Değerli hemşehrilerim; bu yıl cumhuriyetimizin 86. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Kan ve can pahasına elde edilmiş olan Cumhuriyetimizin daha nice 86. yıl dönümleri göreceğine olan inancımla bütün şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.
Değerli okurlarım, bir ulusun bağımsızlığını koruyabilmesi en az o bağımsızlığı kazanabilmesi kadar zordur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden başlayarak büyük zaferle noktalanan süreçte uzun süreli savaşlar, iç isyanlar ve yoksulluk insanımızın büyük acılar çekmesine neden olmuştur. Bu acılar sadece şehit ve gaziler verdiğimiz cephe hatlarıyla sınırlı kalmamıştır. Cephe gerisinde evladının, yavuklusunun hasreti ile yanıp kavrulurken bir yandanda mecburi göç, yokluk ve eşkiya belası ile kırıma uğrayan yaşlılar, kadın ve çocukların yaşadıkları acılarda sahip olduğumuz özgürlüğün ne kadar kutsal olduğunun birer kanıtıdır.
Bugün bizlere düşen görev bu acıların tekrarlanmaması için çaba harcayacak bilinçte olmamızdır. Bu bilinci bizlere verecek olanda tarihimizdir. Tarihimizi, tarihte yaşadıklarımızın neden ve nasılları iyi bir şekilde kavrarsak aynı acıları bir daha yaşamayız.
İşte bunun içindir ki yazılarımda eğitimin öneminden sürekli olarak bahsediyorum. Bizler yeni nesillerimize iyi bir eğitim verir, tarihimizi iyi anlatır ve onlara özgür bir ulus olarak varlıklarını nasıl devam ettirebileceklerini öğretebilirsek, gelecekte o kadar var olacağız demektir.
Ulu önder Atatürk, bu yüzden Kurtuluş Savaşının ardından eğitim seferberliği başlatmış, halkın bilgiye daha rahat ulaşabilmesi için Latin alfebesine geçmiş ve halkımızı okumaya, bu vesileyle kalabalık bir insan topluluğu olmaktan çıkıp millet olmaya yöneltmiştir.
Bizlerde yeni nesillerin iyi bir eğitim almasını sağlayabilirsek gelecekte dışa bağımlı olmayan, öz kaynaklarından aldığı güçle varlığını devam ettiren mutlu bir millet oluruz.
2009 / Ekim