Çoruh bir candır

Abone Ol

Çoruh nehrinin adını ilk duyduğumda, sadece coğrafya sınavında çıkacak bir soru olarak düşünmüştüm.

Daha sonra Bayburt, Erzurum ve Artvin ile özdeşleşen yönü, bir rüzgâr gibi esmeye başladı yüreğimde. Dede Korkut ve Bayburt’u yan yana öğrendiğimde ise, ikisiyle beraber Çoruh da çağıldamaya başladı beynimde…


Bayburt, Dede Korkut ve Çoruh!...


Gurbete giden âşığın Bayburt’ta kalan sevgilisine seslendiği türkü ile birleşen Çoruh çağıltısını uzaktan uzaktan duymaya başladığımda artık üniversite bitmiş; her coğrafya benim için basit bir “yer” olmaktan da öte bir “değer” olmaya başlamıştı…


Yıllar sonra Bayburt’tan “gel” olunca, türkülerin, Dede Korkut’un ve Çoruh’un davetine uyup geldim…


Tamam… Bayburt bir inci gibiydi şu çıplak dağların arasında ama; Çoruh!...


Çoruh bir başkaydı!... O büyülü dil miydi, o efsaneler miydi, o destanlar mıydı beni ona bağlayan?


Yüksek dağların arasında çığlık çığlığa bir ses; düzlüklerde sükûnetti Çoruh!... Hırçın akması can alırdı, sakin akması tabiata can verirdi. Sakinlere şırıltı, hırçınlara çığlıktı Çoruh… 


3255 metre yüksekliklerdeki Mescit dağının Batı yakasından doğup 376 kilometre kat ederek vatan toprağını sulayıp bereketlendiren Çoruh, vatan toprağının zengin minerallerini de Oltu ve Tortum ırmakları başta olmak üzere Bayburt, Artvin ve Erzurum dağlarından alıyordu.


Fırat’ın ve Dicle’nin, Seyhan’ın ve Ceyhan’ın, Kızılırmak’ın ve Yeşilırmak’ın, Sakarya, Tunca, Gediz, Göksu’nun kuzeydoğudaki kardeşi Çoruh…


Düz topraklarda bereket bereket akar… Su, bütün canlılara hayat verir.  Enbiyâ sûresi 30. ayette “Bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler mi?” diyen yüce Allah, bütün sularla beraber Çoruh’u da övmüştür. Kutsaldır Çoruh…


Etrafındaki 262 köy ve ilçeler için bir hayat kaynağıdır Çoruh… Tarımda sulama, balıklara mekân ve raftingçilere maceradır Çoruh…


Yüce dağlardan geçerken çağıl çağıl çağlamalarla söyler özgürlük türküsünü…


Kimi zaman ağıt, kimi zaman sevinçtir Çoruh…


Zaman zaman baraja gem vurulur ve zaman zaman da daraltılır Çoruh!... Yeni dünya düzeni gereği buna katlanır. Barajlardan bereket olup insanları mutlu edecektir. Yoksa binlerce yıldan beri yaşadığı özgürlüğünün kısıtlanmasına nasıl tahammül ederdi Çoruh!... Doğayı uyandırmamak için sessiz sessizdir ve hüznünü içine atar gibidir.

Ses yakınlığından mıdır bilmem Çoruh bende hep hırçınlıktır…
Yüce dağ yamaçlarında yankılanan bir çığlığın sebebi hırçınlık…
O dağları yarıp geçen bir azmin hırçınlığı…


Dağları delen Ferhad’ın azmidir Çoruh!...  Ferhad Şirin’ine kavuşamaz, Çoruh da gurbet ellerde kavuşur engin sulara, denize…

“Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin,
Benden doğar bana dökülmez?”
diye Ağıt şiirinin dizelerinde soran Arif Nihat Asya’nın hüznünü ben sende görüyorum ey Çoruh… Niçin bende doğar, yad ellerde denize dökülürsün?


Bunun için baştan sona hüzün, baştan sona hırçınlık ve baştan sona çığlıktır Çoruh!..

Acıya, hasrete, gurbete, özleme bir çığlıktır!...


Ey Çoruh!..

Duy sesimi!...


Selam sana can Çoruh!...