbir zaman anlatamaz, şair bunu hepimizden iyi bilir” diyordu. Şairimizin bununla örtüşen dizeleri var:
“Atım yoruldu!/Kesemde Lidya sikkeleri/Kral yolunda indim atımdan/ işedik!”
İşemek… Önemli ve gerekli bir iştir çiş işi… Doğasal bir eşitlik vardır işemede… İşemek insana gerçekte ne olduğunu anımsatır tüm unvan ve sıfatlarından sıyırarak; bir kralla, sıradan bir uyruk aynı amaçla, aynı biçimde işer ve bundan aynı rahatlamayı sağlar… İşemek tarihe ve zamana bir teneffüs arasıdır da…
Ve gitmek… Gitmeyi çelişkilerin ilişkisi ortasında böyle de düşündünüz mü?
“Gitmek: Susayan bir su/Sarı uykusunda tuz biriktiren umut”
Günova Sepin’in bu kitabı Kora Yayınlarından çıktı, 93 sayfa. Şiir, elinde söz aracıyla beyinlere, belleklere yol açar, paslarını atar, farklıyı koyar önlerine… Yani değişimin asıl kaynağı şiirdir. Bu kitapta bu dediklerimi sezdim ve süzdüm ben. Siz de okuyunuz.