Fethullah Kürt’ü Kurt ediyor, Bölücülerse Kurt’u Kürt…

Abone Ol
Fethullah Gülen, Ecevit ve Demirel’e yazdığı bir mektubunda şöyle diyor:

“Garip tecellilere bakın ki, çokları beni aşırı Türk milliyetçisi, Turancı olmakla suçlarken, şimdi de bazıları kalkmış, Kürt bir aileden geldiğimi öne sürüyor. Bir Kürt aileden gelmiş olsaydım, bu suç mu olacaktı? Böyle bir meselenin gündeme getirilmesini bile çok tuhaf karşıladığımı belirtmek isterim. Fakat, sadece soruya cevap olarak diyorum ki, öz be öz Türk bir aileden geliyorum. Fakat, dedelerim içinde Kurt İsmail Paşa var. Çokları bunu, zannediyorum kasten Kürt İsmail Paşa olarak anıyor ve benim Kürt olduğumu söylüyorlar.”

Peki kim bu Kurt İsmail Paşa, Fethullah’ın dedelerinden biri mi gerçekten?

Anlatalım: Kurt İsmail Paşa, Karslı Hatunoğlu ailesinin büyüklerindendir. Bu sülalenin kökeni Kırım’a dayanır. Benim anneannem de bu sülaledendir (Hatunoğlu Hüseyin bey adlı öykümde anneannem ve babasını anlatırım, meraklısı okuyabilir Nikolay’ın Av Köşkü adlı kitabımı). Prof. Hakan Kırımlı, gazeteci-yazar kardeşim Macit Gürbüz’e, Anadolu’da 400 senelik sağlam şeceresi olan sülale pek azdır, Hatunoğulları Kırım’dan bu yana tüm şecerelerini yazılı halde sürdürmüşlerdir demiştir. Şecere bizde de var.

Kurt İsmail Paşa’nın kısa özgeçmişini da yazayım: Kurt İsmail Hakkı Hatunoğlu. Doğum 1818 Kars, Ölüm 1897 Şubat İstanbul. Karslı Şerif Bey’in oğludur. Sultan Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid devrindeki muharebelerde ve devlet idaresindeki yararlık ve başarılarıyla tarih sayfalarına adını kahraman bir komutan olarak yazdırmıştır. İlk memuriyetini 1833'te Kars Sancağı'na bağlı Şöregel Kazâsı'nın ayanı olarak yaptı. 1841'de İran, 1853'de Kırım savaşlarına katıldı.1863'de aşiretlerin iskânı için kurulmuş olan Fırka-i Islahiyye'de görev yaparak başarılar kazandı. İsmail Hakkı Paşa, 1868 yılından 1875’e kadar Diyarbakır Valiliği'nde çok büyük hizmetlerde bulunmuştur. Diyarbakır'da bir matbaa kurarak, vilâyetin resmî gazetesi olan “Diyarbekir Gazetesi”ni çıkarmaya başlamış, ayrıca her yıl salname neşrettirmiştir. Eğitim alanında önemli bir hizmet olarak ıslahhaneyi açmış, bu ıslahhane sayesinde sahipsiz çocukların eğitilip meslek sahibi olmaları sağlanmıştır. Ayrıca birçok yeni sıbyan ve rüşdiye mektepleri açarak, Diyarbakır'da eğitim görmüş insan sayısını artırılmıştır.

İsmail Hakkı Paşa, Diyarbakır'ın alt yapı çalışmalarına da çok büyük önem vermiş, diğer vilayetlerle bağlantıyı sağlayan eski yolları tamir ettirdiği gibi, yeni yollar da yaptırmıştır. Yeni su kanalları, açtırarak zirai alanda fazla ürün alınmasını gerçekleştirmiştir. İsmail Hakkı Paşa'nın güvenlik açısından Diyarbakır'da gösterdiği en büyük başarısı, göçebe halde bulunan aşiretlerin ıslah ve iskân edilmesidir. Devletin otoritesini tanımayan bu aşiretlerin iskânı ile Diyarbakır, güvenli bir şehir olmuştur. Diyarbakır Valiliği'nden sonra l876'da Erzurum Valiliği'ne atanmış olan İsmail Hakkı Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi'ne katılmıştır. Harpten sonra İstanbul'a çağrılmış ve burada da önemli görevlerde bulunmuştur. İsmail Hakkı Paşa, 22 Şubat 1897 tarihinde İstanbul-Üsküdar'da vefat etmiştir. Naaşı Yeni Valide Külliyesi'nde bulunmaktadır. Diyarbakır'da kardeşi Medet Ali için yaptırdığı Kurt İsmail Paşa Camii ve kendi adını taşıyan Vali Kurt İsmail Paşa Ortaokulu bulunmaktadır.

