İğde kokusunu teneffüs edenlerdenim; Sümbüllerin çokluğu ile bereketli yağmurda ıslanmak pahası, kâh papatya toplamak, kâh gözüküp bulutların ardından sık sık kaybolan güneşte sırtımı kurutmak isteyenlerdenim. Henüz biçilmiş ve kurumaya yüz tutmuş taze otlar üzerine düşen yağmur taneleri, misafire ikram edilen güzel kokular misali mihmandarlık mutluluğu sergilemekte.
Zaman zaman su birikintileri ve çamurlaşan toprağın, mevsimi itibarıyla buharlaşması ile nemli toprak kokusu, Bahar Şöleni için saçılmış çiçeklere, nazire cilvesinde. Çağlayan dere sularının Çoruh ile kucaklaşmasını seyre dalanlardanım…
Bahar hiç bitmesin; Masat vadisinden çiçek kokuları hiç eksik olmasın istiyorum. Yarın Dede Korkut Kültür-Sanat Şöleni ile yeşerecek olan Bayburt kırlarında, beşinci kez ikinci baharı yaşayacak olmak mutluluğu gibi; bir kere daha, bir kere daha bahar havası yaşamak.
Dede Korkut Kültür-Sanat Şöleni gibi; bilimsel, kültürel ağırlıklı, gelecek kuşaklara Anadolu örf ve adetlerini aktarabilecek yeni yeni baharlar düzenlemeliyiz. Şair Zihni Şiir akşamı, şölen kapsamında olmalı ama Bayburt’lu şairler için; Celâli’yi, Hicrani’yi, Ağlar Baba’yı yad edebileceğimiz, yeni kuşakları esinlendirebilecek taze bahar günleri düzenlemeliyiz.
Her karış toprağı “Şûheda” kanıyla sulanmış bu yerlerin bekçileri olarak, serhat türküleri söylendiğinde coştuğumuz gibi, yakın geçmişimizden yeni kuşakların bihaber yetişmemeleri için elimizden geldiğince mahir olmaya gayret göstermeliyiz; baharlı günleri özleyen, yarın aynı şevkle özletebilecek nesiller için…
Bir kere daha, bir kere daha…