Devrimci bir kurmay subay Talat Turhan

Abone Ol

Özel ve önemli bir rol ve amaçla bu dünyaya gelirler kimi insanlar, yazdıklarını ya da yazılanı oynarlar, sonra o yaşadıkları olağanüstü işleri ve oluşları yazıya geçirirler ki, gelecek kuşaklara ders ve ışık olsun tarihe dayanak olsun. Ülkemizde de çoktur böyle sıra dışı özel insanlar. Bunlardan birinin adı Talat Turhan'dır.

Elimde rahmetli Talat Turhan’ın “Devrimci Bir Kurmay Subay Talat Turhan/27 Mayıs 1960’dan 28 Şubat 1997’ye” adlı kitabının yeni baskısı var. Bu yeni baskıya Nergiz Yayınları ve bu yayınevinin yönetmeni/sahibi Ahmet Acar dostum önayak olmuş.

408 sayfalık, büyük boy, pırıl pırıl kapaklı bir kitap.

Talat Turhan Türk Silahlı Kuvvetlerinde genç yaşta kurmay albay rütbesine erişen, atılgan bir devrimci.

Bu atılganlığı ve devrimciliği ona çokça düşman kazandırıyor ordu içinde, bu düşmanlar dişli ve de rütbesi yüksek düşmanlar, içlerinde cumhurbaşkanları, genel kurmay başkanları, kuvvet ve ordu komutanları var. Şöyle bir sayalım: Cevdet Sunay, Memduh Tağmaç, Cemal Tural, Faik Türün, Turgut Sunalp…

Bu düşmanlık 12 Mart muhtırası sonrasında intikama dönüşüyor. Talat Turhan, İstanbul Ziverbey’deki işkence köşküne götürülüyor ve orada günlerce ağır işkencelere, aşağılamalara muhatap oluyor.

Talat Turhan orada kendisine ve birçok aydınımıza işkence yapanların “Kontrgerilla Örgütü” mensupları olduğunu yazmaya kanıt toplamaya çalışıyor. Bunları buluyor, bu örgütü ülkenin gündemine sokup tartışılmasına onun katkısı büyük oluyor. Yazarımız bu kitabının sonunda tam 43 sayfa, Ziverbey Köşkünde gördüğü işkenceleri anlatıyor.

Talat Turhan’ın yıllarca korkmadan yazıyor, yurdum insanını aydınlatmak, uyarmak uğruna.

Kitapta 27 Mayıs öncesi ve sonrasına ilişkin değerli ve önemli bilgiler var. Önce bunlardan tadımlık bilgiler verelim:

-Talat Turhan, destek verdiği 27 Mayıs 1960 Harekâtı sonrasında Millî Savunma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü oluyor, Örtülü Ödenek’le ilgili de birçok gerçeğe vakıf oluyor.
-Yassıada kararları ve idamların infazı konusunda da bilgiler var bu kitapta. 
                 -İdam hükümlerine karşı oy kullanan MBK üyeleri.
                 -İsmet İnönü, Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay’ın Menderes’in idamını durdurma çabaları. Gürsel, “Akli dengesi bozuktur raporu verin ve infazı durdurun” diyor ama Yassıada’da görevli subaylar bu emri dinlemiyorlar “Biz bu ihtilali, Yassıada’da gardiyanlık yapmak için yapmadık” diye dayatıyorlar ve Menderes teamüllere aykırı olarak ikindi saatlerinde asılıyor.
-Talat Turhan “1961 seçimlerinden karşı devrim çıkmıştı” diyor ve 27 Mayıs’ı o yıllarda şöyle değerlendirdiğini yazıyor: “27 Mayıs’ta operasyon yapan cerrah midede makas unutmuş, yeni bir operasyon gerekiyor.” Bu operasyonu sağlamak amacıyla da bazı örgütlere öncülük etmiş Turhan, başı derde girmiş, sonunda emekliye sevk edilmiş.

Kitaptan, önemli bulduğum diğer yerlerden de örnekler sunayım:
-Nakşibendilik Tarikatı’nın Türkiye açısından işlevi, ağırlığı ve arkasındaki güçler.
-ABD pekâlâ ikinci bir by-pass ameliyatı ile Özal’ı bir süre daha yaşatabilirdi. Ama üç ay önce birilerine haber gönderdi “Hazırlığını yap” diye. Ve Özal tipi Müslümanlık.
-Talat Turhan, Talat Aydemir’in yapmaya teşebbüs ettiği 22 Şubat diye bilinen harekâtı “Devrimci eylemin başlangıcı olarak” niteliyor. 

Peki bunları böle düşünüp değerlendiren bir insan, hep bu yolda ve algıda mı gitmiş? Hayır, daha sonraları askeri darbelerin ve ordunun siyasetle uğraşmasının zararlı olduğunu görmüş, dahası bunların arkasındaki emperyalist güçleri de görmüş. 

Okuyunuz!