Ziya Gökalp bir yazısında kendisi ile ilgili şöyle belirtmiştir: "Memleketimizde, halk sevdiği kimselere birer lâkap takar. İsmail Paşa'ya da 'Kurt' lâkabını veren halktır. Diyarbekir'e gelip geçmiş valilerin ekserisini halk tanımaz. Yalnız çok sevdiği muhterem bir sima vardır ki onu pekiyi tanır ve aradan birçok batınlar geçtiği halde bir türlü unutamamışlardır. Bu şanlı sima Kurt İsmail Paşa'dır"

Bazıları ısrarla Kurt İsmail Paşa’ya Kürt İsmail Paşa demektedirler. Peki bu Kürtlük nereden çıkıyor? Rohat Alakom adlı bölücü yazarın temelsiz bir iddiasıdır. Rohat Alakom, Hatunoğlu ailesinin Kürd Haydaran aşiretine bağlı olabileceğini, İngiliz Times gazetesine dayanarak iddia etmiştir.

O etmiştir de biz ve tüm Hatunoğulları bunu biliyorlar, Kırım ve Osmanlı Tarihi biliyor. İspanyol seyyah-yazar Clavijo biliyor. Clavijo bu sülaleye adını veren Hatun Nene’den söz eder. Ve Kars bilir Hatunoğullarını. Hatunoğulları’nın sadece Sünni Azeri Türkleri olan Karapapaklarla akrabalıkları vardır, kız alıp vermişlerdir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında başta Merdali Bey olmak üzere Karapapaklar büyük yararlıklar göstermişlerdir, bunda Kurt İsmail Paşa ve Hatunoğlu ailesinin etkisi büyük olmuştur. Hatunoğlu-Karapapak ilişkileri ve bu sülaleden çıkan paşalarla ilgili de bir kaynak vereyim: Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Ersin Hakan’ın “Kars Tarihi” adlı eserinin 2. Cildine bakınız (1200 sayfalık bir kitaptır).

Hatunoğullarının bazı kolları Ağrı’da olduğu gibi Kürtlerden kız alıp biraz değişmişlerdir, değişmişlerdir ya, kendilerini yine Türk ve Hatunoğlu, Kürtleri de dayıları olarak görürler, hepsi bu. Yedeksubaylığımı Ağrı’da yaptım ben ve oradaki Hatunoğlu ailesinin büyüğü rahmetli Yılmaz Hatunoğlu’nu tanıdım. 1977 seçimlerinde MHP’nin Ağrı adayı idi, karısı Kürt’tü.

Şimdi gelelim Fethullah’ın anasının Hatunoğullarından olması dolayısıyla kendisini Kurt İsmail Paşa’nın torunu ilan etmesine. Bu, soyunun şerif ve seyit olması kadar yalandır. Erzurum’daki Hatunoğullarının ben tamamını bilirim. Bunun anası Hatunoğlu olsa idi bilirdik. Kaldı ki, Fethullah bunu yazdı, hiçbir Hatunoğlu ciddiye almadı, çünkü onlar soylarını çok iyi bilirler, onlara yutturamazsınız. Ve araştırınız Fethullah’ın yanında, yakınında bir tane Hatunoğlu bulamazsınız.

Araştırmacı-Yazar Ergün Poyraz, Fethullah’ın dedeleri içinde bir Kürt İsmail bulunduğunu fakat kütükte bunun adının sonradan Şamil diye değiştirildiğini söyledi bana… Fethulah soyu sopu ve kendisinin doğum tarihi ve yeri ile oynayıp durmuş, belli ki bir sıkıntısı var.