Yaşam

“Fa diyezleri fa naturel çalmiyaydılar daha eyiydi!“

Abone Ol
Bayburt Postası - ‘Senfonik zulüm’ fıkrası yine gündemde. Daha önce başka yöreler için uydurulan ve değişik versiyonlarıyla aktarılan Bayburt’un ‘senfonik zulüm’ efsanesi, bu defa yalanlandı! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bayburt ziyareti için kente gelen ve köşesinde Bayburt izlenimlerini yazan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 1970’li yıllarda düzenlediği Anadolu turnesinin ardından o dönem yöre halkının klasik batı müziğine karşı bakışını yansıtan mizah anlayışına değinirken, Bayburtlu bir vatandaşın ‘hikâyenin aslı diye’ verdiği bir bilgiyi de aktardı.

Övür, köşesinde yazdığı yazıda, tam 43 yıl önce Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından Bayburt’ta sahnelenen senfonik müzik gösterisinin ardından bir Bayburtlu vatandaş tarafından söylendiği ileri sürülen ve o gün bugündür de tüm Bayburtlular’ın dilinde efsaneleşen “Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” adlı fıkranın, edindiği bilgiye göre aslında daha farklı olduğunu anlattı.

Yazısında, “Bayburtlular bunu biraz zamanın ruhuna uygun değiştirmiş” diyerek fıkranın aslı diye yanlış bilgiyi sunan Övür, şöyle devam etti:

“Hikâyeyi bilirsiniz, cumhuriyetle başlayan "modernleşme" çabalarının bir parçası da balolar, klasik müzik dinletileriydi. Vatandaş klasik müzik dinleyerek batılı olacaktı. O zamanlar Bayburt'ta da bir klasik müzik konseri verilir. Konser bitince gazeteci yaşlı bir Bayburtluya sorar: "Nasıl buldunuz?" Cevap, "Bayburt Bayburt olalı bele bir zulüm görmedi" olur. Bu yaklaşım biraz da tepeden inmeci modernleşmeye bir tepkinin ifadesi olarak değerlendirildi. Ama şimdi Bayburtlular bunu biraz zamanın ruhuna uygun değiştirmiş. Müzisyen Mesut Çavdar şöyle diyor: "O işin esası şu: Bayburtlu konseri izledikten sonra orkestrada viyolayla kemanın uyumsuz olduğunu görüyor ve buna tepki olarak 'böyle bir zulüm' olamaz diyor." Ne diyelim, Bayburtluların deyimiyle; "ele de olur bele de..."

Ele olur ama bele olmaz…
Çünkü hikâyenin aslı başka!

Övür’ün yazısına konu olan fıkra ile birlikte bu fıkrayı tekzip ettiği gerekçesiyle anlatılan hikâyenin aslı ise şöyle:

1971 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Bayburt'ta bir konser veriyor. O dönem yöre halkının klasik batı müziğine karşı yabancı olduğu bilindiği için seyirci bulamayacakları endişesi ile vatandaşlar rica minnet konser salonuna doldurulur. Vatandaşlar büyük bir sabırla konseri sonuna kadar dinler ve öyle, böyle bir şekilde biter. Konserin sonunda izleyicilerden yaşlı bir amcaya sorulur, "Amca konser nasıldı?" diye. Ömründe sadece halk musikisini dinleyen yaşlı amca lafını esirgemez ve dillere pelesenk olan şu sözü söyler: "Bayburt, Bayburt olalı bele zulum görmedi"

Aradan yıllar geçer... Bayburtlu’nun o döneme ait şartlarını yansıtan fıkra değil ama fıkradaki o güçlü mizah anlayışı çağa göre değişir ve daha önceki fıkraya nazire yapılır.

O hikâye de şöyle gelişir:

Bayburt’ta yaşanan olaydan yıllar sonra, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bir gün İstanbul’da konser verir. “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” fıkrasını bilen bir gazeteci konser bitiminde seyirciler içinde Bayburtlu arar ve yine yaşlı bir amca bulur. Hemen sorar, “Nasıl amca beğendiniz mi?” Gazeteci hiç beklemediği şu cevabı alır: “Begendim, begenmesine de, fa diyezleri fa naturel çalmiyaydılar daha eyiydi”