Ertuğrul

Abone Ol

Kötü bir dublaj yapılması, bazı repliklerin günümüzdeki bir politikacının konuşmalarından alınması gibi bazı dikkatsizlikler olmasına rağmen, yukarda saydığımız özellikler Diriliş-Ertuğrul’u; entrika, yalan, sefahat, ihanet, aldatma, rüşvet, hırsızlık, seks dolu televole programlarına benzeyen, adı târihi dizi olan Kösem-Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerden farklı kılmaktadır. 

Diriliş- Ertuğrul dizisinde küçük Kayı Obası’nın Ertuğrul Gâzi’nin liderliğinde Anadolu’yu yeni ve kutlu bir Türk vatanı hâline getirmek için yaptığı zorlu mücadelelerini görüyoruz. Türk târihinde büyük bir destanın başkahramanı olan Ertuğrul Gâzî hakkında ne biliyoruz?  

Ertuğrul Gâzî kimdir?

Ertuğrul’un aile kütüğü ve dönemi hakkında tarihçilerin elinde fazla belge yok. Küçük Kayı aşiretinin ne gibi maceralardan sonra nerede konakladıkları, Kuzeybatı Anadolu’ya nasıl geldiğine dair belirli bilgilere de sahip değiliz. Esasen bu devir belgelerinin çoğu Moğol istilasında tahrip edilmiş, yüzlerce şehir, binlerce kütüphanesi ve arşivi yanmıştır. Bununla birlikte târihçilerin Ertuğrul Bey ve zamanı hakkında ortaya koydukları hususlar şunlardır:

1. Ertuğrul’un babası Süleyman Şah değil, Gündüz Alp’tir.

Tarihçiler Ertuğrul Gâzi’nin babasının Gündüz Alp olduğu görüşündedir. Birkaç târihçi ise; Ertuğrul Gâzi’nin Kaya Alp-oğlu Süleyman Şâh-oğlu olduğunu yazmaktadır. Anlaşıldığına göre; Süleyman Şâh Anadolu Fâtihi ve Türkiye Devleti’nin kurucusu olan zâtın isminden kalma hâtıradır. Câber kalesi yanındaki Türkiye Cumhuriyeti toprağı olan mezar, binlerce örneği gibi gerçek mezar değil, “makam”dır. Gündüz Alp’ın babasının Kaya Alp, onun babasının da Gök Alp, onun babasının da Sarkuk Alp, onun babasının da Kayık Alp olma ihtimali vardır. Gündüz Alp’in kendisi gibi Kayılar’dan olan Mardin Artukluları’nın hizmetinde bir bey iken, Câber’de Fırat’ı geçerken boğulup Türk mezarına gömülmüş olması ihtimali de düşünülebilir.

2. Ertuğrul’un başında olduğu Kayı aşireti Selçuklu ordusuna yardım etti.

Rivâyete göre; günlerden bir gün Ertuğrul Bey’in aşireti, döğüşen iki kuvvete rastlayıp, bunlardan yenilmek üzere olan Selçuklular lehine savaşa katılması hikâyesi, destânî bir yiğitlik ve civanmertlik olabilir. Veya böyle bir olay olmasa bile, Osmanlı târihi içinde bir motif hâlinde yer alan bu kahramanlık, Ertuğrul’un aşiretinin asil ruh halini gösteren bir menkıbe olarak düşünebilir. 

Ancak Ertuğrul’un Selçuklu ordusuna yardım ettiği başka bir tarihi olaydan bilinmektedir.10 Ağutos 1230 Yassıçemen meydan muharebesinde Alâeddin Keykubâd’ın saflarında Doğu Türk hâkanı Celâleddin Harzem-Şâh’a karşı vuruşan ve zafer kazanan Kayı aşiretinin başında Ertuğrul Bey vardır.

3. Selçuklu sultanı Ertuğrul Bey’in aşiretine Söğüt’te yurt verdi. 

Selçuklu sultanlarının ülke açmak ve Bizans ile gazâ etmek üzere; Batı Anadolu’ya Türkmenleri yerleştirdiğini biliyoruz. Bu Türkmenlerin başındaki aşiret reislerine “uç beyi” denmekteydi. Selçuklu sultanı Kayılara Bizans sınırı yakınındaki Söğüt’te yurt verdi. Aslında bu dönemde uçlardaki arâzînin, liyâkat, kabiliyet karşılığı olarak, timar ve zeamet adı altında parçalara ayrılarak Alpler’e, Gâziler’e ve Aşiret Beyleri’ne verilmesi usûldü. Prof. Fuad Köprülü eserinde 13.yüzyıl Anadolu’sunda sınır boylarındaki hayatı etraflıca anlatmakta, Osmanlı Devleti’nin doğrudan doğruya bu Türk unsurlar tarafından kurulduğunu yazmaktadır.(1)

