Bayburt Postası - Dumlupınar, “Bu yenilmeyecek bir hastalık değil. Biz Allah’ın izniyle bunu yeneriz. Önemli olan bunu ne kadar az zararla atlatabildiğimiz. Bunun için de bazı tedbirler almamız gerekiyor. Eğer bugün evde kalın deniliyorsa, kalacağız ! Kalmamız gerekiyor. Bize bir şey olmaz demeyeceğiz. Bu sorumsuzluğu yapmamamız gerekiyor” dedi.

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılacak sporcuların belirlendiği Avrupa Kota Müsabakaları’nın korona virüs nedeniyle askıya alınması sonrasında yurda dönen Türkiye Boks Milli Takım Baş Antrenörü Seyfullah Dumlupınar ile sporcusu Serhat Güler’e 21 Mart’ta korona virüs tanısı konuldu. Hastanedeki tedavisinin ardından geçtiğimiz günlerde taburcu edilen Seyfullah Dumlupınar, tedavi sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Dumlupınar, kota müsabakalarına hazırlanmak üzere sporcu kafilesiyle 2 Mart’ta İngiltere’ye uçtuklarını ve Sheffield kentinde kampa girdiklerini söyledi. Kamp süresince tedbirlere çok önem verdiklerini anlatan Dumlupınar, müsabakaların askıya alınmasıyla Türkiye’ye döndüklerini aktardı.

Yurda dönüşü sonrasında kendisini karantinaya aldığını ifade eden Dumlupınar, “İki buçuk ay yurt dışındaydım. Döndüğümde sarılmayı bırakın, tokalaşma dahi yapmadım. Bu benim için milli bir dava. Riske atmamak için gerek çocuklarımla, gerek etrafımdakilerle tokalaşmadım” şeklinde konuştu.

Dumlupınar, hastalığın başlangıçta hiçbir belirti göstermediğini buna rağmen aldığı kişisel tedbirlerle virüsün çevresindekilere bulaşmasının önüne geçtiğini kaydetti.

Boks Milli Takımı’ndaki bir sporcusuna pozitif tanısı konulmasıyla kendisi açısından da sürecin başladığını dile getiren Dumlupınar, yaşadıkları sonrasında sosyal izolasyonun önemine dikkat çekti. Dumlupınar, “İlk başta semptomların hiç biri gözükmedi. Evdeki karantina sürecinde ufak öksürük başladı. Biraz nefes darlığı hissettim. Milli Takım’dan gelen öğrencilerimizden biri İstanbul’da hastaneye gitmiş ve pozitif çıkmış. Bunun ardından bende de olduğunu düşündüm. Çünkü; yirmi gün beraberdik. İl Sağlık Müdürlüğü’nü aradım ve beni evden aldılar. Tekrar hastaneye gittik ve testlerim yapıldı. Sonucun pozitif çıktığını öğrendim. Şunu belirtmek istiyorum; eğer önlemleri almasaydım belki de başta ailem, komşularım hatta bütün öğrencilerime bulaştırabilirdim” ifadelerini kullandı.

Dumlupınar, sonuçla birlikte Bayburt’ta hastaneye yatırıldığını ve tedavi sürecine başlandığını anlattı. Hastanedeki süre boyunca kendisiyle bire bir ilgilenildiğini kaydeden Dumlupınar, “En üst seviyede hizmet gördüm. Hijyenik olarak odamın havalandırılması, temizlenmesi, benimle çok iyi ilgilendiler. Bire bir ilgilendiler. Buradan bütün sağlık çalışanlarımıza, hastane personelimize hepsine çok teşekkür ediyorum” dedi.

Dumlupınar, tedavi sürecinde bağışıklığı güçlendirici besinlere ağırlık verdiğini aktararak, “Özellikle sarımsak, soğan bunları çok tükettim. Ondan sonra ceviz büyüklüğünde doğal propolisten her sabah namazı sonrası parça parça yiyordum. Bir de bal içine polen, zencefil, zerdeçal ve çörek otuyla birlikte karıştırıp macun yapmıştım. Sabah aç karnına bunları yiyordum” diye konuştu.

Hastalıkla mücadelede moral durumun son derece önemli olduğuna vurgu yapan Dumlupınar, “Hiçbir gün ben hastayım diye yatmadım. Normal zamanlarda koltukta oturdum. Kitap okudum. İbadetimi yaptım. Antrenman dahi yaptım. Öyle gün oldu ki; odanın içinde 40 dakika yürüdüm. Yapabileceğim kadar fiziksel antrenmanlar yaparak kendimi üst seviye hissettim. Bunu gerek zihinsel gerekse de fiziksel olarak yaptım. Bu bir savaş. Bu savaşı kazanmam lazım. Savaşımı sonuna kadar verdim. Allah-ü Teâlâ nasip etti. Ben bu savaşı kazandım” ifadelerini kullandı.

Karantina sürecinin evinde devam ettiğini bildiren Dumlupınar, aile bireyleriyle sosyal mesafe kuralını gözeterek bir araya geldiğini söyledi.

65 yaş ve üstü ile 20 yaş altı kişilerin ikametlerini terk etmelerini sınırlandıran genelgenin bu noktada hayati önemde olduğunu vurgulayan Dumlupınar, “Virüs genç nüfusu etkilemiyor ama kendilerine bulaşıyor aslında. Bunlar hasta olduklarını bilmedikleri için yayılmasına vesile olan kişiler. Bu çok büyük bir tehlike. Bu konuyu özellikle çok önemsiyorum. Devletimizin vermiş olduğu kararı sonuna kadar destekliyorum.” ifadeleriyle karara destek çıktı.

Uzmanların, zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmaması uyarılarına da destek veren Dumlupınar, “Şu anda 65 yaş ve üstü büyüklerimiz evde kalıyor. Yirmi yaş altı gençlerimiz evde kalıyor. Bu çok güzel bir şey. Mecbur kalmadıkça evde kalalım. Evde kalalım ki; biz bize yetelim. Biz farklı bir milletiz, farklı bir devletiz. Yaklaşık yirmi yıldır dünyanın her tarafını geziyorum. Yirmi yıl önceki Türkiye ile şu andaki çok farklı. Artık saygı duyulan bir ülkeyiz. Onun için bu saygı duyulan ülkeye layık olarak yaşamak durumundayız. Biz de saygı duyulan bir millet olabilmemiz için bu kurallara uymamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Korona virüsle mücadele sürecinin Türkiye’nin lider bir ülke olduğunu tescillediğini belirten Dumlupınar, açıklamalarında şunları söyledi: “Ben şunu söylüyorum; milletimize özellikle belirtmek istiyorum. Biz insana insan değeri veren bir ülkede yaşıyoruz. Avrupa artık yaşlı insanları ölüme terk ederken biz önceliği yaşlı insanlara veriyoruz. Sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde uygulandığı, vatandaşlarına insan gibi muamele eden bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Özellikle korona virüs nedeniyle Avrupa da, tüm dünya da gördü ki; hakikaten Türkiye gerçekten lider bir ülke.”