Bir şoşartma (abartma) hikayesi...

Abone Ol


Bir saat kadar önce onu Bayburt' tan getiren UĞUR OTOBÜSLERİ'nin "tahtatapan" servisi istasyona bırakıp çekip gitmişti.

Donmak üzereyken, trenin ıslığını duyduğunda şükran ile küfür arasında bocaladı. Kendini trene attı, kompartmanını bulup oturdu. Yarım saat kadar ufalandı.

Trenin sıcağı onu kendine getirdiğinde karşısında oturan değişik kıyafetli adamı farketti. İranlı olduğunu anlamıştı.

- Merhaba Meşhedi, hardan gelip, hara gidersen?
- İsfahan'dan gelip İstambol'a giderem. Sen nicesen?
- Ben de İstambol'a gidirem. Adım Fikret, Galfa Fikret..

Havadan sudan sohbet bitince, Fikret ağabeyi biraz eğlenmek ister...

- Meşhedi; İstambol çoh böyük, gaybolmıyasan?
- Olar mı Fikret efendi, bizim Tehran daha böyük...
- Vola oğlum İstambol'da bir milyon nüfus var...
- Efendi bizim Tehran'da iki milyon adem yaşır..
- Vola İstanbol'da ikiyüzbin karhana (ticarethane) var...
- Bizim Tehran'da beşyüzbin karhana var. 
- Meşhedi; İstambol'da yüzbin maşen (makine, otomobil) var...
- Begim bizim Tehran'da ikiyüzbin maşen var...

Galfa tezgahı kuruyor hemen:

- Meşhedi bizim İstambol'da ellibin gavat var...
- Fikret efendi bizim Tehran'ın hamısı gavat, hamısı gavat...

Fikret ağabeyi cıgarayı yakmış, arkasına yaslanmış, keyif yapıyor.
Gıdasını almış, soğuk filan vızgeliyor...

ALLAH MEKANINI CENNET ETSİN, İNŞALLAH...