Cemalettin Kumbasar

Eski perdeleri yeniden açmak üzere verdiğim arayı gereğinden fazla uzattım. Tiyatro tabiriyle “beş dakika ara” ne var ki, Bayburt’tan ayrıldıktan on yıl sonra geri dönüp tekrar perdeleri açtığımız dönemi kapsamaktadır. Sırasına göre yazının başlığı “Büyük Köprü” diğer adıyla “Alparslan” olacaktı. Ancak araya hiç beklemediğim acı bir haber girdi.

Abone Ol

Eski perdeleri yeniden açmak üzere verdiğim arayı gereğinden fazla uzattım. Tiyatro tabiriyle “beş dakika ara” ne var ki, Bayburt’tan ayrıldıktan on yıl sonra geri dönüp tekrar perdeleri açtığımız dönemi kapsamaktadır. Sırasına göre yazının başlığı “Büyük Köprü” diğer adıyla “Alparslan” olacaktı. Ancak araya hiç beklemediğim acı bir haber girdi.

Yakınım olduğu için övündüğüm, Bayburt’un tiyatro serüveninde yeri doldurulamayacak bir değeri, Cemalettin Kumbasar’ı kaybettiğimizi öğrendim. Onunla Bayburt Folklor Derneği’nde uzun yıllar yöneticilik yaptım. O yıllarca, çeşitli oyunlarda ve birçok etkinlikte rol aldı.

Bu oyunlardan biri de beraber sahneye koyduğumuz ve unutulmaz bir başarı gösterdiği; Mehmet Ali Çamlıca’nın yazdığı “İnsan Sarrafı” adlı tiyatro eseriydi. Oyunun hikâyesine pek fazla girmeden ve oyunda rol alan diğer arkadaşlardan özür dileyerek, sadece Cemalettin’den söz etmek istiyorum.

Oyunda; Kayseri’den, İstanbul’a gelen ve kendini insan sarrafı olarak gören saf bir hocayı; Molla Çinari’yi oynamıştı. Jandarma Tiyatrosu’nda aynı oyunu oynadığım için yönetirken hiç zorlanmadım. Zaten Cemalettin gibi bir kabiliyetle çalışmak, insanı hiç zorlamazdı.

Şimdi bizleri zorlayan; onun yokluğu, sahnelerde uçuşan replikleri ve unutulmaz diyalogları…

***

Omzundan heybesini indirerek, otelin kâtibine;

“- Evladım! Fevkalade yoruldum, bana bir yudum su ver de, kendime geleyim…” diyerek sakalını sıvazlamasını anımsadım… Ve kendisini nasıl bıraktığını sezebildim!

Oyunda geçinemediği karısını;

“- Talak-ı selaseyle zevcemi boşadım ve kalktım İstanbul’a geldim…” diyerek anlatırken, bende derin etkiler bırakan o habis hastalığını da, talak-ı selaseyle boşayıp hakka yürüdü.

Ve bir çınar devrildi böyle…

***

Umarım defin sırasında ince-ince yağmur yağmıştır… Eğer yağdıysa gökler ağladı derler, ama gözlerin onu aradığı ve ağladığı muhakkak…

*

Kabrinde rahat uyu... Makamın cennet, ruhun şad olsun…
Gönül perdemiz hep sana açık kalacak, 'Koca Molla Çinari'