Büyük yazar ve düşünürümüz Sâmiha Ayverdi de; Selçukluların Kayılar’a Söğüt ve civarını büyüklük göstererek veya acıyarak vermediğini, “Ertuğrul Bey’in ve daha sonra Osman Gâzi’nin Selçuklulardan aldığı yurt ve istiklâl, bir yandan kılıçlarının ve kahramanlıklarının, bir yandan da Allah ve kul saygısına gösterdikleri titiz edep ve asil dikkatin bir hediyesiydi.” Demektedir.(2) 

4. Ertuğrul ve aşireti Söğüt’e Ahlat’tan geldi.

Osmanoğulları’dan Ahlat’ta yaşayan beyler olduğu asırlar sonra bile biliniyordu ve padişahlar kendi ataları, atalarının amca oğulları olan bu beylerin soylarını resmen ve fermanla tanımışlar ve onların bir çok sorumluluklarını kaldırmışlardır. Tarihçi Yılmaz Öztuna’ya göre; “Bu beylerin Osmanoğlu oldukları her türlü şüpheden uzaktır. Zira bir padişaha, kendi ailesinden olduğuna yüzde bir nisbetinde şüphesi olduğu şahsın hânedânından indiğini tasdik ve itiraf ettirmek kadar zor hiçbir şey yoktur, neseb bahsinde o kadar kıskançtırlar.”(2)

Sonradan “Osmanoğulları” denen aile, bir kısmıyla olsun Ahlat’ı sevip benimsiyecek kadar uzun veya uzunca bir müddet burada oturdu. Soru şudur; Osmanoğulları’nın ataları uzunca bir müddet mi burada oturdular, yoksa uzun bir müddetten beri mi buradaydılar?

5. Kayılar Selçuklular ile Malazgirt’te Anadolu’ya geldiler.

Kaynaklara göre iki rivayet var. Birincisi Osmanoğulları’nın başında bulunduğu Kayı oymağı 1120 tarihlerinde Merv civarında idi. Moğolların eline düşmemek için 1221’de Ahlat’a geldiler. Burada 9 yıl kalıp, Marmara’ya doğru hareket ettiler. 

İkincisi ve daha fazla benimsenen rivâyet, Kayılar Mâhân yakınlarından Ahlat’a gelmiştir ama, 1220’de değil 1071’de. Selçulular’la beraber, Malazgirt’te Alparslan’la beraber gelen Kayıların büyük kısmı Artukoğulları’nın idaresinde kaldı. Küçük oymak ise Ahlat civarındaki otlakları bırakmadı, Moğollar gelince Kaya Alp oğlu Gündüz Alp Erzincan’a göçtü. Birkaç yıl orada kaldı. Yeterli otlak kalmadığı için Halep’e indi. Gündüz Alp ölünce oğulları Sungur Tekin ve Gündoğdu Ahlat’a döndü ve birkaç asır nesillerini Ahlat’ta devâm ettirdiler. Küçük oğullar Ertuğrul ve Dündar Pasin ovasında Sürmeliçukur’a geldiler. Ertuğrul Gâzi yurd istemek için oğlu Savcı Beyi Sultan Alâeddin’e gönderdi.

6. Ertuğrul Gâzi 1299’da Söğüt’te vefat etti.

Ertuğrul Gâzi Söğüt’te oturuyor, civardaki Bizans tekfurları üzerine akınlar yaparak onları haraca bağlıyordu. 1299 veya 1300 yılında Söğüt’te öldü ve oraya defnedildi. Kendisinin bağlı bulunduğu Karakeçili Âşireti Türkmenleri o târihten beri, yâni 716 yıldan beri her sonbaharda Ertuğrul Gâzi’nin ölüm yıldönümünde türbesinin etrafında tekbir getirerek dönerler, sonra gâzi dedeleri adına büyük bir ziyafet tertipleyip herkese yemek dağıtılır, cirit oynarlar, türbeyi ziyaret edip Fâtiha okuduktan sonra tekrar köylerine dönerler. Bu merasime “Türkmen Bayramı” da denmektedir ki, göçebe Oğuz adetleriyle İslam geleneği burada birleşmiştir.

7. Ertuğrul Gâzi Türk milletinin kahramanıdır.

Selçuklu İmparatorluğu’nu kuran  büyük Sultan Gâzî Tuğrul Bey’di. Bu büyük Türk devleti kargaşalılıklar sonucu batarken, bu İmparatorluğu Osmanlılar adına devralan aşiret reisi de yine bir Ertuğrul Bey idi. Çöken Selçuklu İmparatorluğu’nun varisi, seviyesiz Moğol istilâ kuvveti olamazdı.
Dört yüz çadırlık bir aşiretten cihan devleti çıkaran bir kahraman hangi milletin târihinde var?

Kaynakça:
1.Prof.Dr. Fuad Köprülü, Osmanlı Devleti’nin Doğuşu,s.67, TTK, 1988, Ankara
2.Sâmiha Ayverdi, Türk Târihinde Osmanlı Asırları, Cilt1.s.105 Damla Yayınevi,1977, İstanbul
3.Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, Ötüken Yayınevi, İkinci Cilt, s.243, 1977, İstanbul